Zorunlu eğitimin dayatma ile 5 yıldan 8 yıla çıkartılması yetmiyormuş gibi 12 yıl olarak belirlenmesinin yanlış olduğuna bu köşede çeşitli kereler dikkat çekmiştim. Zorunlu eğitimin kesintisiz olarak 8 yıla çıkartılmasının toplum hayatında sebep olduğu sıkıntılar hatırlatılarak uygulamanın en azından kesintili hale getirilmesi gerektiğini belirtmiştik. Ne var ki, AK Parti iktidarı 8 yıllık zorunlu eğitimi liseleri de kapsayacak şekilde 12 yıla çıkardı. Atılan bu adımın iyi niyetli olduğunda hiç kuşkum yok. Ama bir işin doğru ya da yanlış olması için tek başına iyi niyet yetmiyor. Ülke şartlarına uygun olup olmayışı, uygulama imkânının bulunup bulunmaması, bir tarafı yaparken bir başka tarafı yıkmaması gerekiyor.
Zorunlu eğitimin kesintisiz olarak 8 yıla çıkartılmasının en önemli sıkıntısı sanayide ara eleman ihtiyacının karşılanamaması, bu alanda ciddi bir sıkıntının ortaya çıkmasıydı. Bir diğer tabirle ustalar yanlarında yetiştirecek çırak bulamaz hale gelmişlerdi. Sanayici ve çeşitli mesleklerdeki ustalar bu hususa dikkat çekiyorlar, zorunlu eğitimin özellikle kesintisiz olmasına son verilmesi isteniyordu. AK Parti iktidarı tüm bu itirazları dikkate alarak kesintisiz zorunlu eğitimi kaldırdı ama bu defada 12 yıla çıkardı. Sonuç olarak pek çok meslek dalında çırak bulma işi eskisinden daha da zorlaştı. Gerçi sanayide ara eleman sıkıntısını gidermek için orta öğretimde öğrencilerin meslek liselerine kaydırılmasına öncelik verildi ama kesintisiz 8 yıllık eğitimin mahsurları giderilmiş olmadı.

Geçtiğimiz günlerde Şuurlu Öğretmenler Derneği (ÖĞ-DER) Genel Başkanı Hamdi Sürücü’nün konuyla ilgili açıklaması üzerine konuya bir daha temas etmek için açıklamayı bir kenara ayırmıştım ama içeride ve çevremizde birbirini takip eden acı olaylar sebebiyle üzerinde durmam mümkün olmamıştı. Sayın Sürücü’nün açıklaması ilgililerce ne ölçüde dikkate alındı ve üzerinde duruldu bilemiyorum. Eğer, “Biz yaptık oldu” anlayışı hâkim ise bu tür haberlere fazlaca dikkat edilmeyeceği, böyle bir yaklaşımın bir süre sonra telafisi güç sorunların çıkmasına sebep olacağı ortadadır. Zorunlu eğitimi 8 yıla çıkaranlara karşı sanki, “Biz sizden eğitime daha çok önem veriyoruz, bu sebeple de 12 yıla çıkardık” demek gibi bir anlama gelen yeni uyulama gerçekten ülkemiz şartlarına uygun değildir.

Bu noktada sözü ÖĞ-DER Genel Başkanı Sayın Sürücü’ye bırakmak istiyorum. Sürücü, ‘lisenin zorunlu olmaktan çıkartılarak eğitimde kaliteyi yakalayacak adımların atılması’ gerektiğine vurgu yaparak şu çağrıda bulunuyor:

“Zorunlu eğitimin gereği olarak açıkta öğrenci kalmasın diye ortaöğretim kurumlarında kapasitesinin üstünde öğrenci kayıt edilerek, kalabalık sınıflar oluşturuldu veya meslek liseleri ve imam hatip liselerinde ikili öğretime geçildi. Ayını zamanda zorunlu eğitimin sanayiciyi ara eleman bulamama gibi bir sorunla karşı karşıya bıraktığını unutmamak gerekir. Bir taraftan zorunlu eğitim bir taraftan tüm ortaöğretimin Anadolu yapılanmasıyla eğitim ciddi çıkmaza sürüklenmiştir. Türk Milli Eğimi’nde yap-boz oyunuyla daha fazla vakit kaybetmemeli, kaliteyi yakalayacak ciddi ve kalıcı çalışmalar yapılmalıdır.”
Bu arada düz liselerin iptal edilerek yerlerini Anadolu ve meslek liselerine bırakmaları, özellikle meslek liselerinin yeterli alt yapıya sahip olmadan bir kararla açılıverdiği de dikkate alınırsa Sayın Sürücü’ye kulak verilmesi zorunludur.