Sıcak Yaz
Son yılların en sıcak yazını yaşıyoruz…
Termometreler mevsim normallerinin üzerindeki rakamları gösteriyor…
Meteorolojik anlamda olduğu kadar siyasi sahada da hararetin artması hazırlıksız olanların ve devletin bir süredir takındığı reaksiyoner ve toleranslı tavrından beslenen karanlık odakların sinirlerini alt üst ediyor...
Onun için olsa gerek, terör örgütü mensupları hiçbir inançlı ve insaflı Türk veya Kürt’ün kesinlikle onaylamayacağı ve kabullenmeyeceği vahşi infazlar gerçekleştiriyor, kalleş pusular kuruyor bugünlerde…
Terör örgütüne sırtını dayayan sözde siyasetçiler ve bu sıcak ortamdan nemalanmak isteyen paralel tetikçiler ise geniş bir satıhta kararlılıkla süren ‘mıntıka temizliği’ni kirletmek için algı operasyonlarına ve kara propagandalarına devam ediyorlar.
VAHDET UYARMIŞTI
Geçtiğimiz yedi ay boyunca en az yirmi hafta bu köşeden “Barış Yazıları” yazdım. Yirmi yıla yakındır devam eden yazı hayatımda da İslam Dünyası’nın birliği, beraberliği; Türk, Arap, Kürt kardeşliği üzerine, ırkçılığı lanetleyen, ümmetin ittifakının zaruret olduğuna dair yüzlerce makale kaleme aldım.
Vahdet Gazetesi de çıktığı günden bu yana milli birlik ve beraberliğe vurgu yapan ve terör örgütü ile işbirliği içindeki odakların tahribatlarını anlatan ve tuzaklarına dikkat çeken yayınlar yaparak karar alıcıları ve kamuoyunu sürekli uyardı.
Bu süreçte bazı gazeteci arkadaşlarım Vahdet’in çözüm sürecine karşı olduğunu ve bu süreci baltalayacağını bile iddia etti. Hatta bazıları hızını alamayarak çözüm sürecine karşı olan bir gazetenin içindekilerle birlikte yakılması gerektiğini bile söyledi! Oysa gazetenin yaptığı, terör örgütü ve destekçilerinin ülke aleyhine kurdukları karanlık kumpasları deşifre etmekten ibaretti. Milletin birlik ve beraberliği için bu tertiplere karşı uyanık olunması gerektiğinin altını çizen yayınlar yapıldı sürekli...
Bugün gelinen nokta, bu yayın çizgisini haklı çıkarttı. Gözüm “haklı çıktınız” ifadelerini arıyor ama bulamıyorum. Gazeteyi içindekilerle beraber yakmayı teklif eden gazeteci dostum ise kimbilir şimdi nerelerde ne çamlar deviriyor yine?!
Bu sisli ve puslu süreç, karanlık odaklarla işbirliği yapan, kirli ilişkiler içinde olan, bilerek-bilmeyerek terörün ekmeğine yağ süren birçok kişi ve kurumu da açığa çıkardı; daha da çıkaracak… Sabırla bekleyelim, ömrümüz varsa elmaslarla kömürleri, gerçek vatanseverlerle hâinleri birer birer tanıyacağız…
TERÖRE YUMRUK VURMA VAKTİ!
Şehit cenazelerinin gelmesini, ocaklara ateş düşmesini, şehirlerimizin güvenliğinin tehlikeye girmesini ve toplumsal krizlerin daha da derinleşmesini kim ister?
Bıçak kemiğe dayandı ve şimdi gelecek nesillere huzurlu ve bölünmemiş bir vatan bırakmak, milli birlik ve kardeşliği temin etmek için tüm terör odaklarına bir daha ayağa kalkamayacaklarını temin edecek sertlikte yumruk vurma vakti!
Çok şükür, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu bugün bu sağlam iradeye ve yüksek şuura sahipler ve gereğini yapıyorlar.
Ancak yumruk vurmak ve güvenlik tedbirlerini artırmak yetmez; medyadan sivil topluma, siyasetten bürokrasiye kadar DAEŞ, PKK, DHKP-C ve Paralel çetelerin beslendikleri bataklıkları kurutmak için topyekûn bir seferberlik halinde mücadele etmek ve masum Kürt ve dindar vatandaşlarımızın bu fitnelerden zarar görmemeleri için vahdet dilini yaymak şart.
Kahraman vatan evlatlarının terör kurşunlarıyla toprağa düştüğü bu sıcak yaz günlerinde gönlümüzü serinletecek yegâne yol bu…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.