Paralel Yapı tartışmalarının ardından dershanelerin kapatılması gündeme geldiğinde doğru olmayacağını ifade etmiştim. Dershanelerin eğitim sistemindeki yetersizlik sonucu oluşan ihtiyaç sebebiyle kısa zamanda tüm ülkeyi sardığını hatırlatmış, bu sebeple de dershaneleri kaldırmanın yolunun öğrenci ve velilerin buna ihtiyaç duyamayacağı bir eğitim sisteminin oluşturulması gerektiğini vurgulamıştım. Dershanelere eğitimde eşitsizliğe yol açması sebebiyle karşı olmama rağmen bu kurumların belli bir kesimin elinden kurtarmak için kapatalım kurtulalım mantığının yanlış olduğunu düşünüyordum. Kaldı ki, tüm çabalara, zorlamalara ve teşviklere rağmen dershaneler faaliyetlerini sürdürüyor. Bu arada dershanelerin kapatılması gündeme geldiğinde buraların Bakanlığın denetimi altında olduğunu, gerekli denetimler yapılır ve buralarda eğitim öğretimin dışında bir takım oluşumlara rastlanır ise kapatma dâhil gerekli cezayı devletin verebileceğine dikkat çekmiştim. Alınmış karar uygulamaya konuldu ve gelinen nokta malum. Bugün dershaneler kapalı mı açık mı belli değil. Velev ki, hepsi bu süre içinde kapatılmış bile olsaydı yapılan iş bize göre yanlıştı. Çünkü görevini yapmayan/yapamayan bir iktidar dershaneleri kapatıp budan kurtulalım dememelidir. Yok eğer ortada hukuka aykırı bir şey yok ise o zaman da kapatmaların anlamı yoktur. Her ne ise görünen o ki, AK Parti iktidarı, `Biz yaptık oldu’ mantığı ile hareket ediyor.
Şimdi de polis kolejleri ile polis akademisi kapatılacak, personelinin de görevine son verilecekmiş. Elbette bu personel sokağa atılmayacaktır. Emekliliği gelenler emekliye sevk edilecek gelmeyenler ise devletin uygun birimlerinde istihdam edilecektir. Aslında polis kolejlerinin kapatılma sinyalleri önceden verilmiş iki senedir buralara öğrenci alımı durdurulmuştu. Bu haberi ilk duyduğumda şaşırmış, inanmak istememiştim. Hemen belirteyim ki, polis kolejlerine ihtiyaç kalmamış olabilir, devlet ihtiyacı olan polis ve amirini yetiştirmek için yeni bir düzenlemeye gidebilir. Bunlar yasalar dâhilinde yapılabilir. Ama benim aklım her şeyin getirilip bu Paralel Yapı’ya dayandırılmasını almıyor. AK Parti 12 yıldır tek başına iktidar olduğuna göre ve yine bu süre içinde iktidar mensuplarının ifadesiyle bir ihanet şebekesi oluşmuş ise bunun sorumluları sadece bu Paralel Yapı’da yer alanlar mıdır? İktidar sahiplerinin hiç mi suçu yoktur?
`Bilmiyordum’ demek böylesine devlet kurumlarının ele geçirilmiş olmasını mazur gösterebilir mi?
Dershaneler Paralel Yapı’ya eleman yetiştirilen kurumlar denildi. Olabilir. Ancak, tüm dershaneler böyledir demek haksızlık olmaz mı? Ortada suç işleyenler var ise onların yakasına yapışmak, yaptırım uygulamak gerekmez mi? Aynı şeyi polis kolejleri ve polis akademisi için de söylemek mümkün. Bu kurumlar tamamıyla Paralel Yapı’nın eline geçmiş deniyorsa ki yapılanlar o anlama geliyor, bu kurumları Paralelcilerden kurtarmak mümkün olmadığı için mi kapatılması gündeme geliyor.
Böyle olunca özel okulları da mı kapatacaksınız? Öyle ya pek çok özel okul belli bir kimlikle nitelendiriliyor.
Bu işin sonunu iyi görmüyorum. Galiba sıra tüm okulları kapatmaya gelecek… Bu kadarı olmaz elbette. İşe biraz da şaka katalım dedim. Biliyorum işin şakaya gelir yanı yok ama sorumlular hesap vermekten kendilerini böyle kurtarmaya çalışıyorlarsa ne diyelim.