Zaferin bedeli ve Emevî Camii’nde namaz
Suriye’ye giden 13 kişilik ‘yüz karası’ heyet hızını alamamış ve Suriye televizyonuna konuşmuş; heyet liderinin verdiği beyanat evlere şenlik: “Esed, Maliki ve İran’ın liderleriyle birlikte Sultanahmet Camii’nde zafer namazı kılacağız” demiş Doğu’nun garplı oğulu. Heyet yola çıkarken rejime ait Mig savaş uçakları Bayırbucak bölgesindeki Dervişen Köyü camiini bombalamış ve bir Suriyeliyi şehit etmişti; Şam’da dışişleri bakanı ile görüşüp ahkâm keserken de Esed’e âit helikopterler masum Suriyelilerin başına varil bombaları bırakmakla meşguldü... Şam’a gidenlere bir haller oluyor; ne içiriliyorsa bu zevâta, terörü ve teröristi tam aksi yönde tarif etmeye başlıyor Esed’in ekmeğini yiyen! Böyle bir durum ancak ya gafletle yahut dalâletle izah edilebilir!
Suriye, turnusol kâğıdı gibi, herkesin gerçek yüzünü ifşâ ediyor. Beşinci yılına giren Suriye’deki kriz sadece İran’ın hüviyetini açık etmekle kalmadı, bölgesel ve küresel odakların Ortadoğu ile ilgili niyetlerini ve daha da önemlisi Türkiye’de kimin nerede durduğunu da ortaya çıkarttı.
İrancının İran uzmanından çok, Suriyeli Baasçı kadar yerli Baasçının olduğu ve geçmişi Muhaberat’la içiçe olanların gırla gittiği Türkiye’de Suriye siyasetine istikamet vermek hiç de kolay değil.
SURİYE SİYASETİNİ TAMİR ETMEK
Başından beri Suriyelilerin yanında duran güçlü bir siyasi iradenin varlığı ve dünyanın en cömert ve misafirperver ülkesi olacak kadar Suriyeli mültecilere kapıların açılması her insaflı Türkiye vatandaşının gelecekte iftihar edeceği ve hayırla anacağı bir siyaset olacak. Halkını katleden bir zalime karşı dik durmanın ve mazlumların yanında olmanın verdiği onurla evlatlarımızın başı öne eğilmeyecek.
Bununla birlikte beş yıldır askerî, teknolojik ve ekonomik kapasitemizle birlikte hariciye siyasetimizin etkinliğini ve beşeri sermayemizin, insani yardım bilincimizin (yumuşak/ince gücümüzün) bu siyasete adaptasyon kabiliyetini de test etmiş olduk Suriye’de.
Bu anlamda Suriye sahası âdeta bizim aynamız oldu; tüm eksik gediklerimizi gördük; problemlerimizi tespit etmeye başladık. Çok boyutlu ve çok katmanlı çatışmaların cereyan ettiği Suriye’de bölgesel ve küresel odakların Türkiye siyasetlerine de sahada şahit olduk.
Şimdi, ortaya çıkan bu zaaf noktalarını ve alarm veren illetli uzuvları cesaretle tamir ve tedavi etme vakti.
SEÇİMDEN SONRA VİTES BÜYÜTMELİ
Türkiye’nin içinden geçtiği hassas süreç bazı adımların ötelenmesini gerektiriyor olabilir veya zaman zaman göze çarpan söylem-eylem aralığı sahadaki insan kaynağı eksikliğinden ve iç dengelerin karmaşıklığından kaynaklanıyor da olabilir. Bunlar anlaşılabilir durumlar.
Lâkin, Türkiye’nin istekleri olan uçuşa yasak bölge, güvenli bölge ve sadece DAEŞ’e karşı değil Esed’e karşı da silahlı operasyon talebi için seçimlerden sonra çok daha etkin bir şekilde adeta savaşmak gerekecek. Ayrıca sınır boyundaki tüm asker-sivil personel dahil olmak üzere tüm Suriye masaları süratle gözden geçirilmeli.
Esed’in Sultanahmet Camii’nde namaz kılma ihtimali yok artık ama bizim bir gün Emevî Camii’nde namaz kılacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın.
Yeter ki hayatları pahasına bölge halklarının gözünü açan Suriyelilerin devrimine hakkıyla destek olalım…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.