Meleğimizi Vurdular
Önceki gün manşet toplantımızda arkadaşlara da söyledim. İçimde hiç olmadığı kadar acı, farklı bir sıkıntı vardı.
“Hislerim bana ‘bir şeyler olacak, büyük bir felaket geliyor’ diyor” dedim.
Acı haber gece geldi. Komşu ilçemiz Nevşehir Acıgöl’den Jandarma Komando Uzman Çavuş Latif Adıgüzel Lice’de şehit olmuştu. Aynı gün Lice’de 4 kınalı kuzumuzu daha kurban vermiştik. Dün de Pervari’den 8 şehit haberi daha geldi. 24 saatte 12 şehit. Bayramdan bu tarafa şehit sayımız 60’ı aştı. Şehit haberleri gelmeye başladıktan beri, bir gece yoktur ki rahat bir uyku uyuyalım. Uykusuz, mutsuz, huzursuz, kederli, sıkıntılı gecelerde en az dört beş defa uyanıp elimiz telefonumuza uzanıyor. İçimizde bir ürperti, dudaklarımızda “Ne olur Allah’ım… Bu ülke İslam’ın son kalesi, Ehli Sünnetin omurgası, mazlumların sığınak kapısı, kilit taşımız… Yıkmak isteyenlere fırsat verme Allah’ım!..” duası… Dilimizde Yahya Kemal’in şu mısraları:
“Şu kopan fırtına Türk ordusudur yâ Rabbi.
Senin uğrunda ölen ordu, budur yâ Rabbi.
Tâ ki yükselsin ezanlarla müeyyed nâmın,
Galip et, çünkü bu son ordusudur İslâm’ın!”
Latif Adıgüzel henüz 20’li yaşlardaydı…
Bir ay evvel nişanlanmış, Kurban Bayramı’nda memlekete gelip düğününü yapacaktı. Dün al bayrağa sarılı tabutu geldi Latif’in.
İçimdeki duygular bastırdı. Koşup Acıgöl’e gitmek şehit ailesinin kederine ortak olmak istedim ama gidemedim.
Babası Mustafa amca, “Söyleyin o alçaklara seve seve kendim de gideceğim askere, iki evladım daha var onları da göndereceğim.” diyor.
70 yaşındaki dedesinin sözleri ise yürek parçalıyor: “Şehit ettikleri çocuk bir melek. Düğününe hazırlık yapıyorduk.
Yatağını yorganını hazırladılar. Bayramda izin alabilirse gelip düğününü yapacaktık. Memleketimin bir taşını kurban ederim ben onlara. Gerekirse ben de gideceğim askere…”
Maalesef meleğimizi vurdular…
Adı gibi güzel çocuk artık aramızda yok!
Bir felakete doğru sürükleniyoruz.
Terör örgütü hiç olmadığı kadar güçlendi. PKK artık metropolde. İzmir’de, Ankara’da, İstanbul’da… Esenler’de motosikletli gösteriler yapıyorlar.
AK Parti’den milletvekili seçilen Orhan Miroğlu, birkaç ay evvel HDP/PKK baskısından hareketle “Mardin kantonundan yazıyorum” ifadesini kullanmıştı köşe yazısında. Miroğlu bölgede PKK’lı olarak addedebileceğimiz
“250-300 bin insan var” saptamasını yapıyor aynı zamanda.
Dost acı söyler kabilinden açılım süreciyle ilgili en acı eleştirileri yaptık yıllar önce…
Şimdi sosyal medyada dolaşıma verilen ilçelerin delik deşik olmuş, dumanların yükseldiği fotolar yayınlanıyor.
Ateşlerin yükseldiği görüntüler Suriye’yi andırıyor.
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Kışanak özerklik ilanından söz ediyor.
Alçaklar sivil halkı kendilerine kalkan yapıp arkadan kalleşçe kurşun sıkıyor Mehmetçiğe…
Özel güvenlik bölgeleri sayısı bini aştı…
Müttefik dediğimiz asıl faillerin derdi ise bambaşka.
Ekonomik zarar sadece dün Bakan Taner Yıldız’ın açıklamasına göre, dolardaki yükseliş nedeniyle yıl başından bu yana doğalgazdaki maliyet artışı 11 milyar TL’ye ulaştı.
Yazık bu ülkenin kaynaklarına, yazık bu ülkenin gencecik çocuklarına…
Saflarımızı bir an önce sıklaştırıp akan kanı durdurmalıyız.
Öcalan’a toz kondurmayan goygoycu medya işi gücü bırakmış 3 kuruşluk rant için MHP’yi hedef yapıyor.
Vakit birbirimizi suçlama vakti değil…
Dün Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun da söylediği gibi el ele, omuz omuza verip vahdeti öne çıkarmalıyız.
Bunu yapacak gücümüz de, kudretimiz de, tecrübemiz de var.
Yeter ki inanalım.
Bu kan duracak!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.