Üç gün sonra 12. Cumhurbaşkanı’nı seçmek üzere sandık başına gideceğiz.

Bir önceki yerel seçimlerde katılım oranı yüzde 89,48 ile rekor denilecek düzeye ulaşmıştı.

Tabii bunda 30 Mart öncesi sert kamplaşma ile elverişli mevsimsel faktörün de etkisi oldu.

10 Ağustos’ta ise katılımın bu orana ulaşmasa dahi yine yüksek olacağı tahmin ediliyor.

Eskiden seçimlerde sürprizler yapan isimler ve partiler olurdu.

Artık hiçbir şey eskisi gibi değil.

Şimdi neredeyse YSK’nın seçim sonrası açıkladığı kesin sonuçları önceden yarım puan, 1 puan farkla saptayan profesyonel anket şirketleri var.

Diğer partilere oranla AK Parti bu profesyonel olanaklardan en etkili biçimde yararlanan, teknolojik imkanlardan en fazla faydalanan parti olarak öne çıkıyor.

Hem aday belirlemede hem de seçimlerin tüm safhalarında anket en önemli unsur olarak kullanılıyor.

Pazar günü yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde anket sonuçlarını paylaşarak başlayalım.

Daha önce pek çok anket yayınlandı. Aslında aralarında çok ciddi oranda fark da yok. Sadece birkaç puan oynama var o kadar.

Tek tek adaylara gelince…

AK Parti’nin seçim işlerinden sorumlu yetkililerinden aldığımız son bilgilere göre kararsızlar da dağıtılınca Erdoğan’a yüzde 54, İhsanoğlu’na 39, Demirtaş’a ise yüzde 7 oranında oy çıkıyor.

Açıkçası 1-2 puan farkla seçimlerden de bu anket oranlarına çok yakın sonuçların çıkacağına inananlardanım.

Fakat bu sonuçlar size de çok garip gelmiyor mu?

Bir önceki seçim sonuçlarını tekrar hatırlayalım.

AK Parti: Yüzde 45

CHP+MHP: Yüzde 44

HDP: Yüzde 5

Diğer irili ufaklı partilerin toplam aldığı oy ise yüzde 6’da kalmıştı.

Bu iki sonucu mukayese ettiğimizde AK Parti’nin oylarının yüzde 9 oranında arttığını, CHP ile MHP’nin toplamda 5 puan gerilediğini, HDP’nin ise 2 puan yükseldiğini görüyoruz.

Yapılan araştırmalara göre de HDP’nin bu 2 puanı CHP’den aldığını söyleyebiliriz.

MHP seçmeninden ise Erdoğan’a 3 puan gittiği anlaşılıyor. Muhalefetin oy kaybını bu şekilde izah etmek mümkün.

Peki Erdoğan’a 9 puan nereden geliyor derseniz?

O da şöyle:

30 Mart Yerel Seçimleri’nden bir gün sonra SP ve BBP’nin anahtar parti konumuna yükseldiğini yazmıştık.

Her ne kadar BBP yönetimi Ekmel beyi destekleme, SP yönetimi de tarafsız kalma yönünde karar almış olsa da parti tabanlarının aynı kanaatte olmadığını belirtmek gerekiyor.

Her iki partinin de tabanının neredeyse tamamı Erdoğan’ı destekliyor.

Sonuç olarak; Erdoğan’ın MHP, BBP ve SP’den 6 puan, diğer irili ufaklı partilerden de 3 puan aldığını görüyoruz.

Bir önceki genel seçimlere göre izah etmek gerekirse; AK Parti zaten bu seçimde yüzde 50 oy oranına ulaşmıştı.

Son anketlere göre bu oranın üzerine milliyetçi-muhafazakar oylardan yüzde 4 daha eklendiği sonucuna ulaşıyoruz.

•

HDP’nin adayı Selahattin Demirtaş’la ilgili izlenimlerimi geçtiğimiz hafta yazmıştım.

Bugün yeni ilaveler yapalım. 

Biliyorsunuz HDP bir Öcalan projesi.

Terörist başı serbest kalacağı günlerin hülyasıyla, ilk seçimlerde yüzde 10 hedefiyle HDP’yi Türkiye partisi yapma yolunda Sırrı Süreyya ile Demirtaş’ı görevlendirmişti.

Farklı platformlarda ve Gezi’de aldığı rol ile Sırrı Süreyya planın ilk aşamasını başarıyla tamamladı.

BDP’nin HDP’ye dönüşümü ile Cumhurbaşkanlığı adaylık sürecinde Demirtaş da rolünü başarıyla icra etmeye çalışıyor. Sergilediği performansla Öcalan’ın gözüne girmeyi başardı.

Demirtaş’ın PKK kıyafetleri içerisinde teröristlerle kucak kucağa verdiği pozlar unutuldu mu bilmiyorum ama daha önceki gün eş başkanı olduğu HDP’nin 22 milletvekilinin vermiş olduğu bir Meclis araştırması önergesini hatırlatmakta yarar görüyorum.

HDP’li 22 milletvekili verdikleri önerge ile eğitim sistemindeki muhafazakar, milliyetçi ve cinsiyetçi ifadelerin araştırılmasını istiyorlar.

Açıkça Din Kültürü, Kur’an-ı Kerim ve Hz. Muhammed’in Hayatı derslerine karşı tavır alıyorlar.

Ders kitaplarındaki “İffetli olmanın önemi” ve “Evlilik dışı ilişkilerin zararları” gibi konulara karşı çıkıyorlar. 

Bu derslerle cinsiyet ayrımcılığı yapıldığını savunuyorlar.

İşte HDP zihniyeti bu…

Bakmayın siz Demirtaş’ın güvercin uçurup, salonlarda melek görünümlü, dine saygılı, barışçıl mesajlar verdiğine…

Kendisine biçilen rolü en iyi biçimde oynamaya çalışıyor o kadar.