Birleşmiş Milletler’in Gazze Raporu
Birleşmiş Milletler (BM) Gazze Bağımsız Araştırma Komisyonu, geçen yıl Temmuz ayında İsrail’in başlattığı ve 51 gün süren çatışmalarla ilgili 183 sayfalık raporunu Pazartesi günü yayınladı. Uluslararası örgütlerin ve Batılı ülke temsilcilerinin sahip oldukları yaygın alışkanlıkları gereği raporda ‘dengeli’ bir dil kullanılsa ve İsrail gibi Filistinlilerin de savaş suçu işlemiş olabileceği dillendirilse de bu durum, İsrail’in savaş suçlarını, insan hakları ihlallerini ve vahşetini örtmeye yetmiyor.
Hamas, raporu memnuniyetle karşıladı ve rapordaki açık kınamanın, İsrail yetkililerinin Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ve diğer uluslararası mahkemelere sevkedilmelerini gerekli kıldığını ifade etti.
İsrailliler ise rapor açıklandığı günden bu yana komisyon başkanı Mary McGowan’ı eleştiri ve hakaret yağmuruna tutuyorlar ve raporu tanımadıklarını açıklıyorlar. İsrail’in sistematik vahşeti apaçık ortadayken, İsrail, Batı’daki ‘söylem gücü’nü ve ‘algı avantajı’nı kullanıp ‘hasbara’ (kamu diplomasisi) faaliyetleri ile suçlarına gerekçeler bulmaya çalışıyor.
İsrail Cumhurbaşkanı Reuven Rivlin, komisyonu “ön yargılı ve iki yüzlü” olmakla suçlarken, Hamas’ın uluslararası hukuka aykırı olarak kendi halkını canlı kalkan olarak kullandığını ama kendilerinin tehdit altındaki halkını korumak için bu saldırıları yaptığını savunuyor. Rivlin, daha da ileri giderek ne zaman, nasıl ve hangi oranda güç kullanacaklarını kendilerinin belirleyeceğini, dışardan hiçbir organın buna karışamayacağını ifade ediyor.
Batı kendi ürettiği, beslediği ve koruduğu canavarı durduramıyor!
Rapora göre İsrail’in Gazze’ye başlattığı 51 gün süren saldırılarda 2 bin 251 Filistinli (551’i çocuk olmak üzere 1462’si sivil) hayatını kaybetmiş, 11 binden fazla kişi (3540 kadın, 3436 çocuk) yaralanmıştı. İsrail’in saldırılarda verdiği kayıp ise 60 asker ve 6 sivil olarak açıklanmıştı. Yine raporda, İsrail’in 6 binden fazla hava saldırısı ve yaklaşık 50 bin ağır silah saldırısı düzenlediği, Filistin’in ise 4 bin 881 roket ve havan topu saldırısıyla mukabele ettiği belirtiliyor.
Rapor İsrail’in Gazze’de hâlâ işgalci olduğunu ve bölgede etkili kontrol sağlamanın yollarını aradığını göstermekle birlikte, Batı Şeria ve Kudüs’teki insan hakları ihlallerine de dikkat çekiyor. Hatta Gazze’ye yönelik saldırının Kudüs ve Batı Şeria’daki hukuksuz uygulamaların ve ihlallerin görülmemesine sebep olduğunun da altı çiziliyor.
İsrail, bu raporun çıkmaması için ciddi çalışmalar yaptı. Komisyonun önceki başkanı Kanadalı hukukçu William Schabas, İsrail’in yoğun baskı ve yıldırma faaliyetlerine dayanamayarak istifa etti. Bağımsız hukukçular Amerikalı Mary McGowan ve Senegalli Doudou Diène İsrail’in tüm engellemelerine ve bilgi kaynaklarını kilitlemelerine rağmen raporu tamamlayarak ilan ettiler. Şimdi bu isimler İsrail’in gazabına maruz kalıyorlar!
Rapor, Gazze saldırılarında İsrail’in 142 aileyi tamamen veya kısmen yok ettiğini, insanları uykudayken katlettiğini, İsrail’in saldırıları meşru kılmak için iddia ettiği karşı saldırı tezlerinin anlamsız olduğunu, zira hedeflerin askeri değil sivil olduğunu, saldırılarda nokta atışı yapan değil geniş yıkıma sebep olan silahların kullanıldığını, İsrail’in saldırı öncesi sivillere uyarı yaptık demesine rağmen yeterli uyarı yapılmadığını ortaya koyuyor.
İsrail’i oldukça köşeye sıkıştıran raporun detaylarına ve analizine pazar günü devam edelim…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.