Başbakan bahane, bir taşla 4 kuş umuyorlar
İsrail kurulalı, leş kargaları Ortadoğu üzerinde dönüyor. İsrail, sermaye, gizli örgüt ve medya gücüyle, Batı yönetimlerini teslim aldı. Zulmediyor. Batı himayesinde geliştirdiği derin dünya devletini, gerçek yapmak; Hz. Süleyman devrini yaşamak, dünyayı kendi gölgesinde bırakmak istiyor. Serap görüyor.
Dün, dünde kaldı. İnsanın fıtrat üstünlüğü, kendi ürünü servet ve silaha yenik düşürmez. Netice insanlığındır. Bir devlet gölgesinde yeşeren, himayeye muhtaç bir devletin, dünya hakimiyeti maceradır. Siyonizm’in, sömürge alanı olarak gördüğü Afrika ve İslam dünyası üzerindeki hesapları da, tehlikeli bir yanlıştır.
Sömürgeci dünyanın, bunca gayret ve fitnesine rağmen, İslam güçleniyor. İslamofobia düşmanlığının en ateşli adamı da, bakıyorsun İslam’a giriyor. Özgür düşünce ve insan şahsiyetine, Kur’an-ı Kerim, kendini, vasıtasız da kabul ettiriyor. İngiltere’de her sene yüz bin kişi İslam’ı seçiyor.
15 asırdır, Kur’an’dan tek harf düşürülemedi. Dünyanın en çok okunan ve ezberlenen kitabı. Fitne saldırıları dahi, İslami uyanışa vesile oluyor. Müslümanlar, fitne ve ayrılık bataklığına düştükleri zaman, fetret devri yaşanıyor. Fakat Allah’ın rahmetiyle kısa sürede, yeni bir diriliş ve taze bir güç doğuruyor.
Batı, bu gerçeği görüyor ve buna göre, İslamofobia düşmanlığı ve “Medeniyetler çatışması” gibi savaş projesi üretiyor. “Radikal İslam” diye, din icadına kalkışıyor da, Siyonizm’in güdümünden çıkıp barışı düşünemiyor. Münafık, eskiden de vardı. Ebedi Risalet’in kaynağı tek, Kur’an tek, İslam tek, İslam kardeşliği tektir. Müslümanın Arap’ı, Türk’ü, İngiliz’i, Japon’u dün de yoktu, bugün de yoktur.
1. Dünya savaşı yenilgisiyle Müslümanlar, ayrılığa düşüp, siyasi güçlerini kaybettiler. Sömürgeci Batı, dünyanın %48,7’sini yönetti. Bugün Batı, %24,2ye indi. İslami siyasi alan, 65 devletle, dünyanın %2’lerinden, %21,1’ine çıktı.
Batı, Müslümanlarla dostluğun güzelliğini yaşamalı. Filistin, Afganistan, Irak, Suriye, Mısır’dan Türkiye’deki darbelere, Gezi teröründen, 17 Aralık kalkışmasına kadar, her düşmanlığın dış kanadı olmanın Batı’ya yararı, zararını karşılamaz.
Bu altyapı özetinden sonra, gelelim yazı başlığımızdaki noktaya:
İki ağaç bahanesiyle yapılan tahribat, ülke ekonomi ve itibarına verilen zarar ortada. Gezi’nin istekleri, Mısır’da Sisi icraatı gibi akıl tutulmasıdır. Başbakanı itibarsızlaştırıp, ülkede kaos istiyor. “3. Köprü, 3. Havaalanı, Nükleer, kalkınma olmasın” demek, düşman sözcülüğüdür. 17 Aralık kalkışması ne? Gezi, Taksim’deki, “Hâlâ anlamadın mı arkadaş” oyunu, adliyeye mi taşınıyor? Yine 3. Boğaz köprüsü; yine 3. Havaalanı? Bunlar, Gezi’yi kuran zemberek!
Darbe severler, Erdoğan ve seçim derken gerçekte, 4 şey istiyorlar:
1) 90 yıldır oyla seçim kazanmadan gemisini yürüten CHP, seçim kazanmak istemez. Partiler, büfe dahi açamazken CHP, İş bankası patronu, darbe avukatlığı gibi imtiyazlarıyla ana muhalefet saltanatını korumak istiyor.
CHP ve darbeciler, Müslümanların ve dünya mazlumlarının dua ettiği Erdoğan itibar kaybetsin, lider ülke değil, uydu ülke, dış destek istiyorlar.
2) Tren, yol, köprü, kalkınma olmasın. Küçük olsun, bizim olsun. Büyük ülkede kayboluruz korkusu yaşıyorlar.
3) Güçlü Esat ise de, güçlünün yanında yer alalım. Mazlumdan bize ne? Güçlüyle yarış riskine girip, rahatımızı bozmayalım diyorlar.
4) 1960 Darbesini, CHP, “İnönü, Kayseri’de konuşturulmadı” propagandasıyla hazırladı. Feyzioğlu’nun, 17 Aralık’ın sisli atmosferindeki, üzerine gerek olmayan hızlı turları da gösteriyor ki, dış destek de ayakta hazırken, Gezi ve 17 Aralık’tan, yeni huzursuzluklar doğurmak isteniyor.
Bunlar Geziciler cephesinin beklentileri. Ama Allah’a hamdolsun, kalkınma devam ediyor, hızlanacak. Millet, ümit ve azimli. Darbeci beklediklerinin tersi yaşanıyor. Türkiye ve Erdoğan, dua alıyor. Şaşkın saldırganlar, halkı uyarıyor.
“Allah, Müslümanlara yardım etmez diyenler, kafirlerdir.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.