Ermeni Pilavı
Devletler arası ilişkiler karşılıklı kozları kullanma üzerine kurulu. Her ülkenin güçlü, zayıf tarafları var, ihtiyaç duyduğu şeyler var.
Ermeni meselesi, Türkiye aleyhine büyük devletlerin ellerinde tuttukları bir koz. Kullanmaktan da çekinmiyorlar. Özellikle Amerika her 24 Nisan’da Türkiye’nin yüreğini ağzına getiriyor.
ABD Başkanı “soykırım” diyecek mi demeyecek mi? Günlerce buna takılıp kalıyoruz. Bir ülke ne kadar güçlü ve dünyayla karmaşık bağları varsa aleyhine adım atılması o kadar zordur.
İngiltere ya da İsrail gücünde bir ülkenin aleyhine ne Vatikan ne de başka bir devlet ‘soykırım’ kararı çıkartamaz. Türkiye aleyhine ise son dönemde bir anafor oluştuğu gözüküyor.
Türkiye elindeki tüm imkanları kullanarak ABD yönetimine soykırım dedirtmemek zorunda. Dünyadaki temel belirleyici olan ABD’nin tavrı. Amerika da Vatikan’ın peşine takılırsa ikinci adımda olacaklar belli: Dava yağmuru...
Mülkiyet haklarından, tazminat davalarına kadar pek çok uluslararası dava için Ermeni Diasporası hazırlığını uzun yıllardır yapıyor. Türkiye’de pek çok arazinin el değiştirmesi yanında milyarlarca dolarlık tazminat ödenmesi de söz konusu olabilir.
ABD’nin tavrı bu nedenle önemli. Başta da dediğimiz gibi Ermeni meselesi Türkiye’nin aleyhine bir koz olarak uluslararası sistemde dolaşımda.
Türkiye’den bunu köpürtüp iç politika birliğini yok etmek isteyen ve dışarıyla organize çalışan isimler de var.
Bunlar geçmişte açıkça soykırım diyorlardı. Şimdi taktik değiştirdiler. 1915 olaylarıyla ilgili vicdan yapıyor gibi görünüyor, ‘yüzleşme’ kelimesinin sihirli iklimine toplumu çekmeye çalışıyorlar
“1915’teki acı olaylarla yüzleşelim, soykırım diyelim kurtulalım...”
Böylece dünyada itibarımızın artacağı algısı oluşturuluyor. Ardından Türkiye’yi bekleyen dava yağmurundan söz eden yok.
Kimse saf olmasın. Türkiye asla soykırımı kabul etmez. Zaten yapmamıştır da.
Bir imparatorluğun üstüne 30 millet çökmüş, toprakları yağmalanmış, içerden Araplar, Kürtler, Ermeniler sırtından vurmuş. Devlet de can havliyle varlığını koruyabilmek için tehcir yapmış.
Ne yapsaydı, topraklarının o kısmının da elden gitmesine seyirci mi kalsaydı.
Dört bir taraftan saldırı altında, dört bir taraftan toprak kaybederken, dört bir cephede on binlerce askerini kaybederken, savaş şartlarında bazı acı şeyler olmuş. Bütün savaş tarihleri acıyla doludur zaten. Bir imparatorluğun yağmalanmasında, paramparça edilmesinde yaşanan acıların dozunun yüksek olması normal.
Ermeni çetelerin yaşattığı acıları hesaba katan yok. Yüzlerce yıl hamilik yapmış bir devlete aniden düşman olup komşularını doğrayan Ermeni çetelerinin yaptığı nedir?
Her şey tek taraflı görülüyor, dünyaya da tek taraflı anlatılıyor. Hiçbir konuda derdimizi anlatamadığımız gibi bu konuda da derdimizi anlatamıyoruz.
Diasporanın pilavını bütün dünya yemeye devam ediyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.