Hasan Aksay

Hasan Aksay

Mısır düşmanlarının soykırım yargısı

Mısır düşmanlarının soykırım yargısı

Esat, darbeci babasının zulüm mirasını geliştirdi. Milleti kırdı, ülkeyi harap etti. Darbeci Sisi yargısı, 60 saniyede 76 idam kararıyla Müslüman soykırımı yapıyor. Her darbeci gibi Sisi de, kuklacının kuklası bir nasipsizdir.

Osmanlı’yı kaybeden dünya, vicdanını da kaybetti. Vicdansızlık, zulüm üretiyor. Esat zulmü, Sisi’yi; Sisi, Ukrayna’yı doğurdu.Karınca ezmemeye dikkateden 1312 Müslümana, iki celse, 29 dakikada idam kararı verdiler. Çıkar kuklacıları, ülkeleri parçalatıp, milletleri ruh ve imkanıyla lokma yapıyorlar. Darbeci ve piyonları çok daha perişan oluyor. Ama neye yarar: Darbeci Cromwell, İngiliz Kralı Charles’i idam ettirdi. Charles’ın oğlu Richard, kararı veren 125 savcı ve yargıçtan, sağlarını idam, ölenleri mezardan çıkarıp, kemiklerini Londra çöplüğüne attırdı. Fransa darbesinin imparator yaptığı Napolyon, ada hapsinde öldü. İtalya’yı imparatorluk yapan, darbeci Musolini, ayaklarından asıldı.

Şimdiki kuklacılar, kuklalarına teminat veriyor. Esat ve Sisi koruyucuları, paslaşıyor. Boşuna gayret. İnsanlık kazanacak. İnsanlık denen değeri kaybeden dünya, anlamını kaybeder. İnsanlık, arada bir fetret devri yaşasa da, toprağa düşmüş tohum gibi 15 asırdır, İslam ahlakıyla yeniden hayat buluyor. Fetret acısı ve dökülen ter, dirilişe kan ve irade olarak dönüyor.

Suriye, Mısır, Orta Afrika yangınları, yenilendi. Filistin, Irak, Afganistan, Keşmir’den Doğu Türkistan’a kadar darbe, sömürü ve yutma saldırısına uğramayan İslam diyarı kalmadı. İslam’a karşı toptan ve vahşi bir savaş.

Bu vahşeti sonlandırmak için, öncelikle İslam dünyası, vahdete giden ahlak ve birlik yolunu inşa etmelidir. Kavgadan, iyilik dayanışmasına dönmeden, dağınık gayretle üstün bir liyakat doğmaz. Çıkar vahşeti, hakimiyeti, ahlaka bırakmaz.

Kuklacılar, kuklalar, IMF’den bazı devletlere, çıkar hesaplı zengine kadar; kolay kazanılmış para, medya ve siyaset terör ve darbeye yatırım yapıyor. İyilik cephesine yardım için Allah, Hakk ipine sarılan bir vahdet istiyor.

BM ve BM’nin 5 vetocu gücü, kendi çıkarlarından başka şey görmüyor. Üstelik, herkesi perişan edip, nispi bir güç kazanmayı hedefliyor. Kaba gücün bu yönü, bütün insanlık için tehlikedir. Ölümsüz insan değerlerinin yok edildiği dünya insan için zindandan beterdir. Bu zindandan çıkmak için, insanlığın vahdet yolunu tıkamış pis kokulu, vahşet doğurup, vicdan öldüren, çıkar çöplüğünü yoldan kaldırıp, edeb, saygı, sevgi, vefa ve ahlakın iklimine girmek, vahdete ermek gerekiyor. Bu yol zor. Ama İslam var, iman var, ümitsizlik yoktur. İnsan mahlukatın en üstünüdür. Netice insanlığındır.

İran’ın, Rusya yandaşlığı ile Suriye’de Müslüman katliamı; Suudi’nin, Mısır’da Sisi vahşetine desteği; Bangladeş’de, Hasina zulmü, tarihteki binlerce bahtsız gibi, iman ve gönül tahtı fukaralarının, kendi zulüm çöplüğünde ölümü bekleme nasipsizliğidir.

İki cihan saadetinin yolu açıktır. Kendi vicdanımızdan başlayıp, bütün insanlığı uyandırmaktır. İyilik istiyenler, bir duvarın taşları gibi dayanışıp, birbirinin acısını duyan canlı bir vücut olmakla sorumludur. İyiliğe sahip, kötülüğe karşı çıkışta bedel şehitliğe kadar varır. Bunun için ilk gerekenlerden biri, doğru habere ulaşmaktır. Münafık haberiyle, düşman safında savaşır bir duruma düşmemektir. Yani, doğru medya gerek. Oluşturma gayret ve fedakarlık ister. Herkesin ihtiyacı ve sorumluluğudur.

Suriye ve Mısır’daki zulüm, Türkiye’de başarılamayan darbe teşebbüslerine rağmen, hâlâ siyasi, sosyal ve ekonomik ve terör fitneleriyle havayı sıcak tutma ve bu yolda ABD, AB ve bazı medya organlarının nasıl bir gayrette olduğu ortadadır.

Bu derin dünya saldırganlığına karşı, İslam dünyası da tedbirde geç kalmamak zorundadır. Medyanın insanlığı nasıl bir fitne denizine düşürdüğünü açık yaşıyoruz. Yüz binleri öldürüyorlar duyan yok. Bir ağacı söküp başka yere dikecek olsan kıyamet kopuyor. Sorumluyuz. Okumamaktan sorumluyuz. Japonya’da bir tek gazete 14 milyon satıyor. Bizde toplamı beş milyon değil. Onun da bir kısmı, reklam almak için şişirme.

Haber sağlığı doğuracak şekilde gazete seçmeye; gazeteye, kendi ihtiyacımızdan öte, insana, ülkeye, dünyaya doğru haber şart, diye bir sorumluluk olarak bakmaya ve gereğine gayret etmek mecburuz. Medya konusunda çok gerideyiz. Bu durumun tehlikeli savrulmalara yol açacağını görüp, tedbir duvarına bir taş da biz koymalıyız. Kötülük fırsatı her zaman var. İyilik için fırsat her zaman bulunmaz. Seçerek bir gazete almak, iyilik fırsatıdır. Hem topluma, hem kendimize medya, güvendiğimiz insanlarla, bir tür istişaredir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Aksay Arşivi