Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Kuzey Irakta devletleşme arzusu ve barış süreci

Kuzey Irakta devletleşme arzusu ve barış süreci

Miladi 2014 yılının son gününü yaşarken bir yandan terörün son bulmasını öngören barış süreci ile süreci çıkmaza sokmaya yönelik girişimler devam ederken öbür yandan Kuzey Irak’tan, “Irak gerçek değil. Sadece harita üzerinde var. Ülke kendi kendini öldürüyor. Şiiler ve Sünniler bir arada yaşayamıyorlar. Bizim onlarla birlikte yaşamamızı nasıl bekleyebilirler? Bizim kültürümüz farklı. Kürt mantalitesi farklı. Biz Irak’la boşanmak istiyoruz” sesleri yükseliyor. Bu cümlelerin sahibinin Barzani olduğu ve bu konuşmanın bir Amerikalı general ile görüşmesinde geçtiği de düşünülürse ABD’nin Irak’a biçtiği yeni şekle adım adım yaklaşılmakta olduğunu söylemek yanlış olmaz. Bu yeni şeklin sadece Irak ile sınırlı olmadığını Suriye’yi de içine aldığını söylemek hayali bir değerlendirme olmaz. Dilim varmıyor ama becerebilirlerse Ortadoğu’ya verilmek istenen yeni şekle Türkiye ve İran’ın da dâhil olduğunu söylemek yanlış olmaz.

Çünkü biliyoruz ki, gerçekten Irak ile birlikte bölgemizde oluşturulan devletler -Türkiye ve İran hariç- gerçek sınırlara dayanmıyor. Osmanlı’nın parçalanması ile ortaya çıkmış, sınırları cetvelle çizilmiş devletçiklerden ibaret. Bu durum özellikle böyle oluşturulmuş, her devletin içinde çeşitli ihtilaf noktaları muhafaza edilmiş durumda. Barzani’nin bugün “Irak’la boşanmak istiyoruz” sözü kendine mahsus bir arzunun ötesinde bölgenin yeniden şekillenmesinde kendisini görevlendiren güçlerin niyetinin de ifadesidir. Kısacası, Türkiye’de terörün sona ermesi için yürütülen çabaların sık sık kesintiye uğraması, adı konulmayan gizli ellerin devreye girmesi olayı ile Kuzey Irak yönetiminin Irak’tan boşanma arzusunu birbiri ile ilgisiz görmek aldatıcı olur. Bu arada sömürgeci güçlerin planının sadece Kuzey Irak’ın Irak’tan boşanması ile tamamlanmayacağını, bunun devamının olduğu da unutulmamalıdır. Sömürgeci güçler eliyle hayata geçirilmeye çalışılan Büyük Kürdistan projesini dikkate almadan ne barış sürecine yönelik provokasyonlar ne de Suriye’de yaşananlar doğru okunabilir.

Kısacası sahnelenen oyun henüz sonuçlanmış değil. Şu anda nasıl sonuçlanacağı da tam olarak bilinmiyor. Elbette, oyunu yazanlar ve sahneye koyanlar kafalarındaki son sahneyi biliyorlar. Onlar son sahneyi biliyorlar diye elbette teslim olmak gerekmez. Direnmek ve bu oyunu bozmak, en azından son sahnenin sömürgecilerin arzuları istikametinde gelişmesini engellemek gerekiyor. Bu bakımdan özellikle barış sürecinin tarafları olarak ortada görünen unsurların bu noktada düşüncelerini doğru olarak ortaya koymaları gerekiyor.

Elbette tüm tarafların böyle bir açıklık sergilemesini beklemek gerçekçi olmaz. Söylemek istediğim mücadelelerini bir takım demokratik hakların elde edilmesi olarak takdim edenlerin artık bir yandan sürecin devamından yana gibi bir tavır sergilerken öbür yandan birilerinin özerklik ya da bağımsız devlet hedeflediklerini ima eden açıklamalar yapmaları, bu kesimin bir ayağını Kuzey Irak’a basarken diğerini de Türkiye’de tutma çabaları Türkiye’ye yönelik bir takım hedeflerin peşinde koştuklarını gösteriyor. Bu bakımdan atılan adımlar hususunda özellikle yöneticilerin topluma karşı açık ve net olmaları, gelişmeleri yönlendirici olmaları gerekiyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi