Suriye’deki vahşet görüntüleri vicdanı olan herkesin kanını dondurdu.

Bütün insanlığın gözü önünde yanı başımızda tıpkı Hama’da, Bosna’da, Ruanda’da olduğu gibi büyük bir dram yaşanıyor.

Katledilen insan sayısı ise 150 bine dayandı.

Türkiye dışında zulme sesini yükselten ne bir devlet, ne de lider var.

Dün 2. Cenevre konferansı başladı.

Ancak açık ve net konuşalım.

Buradan insanlık hayrına hiçbir sonuç çıkmayacaktır.

ABD, İngiltere, Rusya, Çin ve Fransa…

Tarihleri zulüm ve sabıkalarla dolu.

ABD: Hiroşima ile Nagazaki’de, Irak’ta, Afganistan’da, Vietnam’da, Ebu Gureyp’te milyonlarca insanın katliamında direkt rol aldı.

İngiltere: ABD’nin katliam beyni adeta.1 numaralı global cinayet azmettiricisi konumunda. Hindistan’da, Pakistan’da, Bangladeş’te akıttıkları Müslüman kanının izlerini suratlarından silemezler. Arap-İsrail Savaşları’nda İsrail’e verdikleri destekleri unutturamazlar. Ortadoğu’daki şeytanlıklarını gizleyemezler.

Rusya: On binlerce Müslüman Afgan’ın, Çeçen’in, Azeri’nin hayatına mal oldular. Şimdi de Suriye’deki katliama açıktan destek veriyorlar.

Çin: Doğu Türkistan’da yüz binlerce Uygur Türkü’nü katlettiler, işkenceden geçirdiler. 

Fransa: Şuan bu ülkenin gözetimindeki Orta Afrika’da, Müslüman katliamı yapılıyor. Tıpkı Cezayir’deki gibi. Fransa, 800 bin insanı katleden Hutu hükümetinin o dönem içerisinde en yakın dostu ve destekçisi olması sebebiyle Ruanda Soykırımı’ndan da en fazla sorumlu tutulan ülke… Tabi bu katliamda Hutu milislerine, Tutsileri doğraması için on binlerce satır, balta ile bıçak temin eden Çin’i de unutmamak gerekiyor.

Ne kadar garip değil mi?

Şimdi bütün bu soykırımları gerçekleştiren, ölüm kusan, profesyonel cinayet şebekesinden, seri katliamcılardan medet bekleyenler var.

Rusya, dehşet görüntüleri karşısında “İnsanlık suçu ama…”lı açıklamalar yapıyor.

İngiltere ise, delillerin Cenevre’yi etkilememesini istiyor.

İran’dan da, “Cenevre 2 öncesi ortaya çıkması şüphe uyandırıcı” yollu açıklamalar geliyor.

Zaten İslam coğrafyasına en büyük zarar içerden, bölünmüşlükten, parçalanmışlıktan, tefrikadan geliyor.

Düşünün bir Müslüman kardeşlere karşı acımasızca Hama katliamını gerçekleştirip 10 binlerce masum Müslüman’ı katleden Baba Esed, İsrail Golan Tepesini işgal ettiği dönemde ülkesinin Savunma Bakanı olmasına rağmen kılını dahi kıpırdatmıyor. İsrail, 6 günde dünyanın en stratejik konumundaki Golan Tepeleri’ni işgal ediyor.

Mekanizmayı böyle kurmuşlar.

Oğul Esed İngiltere’de eğitim görmüş.

Baba Esed ise Rus Hava Kuvvetleri’nce eğitilmiş.

İsrail ise 1967’de 6 gün savaşlarında Rus Hava Kuvvetleri’nin yüksek teknolojisini kullanarak Arap ülkelerinin hava kuvvetlerinin tamamına yakınını bir gecede imha ediyor.

Bu şekilde Doğu Kudüs, Golan Tepeleri, Gazze Şeridi ve Sina Çölü’nü ele geçiriyor. 68 bin 300 kilometrekarelik bir alanı, Ürdün, Suriye ve Mısır topraklarını işgal ederek altı gün içinde sınırlarını iki buçuk kat genişletiyor.

Tabi ABD ve İngiltere desteğini de arkasına alarak yapıyor bütün bunları…

Uzatmayalım.

Batı Hak’tan-hukuktan, müzakereden, diyalogtan anlamaz. Güçten anlar.

Bizim sorunumuzu ancak biz çözeriz.

Hollande, Şi Cinping, Cameron, Putin ve Obama değil…

Boyunduruk yerde ve İslam Alemi yiğitlerini bekliyor…