Emine Hanım’ın naifliği
Kamer Genç’in saldırısına uğrayan Emine Erdoğan hanımefendi “kendisini rezil etti” demiş.
Doğru ama eksik…
Kamer Genç denen adam, 20 yıldır karısını, çoluğunu çocuğunu, partisini, Türk siyasetini, Meclis’i rezil ediyor.
Bünyesindeki rezilliği nerede bir fırsat bulsa oraya aktarıyor.
Ve her seferinde maalesef Tunceli halkı bu rezilliği oylayıp Meclis’e gönderiyor.
Yaşı ilerleyip alkole olan direnci azaldıkça rezilliğinin boyutu da yükseliyor.
Emine hanım, Japonya Milli Günü Resepsiyonu’na davet üzerine katılıyor ve Büyükelçi’nin talebiyle bir konuşma yapıyor.
Kamer Genç, “hangi sıfatla konuşuyorsun” diyerek saldırıyor.
Kamer Genç’in derdi “sıfat” değil.
Onun derdi içindekini kusmak.
Başörtülü birisine dayanamıyor.
Hele başörtülü birisinin konuşma yapmasına hiç dayanamıyor.
Başka pek çok şeye tahammül edemediği gibi.
Her yerde hakaret, küfür, aşağılama ve provokasyon. Ve buna CHP prim veriyor.
Hakkında bugüne kadar ciddi bir işlem yapmamaları, bu kadar çok olay göz önüne alındığında artık “destek” noktasına gelmiş durumda.
Siyasetçiler arasında sert tartışmalar olabilir. Hatta bazen ölçü de kaçabilir. Ama aileler işin içine katılamaz.
CHP, belli ki Kamer Genç’le ilgili yapması gerekeni yapmayacak.
Meclis’in diğer partileri ve kamuoyuna iş düşüyor.
AK Parti Grubu, Kamer Genç’i Meclis’te konuşamaz hale getirmeli.
Bu adam bir daha Meclis kürsüsünden konuşamaz hale gelmeli.
Emine hanımın naif yorumunu aştı iş.
Kendini rezil edeceği bir nokta kalmadı artık. Omurgasını rezillik oluşturuyor zaten.
Bu hazımsız psikolojinin iz düşümleri medyada da yeterince var.
Cüneyt Arcayürek’in “sıkmabaş” tabiriyle başlayıp, Emine Hanım’ın, Hayrunnisa Hanım’ın kıyafetleriyle devam eden hakaretleri hafızalarda duruyor.
Doğrusu kamuoyu oluşturmakta halen zayıf olduğumuzu düşünüyorum.
Bir okul müdürü kız öğrencinin etek boyuyla ilgili yaptığı uyarı günlerce manşet oluyor.
Emine Hanıma yapılan bu saygısızlık iki güne kalmaz medyanın gündeminden düşer.
Başörtülülere neler yapıldı bu ülkede.
Başörtülerinden, saçlarından tutularak yerlerde sürüklendiler.
Hepsi en fazla iki gün konuşuldu.
“Kadına yönelik şiddet” cümlesini sol örgütler, sivil toplum kuruluşları dillerinden düşürmez.
Yazımı yazdığım saate kadar bir tek kadın örgütü çıkıp da Emine Hanım’a yapılan bu psikolojik şiddeti kınamadı.
Neden?
Çünkü başörtülü.
PKK’nın İngiltere destekçisi DPI’ın konferansını eleştirdik diye imza kampanyalarına destek veren “sağcı” hatta kimi başörtülü yazarlar da ortada yok.
Kamer Genç’e karşı bir imza kampanyası düzenleseler de görsek.
Yapmazlar. Çünkü onlar da yaranma derdinde.
Emine hanım zaten mazlum.
Polemik çıkarabilecek hiçbir konuda çıkıp konuşmaz.
Başbakan olan eşinin yanında sırf başörtülü olduğu için sayısız devlet protokolünde bulunmamış biri.
Sanki Japonya Elçiliği’nde protokol konuşması yapmaya çok hevesli.
İstese eşiyle beraber milyonluk AK Parti mitinglerinde konuşur.
Zaten böyle bir isteği arzusu yok.
Onu savunacak birilerinin çıkması lazım ama o da yok. Unutulur gider.
Kamer Genç zaten dikkate alınacak biri değil canııım!
Bu ülke böyle işte.
Her şey yapanın yanına kar kalıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.