STRATFOR Ağı
“İslam dünyasında kaosun hakim olması Amerikan çıkarlarınadır. Bugün böyle bir durum varsa bu Amerikan stratejisi gereği ve başarısıdır. 2020’li yıllarda Türkiye yeniden güçlenecek ve İslam dünyasını toparlamaya çalışacaktır.”
Bu ifadeler George Friedman’ın, “The Next 100 years” Gelecek 100 Yıl adlı kitabından.
Şu ifadeler de aynı isme ait: “Tarih boyunca Türkiye, İslam Dünyası’nı bir arada tutan bir imparatorluğun ulusu olmuştur. 2020’li yıllarda yeniden bir güç olarak ortaya çıkacaktır. Çevreleri kaos ve zayıflıklarla dolu olarak Türkler, bölge boyunca ekonomik bir güce sahip olacaklardır. Ortadoğu’nun jeopolitik yapısı yeniden düzenlenecek ve Türkler, her yöne doğru etkiye sahip olarak bölgenin egemen gücü olacaklardır.”
Peki kim bu George Friedman, tanıyabildiniz mi?
Hatırlatmakta yarar var.
2008-2009 yıllarından itibaren Türkiye’de ana akım medyanın ilgi odağı olan Yahudi kökenli akademisyen, yazar, siyaset bilimci George Friedman Amerikan özel istihbarat ve stratejik Analiz kuruluşu, gölge CIA olarak da nitelendirilen STRATFOR’un kurucusudur.
Milli güvenlik ve savunma alanında dersler veriyor, kitapları yayınlanıyor. Macaristan doğumlu bir Yahudi olan Friedman aynı zamanda Neo-Con’ların akıl hocası özelliğini de taşıyor.
Sistematik biçimde Ortadoğu ve Türkiye üzerine yorumlar, analizler yapıyor.
Sık sık Türkiye’nin dünya liderliğinden, hatta dünyayı yönetmesinden, ABD, Rusya, Ortadoğu, Kafkasya, Balkanlar’ı dize getirmesinden, Yeni Osmanlı’dan, kimsenin Türkleri durduramayacağından sözediyor.
Tabi o dönem bizim ana akım medya da Friedman’a mikrofon uzatmak için adeta sıraya giriyor, her sözünü alıp manşetine taşıyor.
Friedman’lı manşetlerin bazılarını hatırlayalım:
“Çince’yi bırakın Türkçe öğrenin!” (4 Mart 2009-Milliyet), “Türkiye ve Japonya ABD’ye karşı savaşacak!” (27 Ocak 2009-Radikal), “Türkiye’nin gücünün artması kaçınılmaz!” (4 Şubat 2009-Sabah), “AB yıkıldı, çağırsa da gitmeyin!” (04 Mart 2009-Hürriyet), “Türkler tarih sahnesine imparatorluk olarak dönecek!” (04 Mart 2009-Sabah), “Neo-halifeliğin merkezi Türkiye olacak!” (22 Şubat 2009-Hürriyet)
İyi de bir Neo-Con’un bu sözleri ne anlama geliyor?
Orada bir dakika durup düşünmek gerekiyor. Friedman Türk dostu iyi niyetli bir kahin mi; yoksa sağdan yanaşıp Türkiye’yi malum mihraklara gammazlayan bir stratejist mi?
Bu soruya cevap bulmak için 2013 yılında Ortadoğu’da ve İslam coğrafyasında olup bitenlere dikkatli bakmak, ABD&Rusya stratejisini iyi okumak gerekiyor.
Arap Baharı, Irak’ın yeni şekli, Mısır darbesi, Filistin, Sudan ve Orta Afrika’nın hali, Suriye kantonları vs. vs.
Gezi kalkışması, işbirlikçilerin yeniden uyanışı, Paralel dayanışma Batı taktiğinin önemli ipuçları.
Denemeyle sabit ki; kalıplarını kırıp dışa açılan, önündeki engeller kaldırılan, rahat bırakılan bir Türkiye süper güç olma yolunda hızla ilerliyor.
Durdurmanın yöntemi ise Friedman’ın ilk cümlesinde mevcut: “İslam dünyasında kaosun hakim olması…”
Bunun için STRATFOR’un istihbarat toplama stratejisinde, medya ile özel işbirliğini sürdürmek önemli yer tutuyor. Zaten Wikileaks’in sızdırdığı yazışmalarda da, STRATFOR yetkililerinin Türk medyasını “ağa düşürme” gündemlerinin baş sırasına taşıdıkları ortaya çıkmıştı.
İşte bugün adım adım bu stratejiyle ilerliyorlar. Türkiye korkusu Siyonistlere bunları yaptırtıyor.
Başarabilirler mi?
Önceki gün Ankara büromuzda ağırladığımız ABD ve Batı tecrübesi de olan Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’a bu meseleyi de sorduk.
Son olaylarda ABD ve Batı desteğine dikkat çeken Bakan Yılmaz şu yorumu yaptı: “Avrupa bugünlere geldiyse bütün Avrupa ülkeleri çok muazzam işler yaptığı için gelmedi. Birkaç tane sürükleyici ülke çıktı Avrupa’dan. Onlar bütün kıtayı sürüklediler. Bizim bölgede de Türkiye sürükleyici bir ülkedir. Türkiye gibi birkaç tane ülke daha başarıyı yakaladığı zaman bütün Ortadoğu’da, Balkanlar’da, Kafkaslar’da çok farklı bir ekonomik gelişim, ivme göreceğiz. Son gelişmelerde görüldü ki, bir anlamda Türkiye’nin 10 yıldaki hızlı gelişimine takoz olmaya, set olmaya çalışıyorlar. Bu saatten sonra Türkiye’yi durduramazlar. Bugün tecrübesiz bir hükümet işbaşında olsaydı, Gezi’den buyana meydana gelen hadiseler Türkiye’yi çok farklı bir kaosa sürüklerdi. Ama çok şükür bugün hem güçlü hem de çok tecrübeli bir hükümet var. Güçlü bir liderlik var. Sayın Başbakanımız var. Bütün bunları bir araya topladığınız zaman bu yapılanların sonuç vereceğini düşünmüyorum. Tam aksine Türkiye’yi daha da güçlendirecektir.”
İnşallah.
İslam Alemi’nin bugün her zamankinden daha fazla ihtiyacı var çünkü Türkiye’ye…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.