Kışladaki Bayrak
PKK’nın uzun vadeli hedefleri var ve bundan asla vazgeçmiyor.
Benim örgüt tarihiyle ilgili gözlemimin özeti bu.
İleri, geri, yana adımlar attığı dönemler oluyor ama temel hedefinden sapma yok.
Kendi dinamikleriyle hedeflerinden vazgeçmesini beklemek de hayalcilik.
Ancak yapamaz hale getirilirse vazgeçecek.
Lice merkezli “çatışma provası” bize tekrar bunu hatırlattı.
Bütün dikkatleri, bütün beklentileri tekrar ve tekrar Öcalan’a yöneltmek için defalarca uygulanmış taktiklerden birisi.
PKK’yla çatışma geçmişine bakıldığında bu olaylar pek çok dönemden çok çok hafif kalır. Ama semboller itibariyle diğer eylemlerden ayrılan yönleri var.
Bunlardan birisi “uzun vadeli yol kesme” diğeri ise “kışladaki bayrağı indirme” şeklinde cereyan etti.
Hakimiyet vurgulu iki eylem.
20 gün boyunca şehirler arası bir yolun kapalı tutulabilmesi ve kışla içinde bayrağın indirilmesi, bölgenin PKK hakimiyetinde olduğuna ilişkin hem bölge halkına hem de geri kalanına verilen mesajdı.
Semboller etkili seçilmiş görünüyor.
Öcalan’ın parmağını şıklatmasıyla bir süre için her şey durabilir. Ama PKK’nın kırsalda ve şehirde verdiği eğitimler, propaganda bombardımanıyla, “çatışmak, kan akıtmak, olay çıkarmak” için kanı damarlarında durmayan bir kitle oluşmuş durumda.
Bu kitleyi uzun süre tutmak çok da mümkün olmayabilir.
Tabii karşıda da bir tepki oluşuyor.
Bayrak ve flama bir Ordu’nun namus nişanesidir.
Bayrağı ve flamayı kaptırmanın ne anlama geldiği askerlik yapan her Türk vatandaşı tarafından bilinir.
Diyarbakır 2. Hava Kuvvetleri kritik bir komutanlık.
Özellikle de PKK’yla mücadele geçmişi açısından. Buradaki bayrağın kaptırılmış olması Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesi içerisinde ne tip etki yapar hepimizin malumu.
PKK’nın yaptığı aylardır bu.
Sokak ortasında asker ve polislere laf atmalar, küfür etmeler, aşağılamalar vs. vs...
Bunlar hep süreci TSK’nın bozması, ilk kıvılcımı TSK’nın yakması ve ihalenin TSK’ya kalması için yapıldı. TSK sabretti.
Karakol ve birlik binalarına yapılan taciz ateşleri yeterli tahriği yapamayınca, yaralama hedefli keskin nişancı atışları başladı. İlk ölümün kendisinden olmasını istiyordu PKK…
Gerilim, gerilim, tahrik, tahrik… Bugünlere geldik.
Geriye dönüp baktığımızda örgütün sınırdışına filan çekilmediğini görüyoruz.
Yani, klasik bir sözde ateşkes dönemi yaşamışız.
Daha önce defalarca yaşadığımız türden.
Geri çekilme olsaydı bir arpa boyu yoldan bahsedebilir ve çok ama çok mesut olabilirdik.
Şimdi bayrak indirildi.
Örgütün iki yıl önceki Diyarbakır Valiliği’ndeki bayrağı indirme ve “Serhildan” başlatma planının provası gibi.
Her şey bildiğimiz gibi.
Tek fark “kızılcık şerbeti içtim” diyor oluşumuz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.