Kişilik haklarını korumaya yönelik internet yasasında yapılan yeni düzenleme olaylara yaklaşım tarzımızı göstermesi açısından bir kez daha turnusol vazifesi gördü.

Yasanın düzenlendiği günden beri medyanın tutumunu hayretler içinde izliyorum.

Maalesef bilgi sahibi olmadan fikir sahibi oluyoruz. Daha da kötüsü yapılanın memleketin şerrine mi yoksa hayrına mı olduğuna dair hiçbir ön muhasebe yapmadan taraf oluyoruz.

Yapılanın ne olduğu değil yapanın kim olduğu, bir işin doğruluk derecesini ölçmede en belirleyici faktör haline geldiyse; orada biraz durup düşünmemiz gerekiyor.

Ama söz konusu olan hükümete zarar vermekse, ne garabetlerle, ne ittifaklarla, ne jurnallerle, ne çelişkilerle, ne çirkinliklerle karşılaşıyorsunuz.

Mideniz bulanıyor.

Hatırlarsanız henüz düzenlemeyle ilgili hiçbir gelişme yaşanmamışken aylar önce bu meseleyi gündeme taşıyıp ısrarlı biçimde yasal düzenleme ihtiyacına dikkat çekmiştim.

TİB Başkanından ilgili Başbakan Yardımcısı’na kadar bütün yönetici kademesine çocukları tehdit eden bu riskin boyutunu aktarmıştım.

İnternet artık dünyanın en önemli iletişim aracı...

Ülkemizde her geçen gün yaygınlaşıyor ve kullanıcı sayısı artıyor. Dünyada en fazla internet kullanan ülkeyiz. Bu güzel bir gelişme. Fakat buna paralel olarak internet üzerinden işlenen suçlarda da ciddi oranda artış var.

Gelişen teknolojiyle birlikte en fazla da gençliği, çocukları tehdit ediyor denetimsiz internet.

Buna önlem almak, aileyi, gençliği, çocukları, bireyleri korumak hükümetin en temel görevlerinden birisi.

Şimdi bana göre eksik de olsa bir düzenleme yapıldı ve onaylanmak üzere Köşk’te bekliyor.

Yukarda bahsettiğim bilgi sahibi olmadan taraf olan çevreler ise medya gücünü de kullanarak, Cumhurbaşkanı’nı tesir altına almak için bastırıyor.

Her fırsatta örnek olarak Türkiye’nin önüne koydukları Batı ve ABD internete ne tür düzenlemeler getirmiş umurlarında bile değil.

Uzatmadan söyleyelim.

Bizdekiyle mukayese edilmeyecek düzeyde katı yaptırımlar var ABD ve Batı’da.

Aslında hiçbir ülke bizim için model de örnek de olmamalı bu konuda.

Çünkü her ülke kendi inanç, gelenek, görenek ve hukuk sistemine göre bir düzenleme yapmıştır.

Örneğin İngiltere’de bizzat Başbakan Cameron öncülük etti bütün internet kullanıcılarına filtre getirilme kampanyasına...

Rusya’da yıllar önce kurulan “İnternet Ligi” mahkeme kararı olmaksızın binlerce internet sitesini kapattı…

Geçenlerde bir yakınım zararlı içeriğinden dolayı ABD’de bankalarda Hürriyet gazetesinin internet sitesine girilemediğini söylemişti.

Fakat daha da ilgincini geçen ay Başbakan Erdoğan’la gittiğimiz Tahran’da yaşadık.

Meslektaşlarımızdan bir kaçı kendi gazetelerinin internet sitesine giremediler.

Mesela Tahran’da hurriyet.com.tr yazdığınızda karşınıza Farsça “bu site porno içerik taşıyor” uyarısıyla karşılaşıyorsunuz.

Keza bu durum Milliyet, Vatan gibi gazetelerin internet siteleri için de geçerli.

Pek çok gelişmiş ülke yasalara aykırı hareket eden, zararlı içerik bulunduran internet sitelerini tamamen kapatıyor.

Şayet Cumhurbaşkanı onaylarsa bizdeki yeni düzenlemeyle birlikte müracaat halinde ya da TİB’in inisiyatifiyle, özel hayatın gizliliğini ihlal eden bir haber yayından kaldırılabilecek. Tabi bu nihai sonuç değil. Çünkü yayıncının mahkemeye gitme hakkı da var. Mahkeme kendisini haklı bulduğu taktirde içeriği tekrar yayınlayabilecek. Yani bir sitenin tamamen kapatılması söz konusu değil.

Eski düzenlemeye göre mağduriyet yaşayan şahıs mahkemeye gidiyordu fakat kişilik haklarını ihlal eden yayını en erken 5 günde kaldırtabiliyordu.

Bu vakte kadar da olan oluyordu zaten.

Yeni düzenlemeyle birlikte mağdur edilen şahıs haberi en azından bir günde yayından kaldırtabilecektir.

Yayıncı ise hapis cezasından kurtulup para cezasıyla cezasını ödeyebilecektir.

Böylece vatan evlatları haysiyet cellatlarının yalan ve iftiralarından bir nebze de olsa korunmuş olacaktır.

Düne kadar hükümetin omuzlarında olan bu sorumluluk bugünden itibaren Cumhurbaşkanımızın omuzlarındadır.

Üstad Necip Fazıl’ın ifadesiyle, “Allah, ızdırabını çektirmediği şeyin nimetini vermez.”

Vesselam...