Akdeniz’de hayalet gemiler
Bir ülkenin gözlerimizin önünde çürüdüğünü görmek ne acı! Çaresiz bir milletin küresel odakların jeopolitik kavgalarına kurban edilmesine şahit olmak ne bedbahtlık!
Suriye’nin düzlüğe çıkıp meşrû bir idareye kavuştuğunu, Suriyelilerin huzur ve refah içerisinde yaşadığını görmeye ömrümüz yetecek mi acaba?
Seneler önce Suriye ile ilgili tez yazmaya başlarken tek bildiğim, çocukluğumun geçtiği Maraş’ta izlediğim Suriye televizyonlarındaki Hafız Esed görüntülü marşlar ve Arapça çizgi filmlerdi. Her zorba rejimde olduğu gibi Suriye basını da ‘mutlu ülke’ tablosu çiziyordu.
Sonradan öğrendim Suriye’de duvarların bile korktuğunu! Suriye zindanlarının nasıl bir gayya kuyusu olduğunu! Gidenin gelmediğini, gideni arayanların bile kaybolup gittiğini!
Dünyanın dört bir yanına yayılan elli milyon Suriyeli var bugün. Bunlara son dört yılda dört milyon daha eklendi. Ümidini kaybetmiş Suriyelilerin sonunu bilmedikleri yolculuklara nasıl çıktığını son günlerde Avrupa da yakından görmeye başladı. Çetelerin ve insan kaçakçılarının kişi başı 6000 dolara yük gemileriyle Akdeniz’i geçirip Avrupa’ya ulaştırma vaatleriyle Suriyelileri taşıdığı gerçeği ve en son İtalya açıklarında terkedilmiş Sierre Leone bandralı Ezadeen gemisinde 450 Suriyeli mültecinin bulunması Avrupa’daki ‘alarm seviyesi’ni artırdı. Şimdi, ‘korkusever’ Avrupa’nın yeni bir korkusu daha oldu: Hayalet gemiler!
Avrupa, deniz yoluyla gelen mültecilere insani desteğin azaltılması ve doğuda sınır güvenliğinin artırılmasına yönelik ‘Avrupa Kalesi’ politikasını uyguluyordu. Kale’de gedikler açılmaya başladı!
2014’te 230 bin kişi Akdeniz üzerinden Avrupa’ya hicret etti ve 3500’ü yolda hayatını kaybetti. Şimdi bu ‘ölüm yolu’nda seyrüsefer eden hayalet gemiler daha çok Suriyeli taşıyor. Suriyeliler ise aslında seve-isteye hicret etmiyorlar, kelimenin tam manasıyla ‘tehcir’e tâbi tutuluyorlar.
Avrupa Birliği (AB)’nin daha insani ve ahlâki bir Suriye ve mülteci politikası takip etmesi ve taşın altına elini koyması gerekiyor artık. Yoksa Akdeniz’deki ölüm oranları aratacak. Her gün 5000 Suriyeli ülkeyi terk ediyor ve yıl sonunda hicrete mecbur olan Suriyeli sayısı beş milyona yaklaşacak.
Komşu ülkelerdeki (Lübnan, Ürdün, Irak ve Türkiye) mülteci fazlalığı ve barınma şartlarının artık dayanılmayacak seviyede olması Suriyelileri başka yollar aramaya mecbur ediyor.
Bu çaresizlikten PKK dahil birçok örgüt de istifade ediyor. Suriyelilerin dramından küresel odaklar kadar terör örgütleri de menfaat devşirmeye çalışıyor ve hayalet gemilerde hayal satıp milyonlar kazanıyorlar.
Geçtiğimiz günlerde “Suriye’de 2013’te kimyasal silah kullanıldığında müdahale etmediğimize pişmanım” diyen Fransa Cumhurbaşkanı Hollande’ın Avrupa’yı mültecilere karşı korumak gerektiği açıklaması ise oldukça trajikti. Asıl mültecileri Avrupa’dan korumak lazım!
Daha dün Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü İdlib ve Hama’daki üç köyde klorin gazı kullanıldığı ve 37 kişinin öldüğüne dair yeni raporunu yayınladı. Bakalım Fransa ve ABD şimdi hangi pişman olacakları tavrı takınacak?
ABD ve Avrupa ülkelerinin kuru hamasetle Esed rejimine ‘karşıymış gibi’ görünmelerinin maliyetini Suriyeli mülteciler hayalet gemilerle kapılarına dayandığında daha iyi öğrenecekler.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.