Darbelerin dış kanadı, seçimden ne bekliyor?
Osmanlı, kaç cephede birden savaşmak zorunda kaldı. Ama hiç olmasa, savaşın görünümü mertti. Cephede yüz yüze idiler. Ya şimdi? Ekonomik, sosyal, terör, darbe ve darbenin dış kanadı? Ülke kalkınmasın, bize muhtaç kalsın istiyorlar.
Türkiye’nin istikrarı, kalkınması, mazlumla ilgili siyaseti, sömürgeciyi rahatsız ediyor. Bu rahatsızlığa bir de, yabu siyaset dünyada taraf kazanırsa korkusu eklendi. Gezici çıkardılar. Olmadı! 17, 25 Aralık tutmadı. Sıra seçimde? Ama, balık için göl ne ise, darbeci için gece öylesine şart. Darbe başarılmadan güneş doğmuş, devlet, millet uyanmışsa, göl kurudu demektir.
Gezi gibi, 17 Aralık darbecileri de, CHP iktidar olsa diye çırpınıyor. Nasıl olacak? 1) CHP’de, o derman yok. 2) Millet, kalkınma ve istikrar istiyor; CHP, yıkmak istiyor. İbret ortada. Daha dün, CHP Sezer’le, parayı pul edip, ülkeyi borç batağına sokmadı mı?
17 Aralık darbesinin alt yapısı gösteriyor ki, senelerin emeği, imkanı ve sabırla örülmüş bir tuzak bu! Plan, emek, dış-iç dayanışma, hepsi müthiş! Göl kurudu. Bu da başaramadı. Türkiye’ye karşı darbe ümidi ve serisi bitecek inşallah!
Asırların sömürgecisi, darbe organizatörü ve destekçisi devletler, yarı gizli ve gizli ağlar, bunca tecrübelerine rağmen, CHP’den iktidar çıkmayacağını nasıl göremiyorlar? Allah’ın lütfu. İbret için, CHP’nin üç büyük şehirdeki aday seçimine bakalım:
1) Kılıçdaroğlu, gazetecilere ilçe belediye başkanının yolsuzluk klasörünü göteriyor. Ve bu gerekçeyle, CHP’den ihraç ediyorlar. O kimseyi şimdi partiye alıp, İstanbul Büyükşehire Başkan adayı yapıyor. Söze gerek var mı?
2) Yolsuzluk isnadına karşı titizliğini, yargıyı atlayıp, 17 Aralık darbacilerinin isnatlarını mecliste karara bağlamak istercesine, seçim arifesi, TBMM’yi toplantıya çağıran CHP, İstanbul Başkan adayında yaptığı garabetin bir başka şeklini de, diğer büyük şehrimizİzmir’de yapıyor. İzmir belediye başkanlığına, 33 ayrı suçtan davası devam eden ve toplam 397 yıl hapsi istenen birini buluyor? Zanlı, suçlu değil. Doğru. O zaman, darbeci isnadına bu titizlik ne? Kaldı ki, meclise taşıdığın isnadın gereği yapılıyor. Oysa yolsuzluktan yargılanan kimseyi aday yapmak, ileriye dönük vicdani sorumluluğunu, seçmene yüklemektir.
CHP’nin, ithama gösterdiği bu titizlenmenin, 17 Aralık darbesinde gösterilen sabır gibi 3 ay sabredip depreşmesi, samimiyetsiz bulunuyor. Samimiyetsizlik, insan ve toplumlara arız olan ağır bir illettir. Özellikle millet gücünü temsile ve millete hizmet emanetini yüklenmeye talip siyasi kadrolarda, güven duygusunu tahrip eden samiyetsizlik, felaket üretir.
3) CHP’nin Başkent’e aday seçimi, her yönüyle siyasi ayıptır. MHP’nin seçim kaybeden Ankara adayını, CHP, Ankara adayı seçiyor. Seçim kaybeden adayı, aynı ilden tekrar göstermek, halka saygısızlıktır. Başka partiden transfer ederek aday yapmak ise, 3 cepheli saygısızlık: CHP’lilere; MHP’lilere ve seçmene saygısızlıktır
CHP adayları da bir alem. İstanbul Adayı, Kanal İstanbul’u, Hava Alanı inşaatını iptal edecekmiş. Bir kere, bunlar belediye değil, devlet işidir. Yetki dışı vaat mi olur!
Bu gariplikler nerden doğuyor? Batı hayranlığından. Gözü dışarıda, milletine kör! Aşağılık duygusu bukalemunlaştırıyor. Batıcı yapıyor! Maocu yapıyor! Hale bak! ABD’li Twitter, mahkeme kararımızı tanımıyor. Allah’a hamdolsun ki hükümetimiz, “Ben sana tanıtırım!” diyor. “Aman ha!” diyen gazeteler de tanıyacaklar.
Pazartesi günleri yazdığım için bugünden, bu seçimimizin, bütün neticeleriyle milletimiz, ümmetimiz ve insanlık için hayırlı neticeler doğurmasını; aziz milletimizin, bu önemli imtihanı, dikkat, gayret ve fedakarlıklarla, daha üstün imkanlar doğuran seviye kazandırmasını; liyakatimizi yükseltmesini; istikrar ve huzur içinde kalkınıp, mazlumlara yardımcı olma gibi büyük nasipler ihsan etmesini, Allah’tan niyaz ediyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.