Hatay’da zor seçim
Hafta sonunu Sadullah Ergin’in davetlisi olarak Hatay’da geçirdik.
Hatay’a ilk defa 2000 yılında Akit’in bir kampanyası için gitmiştim.
İkinci ziyaretimiz ise 2002’de İcra Kurulu Başkanımız Mustafa Karahasanoğlu ağabey ile birlikte oldu. Sadullah Ergin’in de katıldığı Hatay ileri gelenleriyle düzenlediğimiz istişare toplantısının üzerinden tam 12 yıl geçmiş.
abii köprünün altından çok sular aktı o günden bugüne. Mustafa ağabey ile gittiğimizde Ergin, AK Parti Hatay il başkanıydı. Kısa bir süre sonra ilk seçimde milletvekili olarak Ankara’ya geldi. Hukukçu kimliğiyle zor dönemde AK Parti Grup Başkanvekilliği görevini üstlendi. Ergin’in buradaki performansı, önemli davaların görüldüğü kritik bir süreçte kendisini Adalet Bakanlığı’na taşıdı.
Şimdi yine zor bir süreç bekliyor Sadullah beyi.
Hatay’da Belediye Başkanı seçilmek bir önceki dönemden çok daha zor.
Çünkü burada ilk kez Büyükşehir Belediye Başkanı seçilecek.
Dolayısıyla merkezin oyları kadar diğer ilçe ve köylerin oyları da belirleyici olacak.
Ayrıca bu seçimlerde şehrin etnik ve mezhepsel yapısı, Suriye’deki gelişmeler ile Reyhanlı patlamasının tesiri daha fazla hissedilecek. Hatay algı yöneticilerinin, derin yönlendiricilerin, toplum mühendislerinin, yabancı istihbaratçıların, misyonerlerin cirit attığı bir şehir. Türkiye’yi tuzaklarla, tezgahlarla, komplolarla yeniden dizayn etmek isteyenler için prototip olarak önemli bir alan…
•
Hatay Anadolu’nun İslam’la tanışan ilk şehri.
Yüzlerce yıl Selçuklu ve Osmanlı hükümranlığının ardından bütün dinlerden, bütün mezheplerden, tüm renklerden insana rastlamak; bütün medeniyetlerin izini görmek mümkün. Bu yönüyle tam bir Türkiye mozaiği diyebiliriz.
Hatay, tarihi bakımından da oldukça ilginç bir şehir. Kurtuluş savaşında, milli mücadele yıllarında önemli görevler üstleniyor.
19 Aralık 1918 tarihinde Karakese köyüne bir saldırı düzenleyen Ermeni askerlerden oluşan Fransız müfrezesi burada ciddi bir direnişle karşılaşıyor. Köy ahalisi düşman kuvvetlerini püskürtüyor ve burası ilk kurşunun sıkıldığı, Türk Milli Mücadele Tarihi’nin başlangıç noktası olarak kabul ediliyor. Fakat işgallerin, gelgitlerin, kaosun ve geçiş süreçlerinin, kaybedilen yılların ardından 2 Eylül 1938’de bağımsız, Hatay devleti kuruluyor. Ama üzerinden bir yıl dahi geçmeden 29 Haziran 1939’da Hatay Meclisi’nin oybirliği ile aldığı karar üzerine Anavatan’a katılıyor, Türkiye’ye kavuşuyor. İşte Sadullah Ergin’in proje tanıtım toplantısını Hatay devletinin kurulduğu bu tarihi mekanda Meclis salonunda izledik.
Sadullah bey burada sayısı 70’i bulan çok önemli projelerini tek tek tanıttı.
Projelerin pek çoğu merkezi hükümetin desteğine endeksli projeler.
Mesela Başkan seçildiği taktirde Amik Ovası’na yapılacak barajlar sayesinde sulanabilir arazi oranının yüzde 90’a çıkarılacağını, bu şekilde yaş sebze ve meyve ihracında ilk sırada yer alan kentin bu başarısının perçinleneceğini taahhüt ediyor.
Amanos Dağları’nı aşmak için 15 km’lik Türkiye’nin en uzun tünelini, Hatay’ı boydan boya tam ortadan ikiye bölen Asi Nehri’nin kenarına da hafif raylı sistem inşa ederek ulaşımı rahatlatacaklarını anlatıyor. Teleferiklerle, spor kompleksleriyle, tarihi mekanlarıyla turizmde de iddialı olduklarını, yılda 3 milyon yabancı nüfusu ağırlayabileceklerini söylüyor.
Sadullah bey özel sohbetimizde ise Hatay için Ankara tecrübesini, Ankara birikimlerini kullanmak, merkezi hükümetin desteğinden maksimum derecede yararlanmak isteğini dile getiriyor.
Hedefinin Hatay’ı Türkiye’nin 5. büyük ili konumuna yükseltmek olduğunu şu sözlerle aktarıyor: “Ankara bürokrasisinin labirentlerinde kaybolmayacağız. Merkezin desteğini daha rahat alma imkanımız olacak. Bu şekilde Hatay’ı 5. büyük il konumuna taşıyacağız...”
•
Hatay’da Sadullah Ergin ile bir araya gelmeden önce AK Parti Sözcüsü ve Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik ile birlikte kısa bir şehir turu da yaptık. Seçim nabzı için Hatay sokaklarını gezdik, esnafla görüştük. Örneğin bir esnaf Sadullah Ergin faktörünü en iyi biçimde değerlendirmeyi düşündüklerini şu sözlerle ifade etti: “Sadullah bey seçilirse Devletin gücüyle, Belediye’nin gücünü birleştirecek. Biz de bu fırsatı en iyi biçimde değerlendirmek için AK Parti’yi destekliyoruz.”
Edindiğimiz izlenimlere göre; halk yanı başında, Suriye’de yaşanan olaylardan etkilenmiş.
Komşu ülkede akrabalarının bir birleriyle savaşıyor olmasının, akıtılan kanın önemli ölçüde tesiri hissediliyor.
Yaklaşık 1,5 milyonluk şehir nüfusunun 400 bin civarını Nusayri nüfusu teşkil ediyor. Kamplarda ise 12 bin 500 Suriye vatandaşı barınıyor. Bu yüzden Suriye’de yaşanan iç savaş ve Reyhanlı patlaması 950 binlik Hataylı seçmeni yakından ilgilendiriyor.
Sokaklarda MHP diyen seçmene de rastlıyorsunuz, CHP diyene de…
Hatay’ın çok özel bir konumu var ve bu seçim çok zor olacak.
AK Parti, CHP ve MHP’nin kıyasıya yarıştığı bir seçim olacak.
Ama merkezi hükümet desteği ile Sadullah Ergin faktörü AK Parti’yi rakiplerine göre bir adım öne çıkartıyor.
Zorlanarak da olsa Ergin’in yarışta ipi göğüsleyen isim olacağını tahmin ediyorum.
Ama kim kazanırsa kazansın kazananın memleket olması gerektiğini temenni ediyorum.
Medeniyetler İttifakı Korosu’nun ziyaretimizde bizim için seslendirdiği parçanın sözleriyle bitirelim: “Anadolum bir yanda yigit yaşar koynunda/Aşıklar destan yazar dağlarda/Kuzusuna kurduna/Yunusuna Emraha/Bütün alem kurban benim yurduma”
Gerçekten de öyle değil mi?
“Bir başkadır benim memleketim…”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.