Seçimler bitti ve kesin galibi tartışmasız Başbakan Erdoğan. Şimdi önümüzde kritik iki seçim daha var. Bu sonuçlar muhtemelen Erdoğan’ı Köşk’e, eğer büyük bir sürpriz yaşanmaz ise Abdullah Gül’ü de yeniden Başbakanlık koltuğuna taşıyacak...

Bizim seçimlere yoğunlaştığımız dönemde bölgemizde çok önemli gelişmeler yaşandı.

Rusya bir oldubittiyle Kırım’ı topraklarına dahil etti.

Uluslararası diplomatik sonuçları ayrıca değerlendirilmelidir fakat bu üstü kapalı işgalden sonra Rusya’dan 70 milyar dolarlık bir yabancı sermaye çıkışı oldu.

İran’a uygulanan ambargonun esnetilmesi üzerine de 70 milyar dolarlık yeni bir pazar daha açıldı.

Buralara daha fazla yoğunlaşmamız gerekiyor.

Türkiye’nin yüksek çıkarları kısır tartışmalara kurban edilmemeli…

Çünkü bulunduğu konum itibariyle ekonomik açıdan bu pazarlardan en fazla pay alabilecek ülke Türkiye’dir.

Diğer taraftan en önemli iki komşumuz Irak ile Suriye’de de önemli gelişmeler yaşanıyor.

Irak’tan gelen haberlere göre Felluce’de hakimiyeti ele geçiren El-Kaide bağlantılı IŞİD Bağdat’a girmek için yeni cepheler açıyor.

Her türlü katliama başvuran IŞİD kuvvetleri ile Irak merkezi ordusu arasındaki şiddetli çatışmalar sürüyor. Yılbaşından bu tarafa hayatını kaybeden insan sayısı 3 bine yaklaştı.

Suriye’de de durum farklı değil.

Dün Suriye Türkmen Birliği İçişleri Sorumlusu Ayhan Orli ile bir görüşmemiz oldu.

Orli, bölgedeki gelişmelerle ilgili savaş cephesinden kapsamlı bilgiler aktardı, çatışmaların geldiği noktaya dair ayrıntılı teknik bilgiler paylaştı.

Biliyorsunuz Bayır Bucak Türkmenleri yaklaşık 20 gün önce Keseb’i ele geçirdiler.

Buradaki Türkmenler bütün olumsuzluklara rağmen bölgeyi terk etmeyip Suriye’deki mevcudiyetlerini devam ettirmek istiyorlar.

Suriye’de yaşayan Türkmenler tarihsel süreç içerisinde de çok hayati görevler üstlendi. Haçlı ordularına geçit vermeyip, Mekke ile Medine’ye giden kutsal toprak yollarının koruyucusu ve savunucusu oldular.

Selçuklu ve Osmanlı’dan sonra Anayurt’tan ayrı düşmelerine rağmen bütün asimilasyon çalışmalarına direnip kültürleri, değerleri, dilleri ve dinlerine sahip çıktılar.

Bugün de bütün olumsuzluklara rağmen büyük bir cesaretle canla başla mücadele ediyorlar.

Ayhan Orli’nin paylaştığı sıcak haberlere göre; bölgede çatışmalar olanca şiddetiyle sürüyor.

Sivillerin büyük oranda boşalttığı Keseb füze yağmuruyla karşı karşıya. Esed güçleri Keseb’i yeniden ele geçirmek için kritik konumdaki 45 Tepeleri’ni hem havadan hem de karadan bombardımana tutuyor.

Zaten bu zamana kadar binlerce Türkmen kıtlıktan, açlıktan, kışın çetin şartlarından hayatını kaybetmiş. DHKP-C ile Mihraç Ural’a bağlı terörist gruplar savunmasız insanlara karşı katliamlar gerçekleştirmiş. Fakat Türkmen cephesinin kahraman askerleri çocukları, kadınları, yaşlıları korumak için canlarını, kanlarını ortaya koymuşlar. Orli’nin ifadesine göre; gerek duydukları destek gelirse yakın sürede ağırlıklı olarak Türkmen nüfusunun bulunduğu Lazkiye’yi de ele geçirmeleri zor değil. Hatta Türkmenlerin kalıcı olarak güvenliğini sağlamak için bu çok önemli bir koşul.

Tabi bölgede bulunan Türkmen askerlerin sadece sunni Müslümanların hayatlarını değil,

Ermeni Diasporası’nın iddialarının aksine Alevi’yi de, Ermeni’yi de kendi canları gibi koruduklarını es geçmeyelim.

Mesela füze saldırısı sonrası ağır yaralanan George isimli bir Ermeni’yi, Türkmenler hastaneye yetiştirip ölümden kurtarıyorlar.

Bu olaya geçen hafta Suriye’ye gidip bölgedeki gelişmeleri yerinde gören yazarımız Muhsin Meriç de bizzat şahit olmuş. Ziyaret ettiği George kendisine teşekkür ettikten sonra, “Türkmenlere bir can borcum var” demiş.

Bu tarihi örnekten sonra belki kripto Ermenilerin yüzü birazcık olsun kızarır.

Muhsin Meriç, “Türkiye’de bir kısım medyanın yaygara kopardığı gibi Keseb'de Ermeniler’e yönelik ciddi bir tehdit yok. Ermeni Diasporası her zamanki gibi manipülasyon peşinde. Ortalığı ayağa kaldırıyorlar” diyor.

Dün yine Ermeni kökenli 18 kişi sınırdan geçip Türkiye’ye sığındı.

Türk Devleti Vali’si aracılığıyla en yüksek düzeyde misafirperverlik örneği sergiledi.

Mağdur ve mazlumlara kucak açıp yaralarını sardı.

Medya içerisine yuvalanmış Türkiye aleyhtarı Ermeni PR’cılarına kapak olsun.