Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Suriye konusunda ABD ile aynı görüşte olmak!..

Suriye konusunda ABD ile aynı görüşte olmak!..

Suriye nüfusunun yarısından fazlası ya ülke dışına ya da ülke içinde göç etmek durumunda kalmış, 200 bin kişi hayatını kaybettikten sonra Esad’ın gitmesi konusunda ABD ile görüş birliği oluşmuş… Söz konusu görüş birliği çerçevesinde Suriye’de ılımlı muhalifleri ve ÖSO’yu güçlü biçimde destekleme noktasında buluşma sağlanmış. Yani, Başbakan Davutoğlu’nun ifadesiyle mutabakat IŞİD ile Esad arasında üçüncü bir güç oluşturarak Suriye’yi bu iki güçten birine mahkûm etmemek biçiminde belirlenmiş…

Bunca zaman sonra Obama’nın Esad’ın gitmesi konusunda Türkiye ile aynı noktaya gelmiş olmasına ne ölçüde güvenilebilir sorusunu şimdilik bir kenara bırakırsak Suriye’deki ılımlı güçler tarifinin içi ABD ve Türkiye tarafından nasıl doldurulduğunu insan merak ediyor. Çünkü IŞİD aşırı Müslüman kabul ediliyorsa ılımlı olmak ne anlama geliyor? ABD bazı Müslüman grupları ılımlı ve makbul olarak nitelendirirken bu grupları kendi çizgisinde ve ABD çıkar ve planlarına uygun hareket ettikleri için tercih ediyor olmasın?.. Kaldı ki, İslam ya da Müslüman kelimesinin önüne ya da arkasında bir sıfat eklenmesi İslam’ın özüne müdahale etmek, Allah’ın dinine bir şeyler katmak anlamına gelir. Özelikle de Müslümanlara ılımlı ya da radikal, aşırı gibi nitelendirmeleri ekleyenler gayrimüslimler ise o zaman bu nitelendirmeler ile sömürgeci güçler çıkarlarına karşı çıkmayan, onların istekleri doğrultusunda hareket eden uysal bir İslam dünyası oluşturma arzusunun göstermez mi? Böyle olunca da ABD aşırı grupları(!) tasfiye için kendince ılımlı olarak nitelendirdiği gruplara destek verirken Türkiye’yi de yanında görmek istiyor ve bu noktada iki taraf arasında mutabakat sağlanmış ise sonuçtan Türkiye’nin değil ABD ve İsrail’in yarar sağlayacağını görmek gerekir. Böyle olunca da ‘Obama da Türkiye’nin görüşüne geldi’ diyerek bir zafer kazanılmış havası estirilmesi sadece toplumları yanıltmak anlamına gelmez mi?.

Kaldı ki, Cumhurbaşkanı Erdoğan Müslüman Dini Liderler Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, Ortadoğu’da yaşananlar için ‘üst akıl’ göndermesi yaparak, ‘Kobani, Halep ekseninde sinsice planlar yapılıyor’ uyarısında bulunuyor. Cumhurbaşkanımız Erdoğan bu nitelendirmeyi sıkça yapıyor ama bu ‘üst akıl’ın bir türlü adresini ve adını açıklamıyor. Buna rağmen üst akılın sahiplerini ABD ve yandaşı sömürgeci ülkeler ile dünyayı bir ahtapot gibi kuşatmış Siyonist Gizli Dünya Devleti olduğunu söylemek sanıyorum yanlış olmaz. Bu bakımdan Başbakan Davutoğlu’nun Suriye’de ılımlı muhalifleri ve ÖSO’yu desteklemek suretiyle Esad ve IŞİD’e karşı üçüncü bir güç oluşturma konusunda ABD ile varılan görüş birliği ile Cumhurbaşkanımızın açıklamaları (bu açıklamalara aynen katılıyorum) bir çelişkiyi ifade etmiyor mu? Yani üst akıl herhalde Irak ve Suriye konusunda uygulamaya koyduğu planlarını rafa kaldırmış değil. Sadece uygulamada şartlara göre bazı rötuşlar yapmış olabilir. Öyle ise ABD ile mutabakata varmak demek üst akıl ile birlikte yürümeye karar vermek anlamına gelir. Bu bakımdan ABD ya da adı konulmamış ’üst akıl’ ile ortaklık kurmak Türkiye’nin lehine sonuç vermeyecektir. Doğru yol zor da olsa İslam dünyasını harekete geçirmektir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi