Biliyorum, “Savaşın temizi mi olur?” diyenler çıkacaktır. Olur. Haklı, onurlu ve temiz savaşlar da olur. Ama bugün küreyi kuşatan savaş, ne kadar gerekçelendirilmeye çalışılsa da açıklanacak hiçbir yanı yok ve çok kirli. Kontrolden çıkan ve tüm yeryüzünü bir savaş alanı gibi gören zihniyet şiddet ve çatışma sarmalını beslediği müddetçe bu tünelin çıkışı yok. “Küresel terörizmle mücadele” adına kapalı kapılar ardında yürütülen pazarlıklar, “gizli” operasyonlar, oluşturulan “çok gizli” birlikler, gittikçe kabaran kara listeler, her gün değişen hedefler dünyayı esir alan bu “kirli savaşlar”ın araçları… 

2013’te eşzamanlı yayınladığı kitap ve belgeselle (Yönetmen: Rick Rowley), Blackwater (2007) kitabından tanıdığımız gazeteci Jeremy Scahill, “Kirli Savaşlar”ın (Dirty Wars: The World is a Battlefield) kodlarını deşifre etmeye ve insanlık adına hesap sormaya cesaret edebildi.   

“Bağımsız gazeteci” olmak da bulmak da artık neredeyse imkânsız. ‘Asıl hikâye’nin peşinde düşen ve risk alan araştırmacı gazeteciler çok azaldı. Çünkü hakikatlerin peşinde gitmenin bedeli ve riski geçmişte olmadığı kadar yüksek bugün. Özellikle küresel çapta yürütülen karanlık operasyonları sorguluyor ve somut hikayelerin peşinde gidiyorsanız bu hayattan vazgeçmeyi ve önünüze binbir türlü engel çıkmasını göze almanız gerekir. Küresel kirli savaşların hikâyesini araştırıp da başına iş gelmeyen gazeteci kalmadı çünkü. Jeremy Scahill cesur ama şanslı olanlardan…  

“NEPTÜN MIZRAĞI” VE PLÜTON RÜYASI

ABD Başkanı Barack Huseyin Obama, 14 Temmuz’da sosyal medyadan NASA’nın “New Horizons” uydusunun 9 yıllık yolculuğun ardından Plüton’dan ilk defa görüntü geçmesini tebrik etti. 20 Temmuz’da da attığı twitte “Bizler sadece Amerikalı değiliz, aynı zamanda dünya vatandaşıyız” mesajı verdi…

Bunlar güzel ve ümit verici insanlığın rüyalarını zenginleştiren mesajlar… 

2 Mayıs 2011’de Başkan Obama kameralar karşısına geçtiğinde, sadece Neptün Mızrağı operasyonu ile Üsame bin Ladin’in öldürüldüğünü öğrenmedi, aynı zamanda bu tür operasyonları tüm dünyada Başkan talimatıyla yapan ve binlerce sivili de katleden özel bir birliğin varlığından da haberdar oldu: Müşterek Özel Harekât Komutanlığı. 

Jeremy Sahill’in araştırmasında peşine düştüğü ve Afganistan’dan Yemen’e, Irak’tan Cezayir’e dünyanın birçok yerinde Drone’larla veya gece baskınlarıyla sözde terörist peşinde koşan ama 16 ile 70 yaş arası tüm erkekleri potansiyel tehdit olarak gören bu ve benzeri birlikler bugün insanlığı esir alan çatışma, şiddet ve terör sarmalının mimarları… 

‘KÜRESEL SAVAŞ’IN TAŞERONLARI 

Sadece Temmuz ayında 6673 hava saldırısı düzenleyen, 3654 varil bombası atan ve 207’si çocuk 791 sivili katleden Esed, 10 saat içinde 1500 sivil göstericiyi katleden Sisi, bir buçuk ayda 2200 Filistinlinin katliamına sebep olan Netanyahu, vahşi infazlar yapan DAEŞ ve alçakça pusular kurup asker ve polislerimizi şehit eden PKK da bu küresel kirli savaşların taşeronları. 

Kirli Savaşlar’a karşı durabilecek bir güç ve mekanizma mevcut değil bugün. Ne uluslararası sistem ne İslam Dünyası bu savaşları durduracak kabiliyete sahip maalesef.  

Ümidimizi kaybetmeden ama gerçekleri de görerek daha temiz bir dünya için savaşmaktan başka çaremiz yok...