Zafer yakın
İsrail’in Gazze katliamına dünyanın sessiz kaldığı yolundaki eleştirilere katılmıyorum. Tam
tersine belki de hiçbir katliamda olmadığı kadar tepki gösteriyor dünya halkları. Sessiz kalan
sadece hükümetler, politikacılar, Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler gibi örgütler. Ben
“dünya katliama sessiz” denirken bu çok önemli fotoğrafın atlandığını ancak esas görülmesi
gerekenin de bu fotoğraf olduğunu düşünüyorum. Bu fotoğraf, umutları yeşerten ve zaferin
ne kadar yakın olduğunu gösteren muhteşem bir fotoğraftır. Bu fotoğraf, İsrail’in dünyada
nasıl bir çıbanbaşı olduğunun artık herkesçe görüldüğünün resmidir. Dünyanın bir ucundan
diğer ucuna her din, her renk ve her milletten insanın İsrail’e karşı meydanlara koşup sesini
yükseltmesi, Filistin’in de dünyanın da kurtuluşunun yakın olduğunun resmidir. Onun için
gelecek “zafer” sadece Filistin halkının değil, tüm dünyanın olacak.
Bu hayati müjdesine rağmen fotoğrafın bir de üzücü bir yanı var ki o da dünyayı nasıl küçük,
seçkin bir azınlığın yönettiğini gösteriyor oluşudur. Çoğu zaman “komplo teorisi bunlar
canım!” türünden söylemlerle burun kıvırılan yeni dünya düzeni, globalleşme, medeniyetler
ittifakı gibi süslü zarflar içinde sunulan kavramların ne menem işler olduğu işte böyle
Dünyadan İsrail katliamlarına gösterilen tepkilere yönelik Şili ve Venezuela başta olmak üzere
yüzlerce örnek vermek mümkün ancak ben “kraldan fazla kralcı” Almanya’daki örneklerle
yetineceğim. İsrail ve Yahudiler hakkında en küçük bir eleştiri imasının bile yasak olduğu ve
şiddetle cezalandırıldığı Almanya’da bir Türk gencinin her şeyi göze alarak, İsrail’e destek
için eylem yapan bir avuç İsraillinin yüzüne “çocuk katilleri” diye haykırması, Hitler’in Yahudi
soykırımından kurtulan hayattaki son kişilerden olan ve babası da uzun yıllar Almanya
Yahudileri Merkez Konseyi başkanlığı yapan Heinz Galinski’nin kızı Evelyn Hecht Galinski’nin
İsrail’e “Benim adıma katliam yapamazsın.” diye isyan etmesi ve tüm ailesini soykırımda
kaybeden bir profesörün “Yahudilerin timsah gözyaşlarına saygı duymuyorum.” diye
çıkışması, İsrail’in de artık yavaş yavaş yolun sonuna yaklaştığını gösteriyor.
Bunun sağlamasını yapabileceğimiz bir diğer veri de Alman medyasının son günlerdeki
panik hali. Dört bir yanda yükselen tepkiler dünyada İsrail’in en sıkı hamisi olan Almanya’da
Yahudilerin kontrolündeki medyanın da aklını başından almış anlaşılan. Gazeteler günlerdir
büyük puntolarla çarşaf çarşaf bu tepkinin sebeplerini algılamaya ve Avrupa’da yeni bir
antisemit dalganın doğup doğmadığını anlamaya çalışıyor. Önceki gün sayfalarına İsrail
gizli servis bakanı Yuval Steinitz’i konuk eden Bild gazetesi, bakanın ağzından dökülen şu
herzeyi taşıdı manşetine: “Kim İsrail’e karşı nefreti körüklüyorsa ikinci bir holokost istiyor
demektir.” İsraillilerin felsefesini, dünyaya ve insanlığa bakışını özetleyen bu cümleyi Batı
Şeria'daki bir Yahudi yerleşkesinde yaşayan haham Dov Lior, hiç dolandırmadan söylemiş:
“Keşke tüm Filistinlileri öldürseler, Gazze'yi tamamıyla yok etseler. Tevrat bize, savaşlarda
nasıl muamele edeceğimizi öğretiyor.” Gazeteye konuşan gizli servisten sorumlu bakan tüm
Avrupa ülkelerini de yeniden filizlendiğini söylediği Yahudi düşmanlığı ile mücadele etmeye
Gazete ertesi gün de “Bu Yahudi nefretini kim durduracak?” manşetiyle çıktı. Ülkede
Yahudiler korku içindeymiş, Gazze’de savaş başladığından beri Almanya’da Yahudilere
karşı nefret patlama yapmış. Bu yüzden politikacılar sert tedbirlerin alınmasını istiyormuş.
İçişleri Bakanlığı harekete geçmiş bile. Essen’de 14 kişi bir sinagoga saldırı hazırlığında
oldukları gerekçesiyle tutuklanmış. Gazete, “hem de Berlin’in göbeğinde” “Çocuk katili
İsrail” sloganları atılmasına da çok içerlemiş. Almanya Yahudi Konseyi başkanı “Protestoların
Gazze ile hiçbir ilgisi yok. Bu düpedüz Yahudi düşmanlığı.” açıklamasında bulunmuş. Ona göre
Siyonizm karşıtlığı da Yahudi düşmanlığının yumuşatılmış hali imiş. Alman cumhurbaşkanı
Joachim Gauck da protestocuları açık bir dille uyarmış. Gazete sonraki gün konuyu yine
manşetine taşıdı. “Almanya ve Avrupa’da Yahudilere karşı bu kin ve nefret nereden
geliyor?” sorusunu yönelten gazete, spotunda, Münih İsrail Kültür Merkezi Başkanı Charlotte
Knobloch’un “Bu nefret beni derinden yaralıyor.” sözlerine yer vermiş. Gazete Almanya’da ve
Avrupa’nın önemli şehirlerinde düzenlenen Gazze katliamını kınamaya yönelik protestoları
da “İşte Utanç Listesi” başlığı altında tek tek listelemiş. Adamlar enteresan. Hem insanların
vatanlarını ve her şeylerini ellerinden alacaksın, yıllardır çoluk çocuk demeden katledeceksin,
hem de herkesin seni sevmesini bekleyeceksin. Zor bir psikoloji doğrusu. Anlamak zor
Gazete, bu panik halini sonraki günlerde de sürdürdü. Birkaç gün önce yine manşetten ve
üstelik bu kez tam sayfa olarak verdiği haberinde “Yahudi düşmanlığına karşı sesini yükselt,
Yahudilere bir kez daha düşmanlığa asla!” adı altında bir kampanya başlattı ve Yeşiller Partisi
lideri Cem Özdemir ile Yeşiller federal milletvekili Özcan Mutlu’nun da aralarında olduğu
toplumun ileri gelen kesimlerinin Yahudi düşmanlığına karşı mesajlarını paylaştı.
Bu Yahudilerin “Yahudi düşmanı” yaftası bana hep bizdeki “cumhuriyet karşıtı”, “Atatürk
düşmanı” yaftalarını hatırlatır. Çünkü en az onlar kadar kullanışlı. Öyle ki alaşağı etmek
istediğiniz her insana bu kulpu takarak ayağını kaydırmanız mümkün. Yahudiler de zaten
Ama şunu bilmeliler: Fethun minallahi ve fethun garib.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.