Gazetemiz bugün 42 yaşını tamamlayıp 43’den gün aldı. Çizgisinde hiçbir değişiklik olmadan güçlüden değil haklıdan yana tavrını 42 yıl boyunca sürdüren gazetemiz medyada kendine has siyasi ve fikri çizgisi ile bugünlere gelmiştir. Bundan sonra da aynı çizgisini sürdürecektir. Böyle bir gazete çıkartılması fikrini ortaya atan ve kuruluşunda katkısı olan ve emeği geçenlerin gösterdiği hedefe bağlılığını sürdürecektir. En azında gönül böyle olmasını arzu ediyor. Bu duygularla gazetemizin daha uzun yıllar yayın hayatını sürdürmesi dileğiyle bugüne kadar gazetemizin her kademesinde emeği geçenleri saygıyla anarken, hayatını kaybetmiş olanlara Allah’tan rahmet diliyorum.

***

Gazete demek haber demektir. Bu bakımdan bir yandan kuruluş yıldönümümüzü hatırlatırken güncel konuları da es geçemeyiz. Gündemin bir numaralı konusunu Paris’te yaşanan saldırı ve operasyonun ardından dün düzenlenen yürüyüş oluşturuyor.

Paris’te yaşanan saldırı üzerinde daha önce durmuş, görüşlerimi izaha çalışmıştım. Saldırılar bahane edilerek Müslümanların en azından psikolojik olarak köşeye sıkıştırılmaya çalışıldığı konusunda aklıselim sahipleri arasında görüş birliği oluştuğunu söylemek isterim. Haçlı-Siyonist ittifakının dünyanın hemen her köşesinde Müslümanlara yönelik saldırıları devam ettiği sürece de bu tür ferdi tepkileri önlemenin mümkün olmayacağını dünyanın görmesi gerekiyor. Bu noktada Paris’teki terörü telin mitingine dünya liderlerinin ve Başbakan Davutoğlu’nun da katılması teröre karşı tek vücut olunduğunu göstermekle birlikte aynı birlikteliğin Irak’ta, Suriye’de ve Filistin’de yaşanan cinayetler karşısında gösterilmemiş olması düşündürücü değil midir? Ferdi terör lanetlenmesi gereken bir eylemdir de, devlet terörü alkışlanacak bir eylem midir? Eğer devam edip giden devlet terörlerinin ferdi terörlere zemin hazırladığı ve tetiklediği gerçeği görmezlikten gelinmeye devam edilecekse Paris’te yapılan yürüyüşü, “Birlik yürüyüş” olarak nitelendirmenin bir anlamı kalmaz.

Bu bakımdan her türlü teröre karşı dünyanın birlik oluşturması gerekiyor. Müslümanlara karşı işlenen cinayetlere sessiz kalınarak onaylandığı sürece yürüyüşlerden bir sonuç alınamaz.