Sürecin geldiği aşama ile terör örgütünün HDP&Kandil&İmralı ayakları ve dış bağlantılarının aldıkları pozisyon daha da belirginleşmeye başladı.

Başbakan Ahmet Davutoğlu ile Yalçın Akdoğan’ın terörle mücadelede belirledikleri yeni konsept kritik öneme sahip...

Önceki gün Başbakan Yardımcısı Akdoğan’ın Öcalan’ın kanlı Kobani eylemlerindeki rolüne dair açıklamaları ile Davutoğlu’nun il başkanları toplantısındaki açıklamaları yeni konseptin işareti niteliğinde...

İlerleyen dönemde terör örgütü ve dış bağlantılarına karşı her türlü somut önlemler alınacak, stratejik hamleler yapılacaktır.

Birlik, bütünlük, kardeşlik ve vahdeti sağlamak için bu şart.  

Aksi halde önleyici önlemler konusunda gecikmenin faturası beklenenden daha fazla olabilir.

İmralı, Kandil ve siyasi uzantılarına güvenilmeyeceğini Türkiye’de herkesin görmüş olması da farklı bir kazanım bence.

İpleri Siyonistlerin elinde olan bu örgütün gerçek yüzü bölge halkına daha iyi anlatılmalı diye düşünüyorum.

Zira doğudaki illerde devletçilik oynayan KCK ve PKK her geçen gün icraatlarını artırıyor.

Bölgeden öyle haberler geliyor ki; insan inanmakta zorlanıyor.

Dün habervaktim.com’un güvenilir kaynaklara dayandırdığı haberlere göre, terör örgütü devletçilik oyununda bir basamak daha atlamış.

Biliyorsunuz örgüt daha önce eşkıyalık sistemiyle haraç topluyordu.

Şimdi pek çok ilde mobil tahsilat büroları kurarak sözde hizmeti halkın ayağına götürüyormuş. Halka daha hızlı sözde adalet dağıtmak için de mahkeme sayılarını artırıyormuş.

Birçok ilde kent içerisinde kontrol noktaları oluşturan terör örgütü, ilçelerde sözde güvenliği sağlamak için de silahlı araç devriyelerini sabah akşam dolaştırıyormuş.

Doğu’daki bütün illerde esnafa vergi kesmeye başlayan örgüt, bunların tahsilatı konusunda da vatandaşın zorluk yaşamaması için elinden gelen kolaylığı gösteriyormuş. Bütün illerin merkezi noktalarında “mobil tahsilat” büroları açan örgüt, bu şekilde hizmeti halkın ayağına kadar götürüyormuş. Vatandaşların da bildiği bu bürolar, kesilen vergileri gece gündüz tahsil ediyor.

Her önüne gelen esnafa yüz binleri bulan rakamlarla vergi kesen örgüt, tanıdık birini bulana ise yüzde 80’e varan oranlarda indirim uyguluyormuş.

Anlatılanlara göre; örneğin kendisine 250 bin TL vergi kesilen bir esnaf, araya örgütten bir tanıdığını koyarak bu rakamı 50 bin TL’ye kadar düşürmeyi başarmış. İndirim oranına sevinen esnaf, bu kampanyayı kaçırmamak için vergisini hemen peşin olarak ödüyormuş.

Vergiyi çok bulup güvenlik güçlerine gidenlerden ise kesilen verginin kat be kat fazlası tahsil ediliyormuş. Kendisine 50 bin TL vergi kesilen E.B., durumu polisle paylaşınca vergisi 1 milyon liraya çıkarılmış. Çocuğu örgüt tarafından pikniğe götürülen ve vergisinde indirime gidilmeyen E.B, neyi var neyi yok satarak vergisini hemen ödemek zorunda kalmış.

Yani bu sisteme karşı çıkanların, güvenlik güçlerine gidenlerin mekanları yakılıyor, ocağına incir ağacı dikiliyormuş.

Her ilde adaleti hızlandırmak için mahkemeler kuran örgüt, Diyarbakır’daki mahkeme sayısını da üçe çıkarmış. İlde herhangi bir konuda sıkıntısı olanlar bu mahkemelere giderek beklemeden adalet bulabiliyormuş!..

Hızlı bir şekilde davaların görüldüğü mahkemeler, vatandaşlardan yoğun rağbet görüyormuş.

Önceki gün görüştüğümüz bir STK genel başkanı da bir hafta önce gittiği bölgede benzer uygulamalarla karşılaşmış.

Ama devletin sabrı bir yere kadar.

Kobani bahanesiyle çıkarılan olaylar ve alınacak önleme dair Başbakan Davutoğlu’nun şu sözleri çok önemli: “Yıkılan yerlerde gül yetiştiren bir iktidar, bir siyaset felsefesi var ama bunun yanında yeni bir kanuni düzenlemeyle tespit ettiğimiz her vandaldan yıktıkları yerin tazminatını alacağız. Bu yeni Türkiye’yi eski Türkiye’ye döndürmek isteyenler kesinlikle tarihin çöplüğüne atılacaklar...”

Davutoğlu’nun provokatörlere yaptığı şu uyarıyı hatırlatmakta da yarar var: “Şimdiden uyarıyorum. Toplantı, gösteri yürüyüşü diye izin alıp, bir takım teröristlerle eğer ellerinde molotofkokteyli ile ambulansa, iş yerlerine yaklaşırlarsa, içinde insan olan, genç bir kızımızı kaybettiğimiz belediye otobüslerine yaklaşırlarsa terörist muamelesi görecekler ve durdurulacaklar, kimse şikayet etmesin sonra...”

Öyle ya...

Hiçbir örgüt devletten daha güçlü değildir...