Bazen sayfalarca yazı yazarak, saatlerce konuşarak anlatamadığınız bir meseleyi tek bir fotoğraf karesiyle ya da bir saniyelik görüntüyle çok net özetleyebiliyorsunuz. 

İşte önceki gün Akit’te yayınlanan Adana’daki “Tır Operasyonu” fotosu da bunlardan bir tanesiydi.

Fotoğraf karesi her şeyi anlatıyor. Mehmetçiğe silahının namlusunu, Suriye sınırındaki Türkmenlere yardım götürmek isteyen MİT mensuplarına doğrultması emri veriliyor.

Bu kardeşin kardeşe silah doğrultmasından başka bir şey değildir.

Asayişten sorumlu vatan evladına, yine aynı ülkenin devlet görevlisine silah doğrultma talimatı… 

Dün bu konuda hem olayın yaşandığı bölgeden hem de Ankara’dan en tepe yöneticilerle görüşmelerim oldu.

Muhataplarım olup bitenin ne kanunlarla, ne de devlet geleneğimizle, ne de hukukla bağdaşmadığına dair ayrıntılı bilgiler paylaştı. 

Mesela olayın gerçekleştiği bölgenin en yetkili isminin aktardığı şu çarpıcı ifadeler meselenin boyutunu ve hedefini göstermesi açısından son derece önemli: “Operasyon bizim bölgemizde gerçekleşiyor. Yetki çerçevesi kanunlarla belirlenmiş. Fakat bizden izin alınmıyor. Haber dahi verilmiyor. Jandarma’da da hiyerarşi bellidir. Bu ihlal ediliyor. Olay yerine intikal ettiğimizde maalesef istenmeyen o görüntülerle karşılaşıyoruz. Ancak operasyonu biz devlet görevlilerinden özellikle gizleyenler ne hikmetse belli medya organlarına önceden haber veriyorlar. Orada X medya organı tırların plakasına varıncaya kadar, personeline varıncaya kadar taşınan malzemeler de dahil olmak üzere bütün ayrıntıların fotoğrafını çekebiliyor. Görüntülerini ta başından beri kaydedebiliyor. Bu yapılanları kanunlarla, hukukla, iyi niyetle anlatmak mümkün değil. Tamamen planlanmış, kurgulanmış büyük bir operasyon… ”

Tabi Ankara her şeyin farkında. Mide bulandıran bu operasyonla Washington, Londra, Brüksel, Tel Aviv hattına verilmek istenen mesaj biliniyor.

Şükür ki “Türkiye Suriye’deki terör örgütlerine destek sağlıyor” jurnali ellerinde patlatıldı.

Ancak bu karanlık mihrakların bir türlü anlamadığı bir şey var…

Batı hattının, bu operasyondan ne anladığı henüz bilinmiyor. Lakin Anadolu hattının olup bitenleri nasıl okuduğu, nasıl değerlendirdiği ve ne tür tepki vereceği tarihle sabit.

Bir fotoğraf karesiyle büyük planlar yerle yeksan olabiliyor.

Bunu en iyi Akit müdavimleri bilir.

Geçmişte de bu gazete eliyle ülkemize, milletimize, mütedeyyinlere karşı kurulan sayısız tuzak etkisiz hale getirilmişti.

Hatırlarsınız Türkiye’yi zor durumda bırakmak için tezgahlanan açlık grevinin iç ve dış uzantılarını bir bir deşifre etmiştik.

Test edilip, taraflarca doğrulanan sağlam bir bilgi, bir tek fotoğraf karesi yabancı istihbarat birimleriyle tezgahlanan “açlık grevini” çökertmişti.

Ahmet Türk’ün evinde başköşede Ertuğrul Kürkçü olmak üzere BDP ileri gelenlerine mükellef sofralarda verilen kuzu kebaplı ziyafetler, İngiliz istihbaratçısıyla pişirilen açlık grevinin tuzu biberi olmuştu.

Garibanları açlık ve ölüme teşvik edenlerin, kuzu kebaplarını götüren fotoları ortaya çıkınca kimyaları bozulmuş, İngiliz anahtarı açılmış, grev çözülmüştü. 

Tıpkı gariban Kürt çocuklarını, okumamaları için okullarını yakıp boykota çağırırken; kendi çocuklarını yurt içinde ve yurt dışındaki en seçkin kolejlere göndermelerini belgeleyen tenakuz fotolarında olduğu gibi… 

Orada da yayınlanan fotoğraf kareleri tezgahın altını üstüne getirmişti.

Bu işler böyle…

Sürpriz fotolara hazırlıklı olun…

Çünkü gerçeklerin saklanamama gibi bir özelliği var.

Şu sıralar Mehmetçiğin MİT görevlisine silah doğrulttuğu, bir devlet görevlisinin başka bir devlet görevlisini dinlediği, kirli ittifakların, transfer pazarlarının kurulduğu olağanüstü garip bir süreçten geçiyoruz.

Ama bütün bu garabetleri kontrol altına alıp, normale döndürecek mekanizmalar, devlet aklı ve tecrübesi bu ülkede mevcut.

Her zamanki gibi yine sağduyunun feraseti en korkunç garabetlerin dahi üstesinden gelecektir.

Bundan hiç şüpheniz olmasın.