Millet Kazandı
Sandık hâlâ ‘millî irade’nin en güçlü sigortası Türkiye’de; bunun için ne kadar şükretsek az. Türkiye’de ve diğer İslam ülkelerinde en büyük düşman ve tehlike gayr-ı meşrû yönetimler çünkü. Sandığın işler hâlde olmasının yanında vesayet odaklarının zayıflaması ve vesayet teşebbüslerinin engellenmesi de milli iradenin idareye yansıması için olmazsa olmaz şartlar.
Oldukça gerilimli ve güvenlikleştirilmiş bir seçim sürecinin ardından büyük oranda sükûnetli, emniyetli ve katılımı yüksek bir seçim günü geçirdik dün. Günün gerçek kazananları, sandığa gidenler oldu. 174 bin 240 sandıkta verilen oylarla millet bir kez daha önümüzdeki dört yıl kendisini temsil edecek vekillerini seçti.
Bununla birlikte, haftalardır sandığa müdahale edileceği ve hile yapılacağı dedikodusunu yayan odakların gün boyu bu yönde bazı teşebbüsleri olduğuna dair haberler geldi. Aynı şekilde, haftalardır Ak Parti’ye darbe vurmak adına, neredeyse tüm muhalif kesimlerce parlatılan HDP’nin bir çok yerde, özellikle Doğu illerinde tehdit, şiddet ve şantaja başvurması, vesayet odaklarıyla ittifak yaparak Meclis’e giriş biletini alması önümüzdeki dönem siyasetinin rengini belirleyecek en önemli faktör. Bu itibarla, günün gerçek kaybedenleri, sandığa gitmeyenler, tehlikeyi göre göre ‘ittifak’ adı altında ‘ihtilaf’ ve ‘nifak’a prim verenler, iktidar partisine yakın görünüp gemiyi alttan delenler, iktidar partisindeki vurdumduymazlar ve sandığa şâibe bulaştırmaya çalışanlar oldu...
ULUSLARARASI İLGİ
Muhalefet partilerinin ve muhalif kesimlerin geçmiş seçimlerle kıyaslandığında en konsolide halde bulunmaları ve Türkiye’nin son dönem dış politikasını tasvip etmeyen uluslararası odakların ve lobilerin hareketlenmesi, seçim sürecinde maydanların konusu olacak derecede, uluslararası bir ilgi ile karşı karşıya kalmamıza vesile oldu.
Küresel basının seçimlere ilgisinin daha çok Cumhurbaşkanı Erdoğan karşıtı ve mevcut hükümet aleyhine olması, Dünya Müslümanlarının “lehine ve Türkiye’nin istikrarını destekler tarzda hareketlenmesine sebep oldu. Özellikle Mısır’da yaşanan darbe süreci ve seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin görevden uzaklaştırılması ve Batı ülkelerinin ve İslam Dünyası’nın bu darbeye sessiz kalması hatta siyasi ve ekonomik olarak desteklemesi Erdoğan’ın İslam Dünyası’ndaki önemini daha da artırdı.
Erdoğan karşıtı yayın yapan küresel basının ve Türkiye’deki malum uzantılarının tavırlarının ortaklığının tesadüf olduğunu iddia etmek saflık olur. Seçim sonuçları, bu küresel ittifakın, sandığa gitmeye niyeti olmayan ve Ak Parti’ye oy vermeyi düşünmeyen seçmen kesimlerini tetiklemeye yetmediğini gösteriyor.
ŞİMDİ MUHASEBE DÖNEMİ...
Gerek iktidar gerekse muhalefet partilerinin bugünden itibaren sonuçları ciddi bir şekilde muhasebe edeceği muhakkak. Seçim sonuçları, milletin, her kesime son dört yılın faturasını kestiğini ve gelecek yılların yol haritasını çizdiğini gösteriyor. Önümüzdeki günlerde kimin ne kadar ders aldığını takip edip biz de yapılması gereken muhasebeye katkıda bulunacağız elbette. Şımarık, müptezel, kibirli, hazımsız, ihanet şebekeleriyle kol kola hareket eden tüm kesimlerle mücadele etmeye devam edeceğiz.
Yazıyı gazeteye geçtiğim dakikalarda açıklanan sonuçlara göre, millet, koalisyonu işaret ediyor. Bu sonuçlara göre mevcut siyasi partilerden hiçbiri seçimi kazanmış görünmüyor. Seçimin tek kazananı tüm siyasi partilere mesaj ve ders veren millet oldu.
Bugünden itibaren, ‘milli irade’ye saygılı olup Türkiye’nin ve İslam Dünyası’nın geleceği için yeni bir sayfa açacağımız, çetin ve uzun bir mücadele vereceğimiz zor vakitler başladı diyebiliriz…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.