2008 dar gelirliler için zor yıl
Zaruri tüketim mallarının iktidarlar ve belediyeler için finans kaynağı olarak görülmesi giderek tehlikeli bir boyut arzediyor. Bütçe açıklarını kapatmak, alınan borçların hiç olmazsa faizlerini ödeyebilmek için devlet kontrolündeki malların vergilerinin ya da doğrudan fiyatlarının artırılması, doğalgazın belediyeler tarafından sırf giderleri karşılamak için fiyatının artırılması dar ve sabit gelirlere hayatı çekilmez hale getiriyor.
özellikle son olarak doğalgaza yapılan yüzde 7.4'lük zammın belediye harcamalarını karşılamak için yapıldığı açıkça görülüyor. Yıllardan beri dolar artmıyor, hatta zaman zaman ciddi düşüşler yaşarken doğalgaz fiyatının artırılmasının başka türlü izahı olabilir mi? Bir de son üç yılda zam oranının yüzde 70'i bulduğunu söylersek zamdaki keyfilik daha net olarak görülür. Bir de doğalgazın şu kış aylarında Ankara gibi büyük şehirlerde ısınmada kullanıldığı, insanların kullanmaya mecbur olduğu düşünülürse sıkıntının boyutu daha da netlik kazanır. çünkü, bugün 600-700 lira aylık ücret alan bir insanın ayda 150-200 YTL doğal gaza, bu arada 40-50 lira elektriğe, 30-40 YTL'de suya vermek zorunda olduğu düşünülecek olursa maaşının yarısı elektrik, su ve doğalgaza ayırmak zorundadır. Bu insan bir de kirada oturuyorsa en azından 300 YTL'de (Ankara için söylüyorum) ona ayıracaktır. Böylece aldığı para bitmiş olacak. Mutfak ve giyim için elinde para kalmayan bir aile reisinin yaşayacağı sıkıntıyı tahmin mümkün olabilir mi?
Bu arada şehiriçi ulaşıma gelen zammı hiç hesaba katmıyoruz. Hayatın her alanında ortaya çıkacak olan fiyat artışları da düşünüldüğünde 2008 yılı dar ve sabit gelirliler için çok zor bir yıl olacaktır. çünkü, bir yandan milli gelirdeki artış ile övünen iktidar nedense bu artışın dar ve sabit gelirlilere yansımadığını görmek istemiyor. Sadece bir avuç tuzu kurunun isteklerini yerine getirmeye çaba sarfediyor. AKP5 yıllık iktidarı boyunca alınan borç faizlerini ödemeye ağırlık verdi. Bir de bir takım çevrelerin isteklerini dinlemeye özen gösterdi. Bu süre içinde dar ve sabit gelirliye sadece sabır tavsiye edildi, iyi ve güzel günlerin yakın oldğu söylendi. Ancak, görünen o ki, dar ve sabit gelirliler için 2008'de zor geçecek. Hem de hayat şartları geçmiş yıllara göre daha da ağırlaşacak. Yeni yıl ile birlikte birbirini takiben uygulamaya konan zamlar bunun habercisi gibi görünüyor. Bazı ürünlerde sağlanan yüzde 10'luk KDVindirimi de fiyatlardaki artışlarla fazlası ile geri alınıyor. Dar ve sabit gelirli bu şartlarda nasıl olacak da rahat bir nefes alacak?
Nefes alamayacak elbette... Hatta 2007'deki durumunu arar hale gelecek. Bu şartlarda ekonominin gidişatı ile ilgili olarak bir takım pembe tablolar çizmenin fazla bir anlamı olabilir mi?
Belki bir avuç para babası hiçbir yatırım yapmadan, üretime katkı sağlamadan oturduğu yerden devleti sağmaya devam edeceği için gidişattan memnun olabilir ama dar ve sabit gelirliler için hayat giderek daha da çekilmez hale geliyor. Bu sese ülkeyi yönetenlerin kulaklarını tıkaması, durumu kurtarmayacaktır.
Bu bakımdan 2008 yılının milyonlar için bir felaket yılı olması istenmiyorsa devletin kaynakları biraz olsun borç faizlerinden kesilip dar ve sabit gelirlilere aktarılması mecburiyeti vardır. Bir diğer ifade ile artık biraz zenginler değil, garibanlar düşünülmeye başlanmalıdır. çünkü, kemerde sıkacak delik kalmamıştır, yeni delik açma imkanı da yoktur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.