Türkiye pek çok alanda kendisini yenilerken, “Yeni Türkiye” kavramı da oturdu artık.

Eski reflekslerle devam eden medyada çatırdamalar var. Aydın Doğan’ın bile Yeni Türkiye’nin ruhuna uygun olarak Yılmaz Özdil dahil bir dizi tasfiye yaptığını görüyoruz.

Bu tasfiyelerin artarak devam edeceği ve Hürriyet’in Genel Yayın Yönetmenliği’ne de Akif Beki gibi Yeni Türkiye’yle uyumlu insanların geçeceği mukadder.

Muhafazakar medyanın da kendisini yenilemeye ihtiyacı var. Cemaat medyası ayrı bir dünyada yaşıyor zaten. Onlar virajları da yola dönme ihtimallerini de çoktan kaybettiler.

Merkezdeki muhafazakar medyanın ise kendisini yenilemesi gerekiyor. Bu hem gazeteciliğe bakış açısıyla ilgili hem de yazar ve yönetici kadrosuyla ilgili bir gereksinim.

Eski Türkiye’nin mücadele kodlarıyla hareket eden, siyaset dışında toplumun ve hayatın diğer alanlarını görmeyen medya her gün eriyor.

Muhafazakar siyaset her geçen gün güçlenirken, muhafazakar medya için bunu söylemek güç.

Bu gidişle yakında ayakta durma konusunda problemler başlayacaktır.

Dolayısıyla genç, dinamik ve farklı bakış açılarına sahip yetişmiş yeni nesil gazetecilerin önünün açılması gerekiyor.

Yıllardır muhafazakar medya içinde yetişen hatırı sayılır bir gazeteci kadrosu oluştu. Bunlardan bir kısmı devlet kadrolarına kaydı. Ancak görüştüğümde hemen hepsinin iyi bir fırsat geldiğinde medyaya dönmek istediklerini görüyorum.

Önleri yeniliklerle açıldığında büyük çoğunluğu dönecektir.

Gazetelerin yenilenmesinin yanında, medyanın gittiği yönü de eski tüfek isimlerin çözmesi zor. 

Gazete, internet, televizyon ve sosyal medyayı birbirine bağlayan dijital ortam tüm düzlemleri değiştiriyor.

Teknolojiyi yakalayamayan medya yöneticilerinin tüm dünyada taşları yerinden oynatan “Yeni Medya”yı anlamaları zor olur haliyle!

İnternet günden güne gelişiyor ve ceplere kadar girmiş durumda.

Bugün cepteki internetin “ebadında” yarışıyor insanlar.

Ülkemizde Türkiye’yi, dünyayı internetten takip eden insan sayısı günden güne katlanarak artıyor. 

Yazılı medyanın bu gelişmeler karşısında ayakta kalabilmesi dolayısıyla daha da zorlaşıyor. 

Evet, yakın gelecekte Türkiye’de yazılı basının yok olma ihtimali görünmüyor. 

Ama okurun, hızla gelişen internet ve buna paralel olarak sosyal medyanın gelişmesi karşısında yazılı medyadan beklentilerinde önemli değişiklikler var.

Bu değişiklikler karşılanmadığı sürece okur kayıpları yaşanması kaçınılmaz olacaktır. 

Bazı alışkanlıklar, bağlılıklar gibi nedenlerle mevcut gazeteleri almak durumunda kalan ama gerçekte bu durumdan rahatsız olan okur kitlesi her geçen gün büyüyor.

Bu kısır döngünün kırılması ancak yeni nesil gazetecilerin önünün açılmasıyla, gazetelerin yenilenmesiyle mümkün.

Aksi takdirde olacakları söyleyeyim. 

Muhafazakar medyadaki eriyiş büyüyecek. Genç neslin farklı mecralara akışı durdurulamayacak. 

Genç muhafazakar gazeteciler ise ya küsüp devlet kadrolarına geçişlerini artıracaklar ya da farklı meslek alternatiflerine yönelecekler.