İhvan Hareketi ve Firavun El Sisi dönemi...
Mısır, tarih boyu siyasi istikrarsızlık, iktidar kavgalarına sahne olmuştur. Firavunlar dönemi ve sonrasında da Firavunlar dönemini aratmayan zalim diktatörlerin acımasız yönetimlerinin hüküm sürdürdüğü bir ülke olmuştur. Mısır halkı üzerinde “Ya şimdi polis kapıyı çalarsa” korkulu bekleyişi her zaman var ola gelmiştir.
Mısır’daki çok eskilere gitmeye gerek yok...
Kral Faruk’un, ordu içindeki “Hür Subaylar Hareketi” adlı bir gizli cunta tarafından devrilmesiden sonra; Ordu, Mısır’da Firavunlar dönemini aratmayacak bir dönem başlattı.
Cemal Abdül Nasır’ın iktidarda olduğu yıllarda Mısır’daki sol muhalefet ile Müslüman Kardeşlere yönelik savaş açtı. Tutuklamalar, yasaklamalar ve sistematik saldırılar açılmasızca sürdürüldü.
Müslüman Kardeşler; o zor şartlara rağmen bir yandan devletin yüzüstü bıraktığı yoksul halka ilaç ve gıda yardımı yapıyor, diğer yandan da “silahsız mücadele”sini sürdürüyordu. Bu mücadele, despot Hüsnü Mübarek istifa etmek zorunda kaldığı 11 Şubat 2011 tarihine kadar; yönetimine karşı sokak gösterileri, protestolar ve sivil itaatsizlik olarak devam etti.
Siyaset bilimcileri; diktatör Mübarek’i deviren bu halk ayaklanmasının sebeplerini; polis şiddeti, olağanüstü hâl, işsizlik, asgari ücretleri azaltma isteği, barınma eksikliği, yiyecek sıkıntısı, yolsuzluklar, ifade özgürlüğünün kısıtlanması ve kötü hayat koşulları üzerine başladığı şeklinde özetlemektedirler.
Mübarek sonrası; tarihi Milattan Önce 5’inci bin yıla kadar uzanan Mısır’da; ilk kez yapılan seçimlerde, oyların yüzde 52’sini alan Müslüman Kardeşler’in adayı Muhammed Mursi cumhurbaşkanı oldu.
“Artık firavun ve diktatörler dönemi kapandı” diyerek sevinç naraları atan başta “İhvan Hareketi” mensupları olmak üzer Mısır halkı; artık Mısır’da kimsenin gecenin bir yarısı kapıya polisin dayanmasından korkmayacağı yeni bir dönemin başladığına inanmışlardı.
Ancak; Mursi’nin iktidarı 1 yıl 4 gün sürdü. 3 Temmuz 2013 tarihinde Mısır Silahlı Kuvvetlerinin askeri darbesi sonucu devrildi.
Askeri cuntaya karşı “İhvan Hareketi” öncülüğünde organize edilen ve büyük katılımların olduğu halk gösterilerine şiddetle karşılık veren darbeciler; yakın tarihin en büyük toplu katliamlarından birini gerçekleştirdi. Mısır tarihinde görülmeyen bu halk direnişi kanla bastırıldı ve 5000’den fazla silahsız sivil direnişçi acımasızca katledildi. 16 bin kişi ise gözaltına alındı.
Genelkurmay Başkanı ve aynı zamanda Savunma Bakanı olan Abdülfettah El Sisi’nin başını çektiği darbecilerin hedefinde Mısır tarihindeki zalim diktatörlerin yok edemediği “İhvan Hareketi” vardı. Başlatılan toplu katliamlar, yasaklar ve tutuklamalardan sonra alınan idam kararlarıyla Mısır siyasi tarihinden İhvan Hareketi’ni silme operasyonları adeta bir savaşa dönüştürüldü.
“İHVAN HAREKETİ’Nİ YOK EDECEĞİM”
Mısır’da cumhurbaşkanlığı seçimleri, yasaklar, baskılar ve tutuklamalar ile idam kararlarının eşliğinde gerçekleşti. Bu seçim Mısır halkının beklentilerine cevap veremeyeceği gibi Mısır’da asla demokrasiye geçişi mümkün kılamayacak. Çünkü bu seçim; Mübarek döneminde olduğu gibi, sonucu seçim öncesinden belli olan ve katılım bakımından da meşruiyeti tartışılan bir seçimdir.
Abdül Fettah el Sisi göstermelik seçimde oyların %90’ını alarak Cumhurbaşkanı oldu. Oyların %90’ı almış olmanın hiçbir önemi yok. Sisi, Mısır halkının seçtiği değil, kendi taraftarlarının seçtiği bir cumhurbaşkanıdır. Çünkü seçmenin %75’i tercihini yaptı ve protesto için seçime katılmadı.
Halkı oy kullanmaya özendirmek amacıyla üç gün ilan edilen seçim süresi bir gün daha uzatılmasına rağmen seçimlere katılım oranı yüzde 25’in altında kaldı. (Darbeciler katılımı %45’e yakın olarak ilan ettiler). Batılı gözlemcilere göre Abdülfettah El Sisi sadece yarım bir devlet başkanı.
Sisi bugünlerde, askeri kıyafetli değil; sivil görünümlü şık takım elbisesiyle boy gösteriyor. O artık, sivil kıyafetli bir diktatör.
Sisi; “Müslüman Kardeşler Hareketi”ni bir terör örgütü olduğunu belirtti ve “Benim cumhurbaşkanlığı dönemim boyunca İhvan diye bir şey olmayacak” diyerek seçim öncesinden asıl ve de öncelikli hedefini ilan etmiş oldu. Şimdiye kadar yaptıklarına bakınca bundan sonra da neler yapacağını kestirmek hiç de zor değil.
Unutulmasın ki;
Diktatör Nasır ve sonrasındaki asker kökenli diktatörler olan Enver Sedat ve Hüsnü Mübarek dönemlerinde de Müslüman Kardeşler’in kökünü kurutmak istendi. Ama Müslüman Kardeşler’in yani “İhvan Hareketi”nin kökü hiç kurumadı, kurutulamadı. “İhvan Hareketi” bunca baskı ve yasaklara rağmen Mısır’da sosyal hayatın perde arkasına sürüklendi ama ortadan hiç kaybolmadı.
Abdül Fettah el Sisi’nin açıklamalarına bakılırsa; geçmiş diktatörlerin başaramadıklarını o başarmak istiyor. Anlaşılan onun Devlet Başkanlığı; daha acımasız, baskı ve zulmün hakim olacağı bir dönem olacak.
Ancak; Mısır’da şimdiye kadar İhvan Hareketi bitirilemedi bundan sonra da bitirilemeyecektir. Şartlar ne olursa olsun “İhvan Hareketi”ni yok etmeye El Sisi’nin de gücü yetmeyecektir.
Yaptığı ve yapacağı zulümler, İhvan Hareketi’nin değil, geçmiş diktatörlerin olduğu gibi El Sisi’nin sonunu getirecektir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.