XXI. asrın öngörü ve öncülüğü İngiltere’de
İngiltere sisli, adeta güneş görmeyen, büyük sayılma imkanı olmayan bir ada ülkesi. Ama adı dahi “Büyük Britanya”. Üzerinde güneş batmayan imparatorluk oldu. “Magna Karta” onların. Fransa, çağdışı laiklik anlayışından hâlâ kurtulamadığı, imparatorluk maceraları ile perişan eden giyotinli ihtilalin övgüsüne asırlar harcayarak kaç cumhuriyet eskitirken: İngiltere, Cromwell darbesinden ve darbe ikliminden, bir daha dönüşü olmayacak şekilde kurtulmayı başarmıştır. Bütün bu başarılı adımlar, herhalde kendiliğinden olmamakta, bir hak ediş gerektirmektedir. Şimdi bütün insanlık için çok önemli bir öngörü ve öncülük adımı atmıştır.
7 ay önce Anglikan Kilisesi lideri Canterbury Başpiskoposu Rowan Williams’ın ortaya attığı ve İngiltere Adalet Bakanlığı müsteşarı yetkileriyle donatılmış Lord Phillips tarafından desteklenmiş olan “İngiltere’de Müslümanlar için Şeriat Mahkemeleri kurulması” fikrini tatbikata koymuştur. Ve bu uygulama Siyonizm’in, Başkan Bush liderliğinde İslâm dünyasına karşı, Batı’yı da arkasına alarak yalan-dolanla başlatılan vahşet ve yıkım döneminde gerçekleşmiştir.
Müslümanların yoğun olarak yaşadığı beş büyük kentte şeriat mahkemeleri oluşturulduğu açıklandı. Londra, Birmingham, Bradford, Manchester, Warwickshire’de bölge mahkemelerinin bünyesinde hizmet verecekler. Bu, önemli bir ilktir. Glasgow ve Edinburgh da sırada...
Şeriat mahkemeleri, boşanma, mali anlaşmazlıklar, aile içi geçimsizlik gibi sosyal konularda söz sahibi olacak.
Bu mahkemelerin davaya bakabilmeleri için davalı ve davacı Müslümanlardan iki tarafın da rızası gerekiyor.
Bazı Müslüman ülkelerde, kendilerinin de Müslüman olduğunu söyleyen, camide cenaze namazına, Müslüman mezarlığına konmasına itiraz etmeyen, fakat “şeriat” kavramı duymaktan cin çarpmışa dönenlerin, İslami eğitim ve yaşam düşmanlığını ilericilik sananların gürültülerinin ayyuka çıktığı bir dönemde, dünyadaki 70 milyon Anglikan kilisesi mensubunun lideri Rowan Williams’ın öncülük ettiği bu fikir ve İngiltere hükümetinin kararı önemlidir, düşünen için ibrettir.
Üzerinde yıllardır çalışılan, uğrunda büyük imkânlar, kanlar ve canlar harcanan, Büyük Ortadoğu Projesi’ni de içine alan “Büyük İsrail” için İsrail Başbakanı Ehud Olmert, Batı Şeria’daki evlerini boşaltmaya gönüllü kişilere ödenecek tazminatların görüşüldüğü kabine toplantısında, “Büyük İsrail Projesi bitmiştir. Artık böyle bir şey yok. Her kim böyle bir şeyi hâlâ söylerse kendini kandırır” (16 Eylül 2008) diyor.
Tarih, kuvvetine güvenip dayanan Firavunlardan Roma’ya; Hitler’den Lenin’e, Bush’a kadar nice güçlünün, nasıl bir çöküşle çöktüğünü göstermiştir. Gerçek güç ve kalıcılık hakta, insanlıkta, en güzel ahlak, edep ve erdemlerdedir. İngiltere’nin çaktığı bu kıvılcım giderek parlayacak, bu özgürlük kapısı bütün insanlık için iyinin, güzelin, doğrunun gönüllü kabulüne imkân sağlayacaktır. Malezya’da Çinli ile iş yapan değerli bir işadamımız (M.A.), Çinli’ye, “Burada nüfusun % 35’i Budist, sermayenin % 75’i de sizde. Neden hükümette bir Budist olsun diye hükümeti zorlamıyorsunuz?” diye soruyor. Çinli, “Sen ne diyorsun? Budist çok hakim var. Bir davamız olduğu zaman sabaha kadar, Budist hakime düşmesin diye dua ediyoruz. Müslümanlar daha adil. Varsın idare etsinler” diyor. İngiltere’de laf değil, yaşayan Müslümanların dürüstlük, ahlak ve erdemleri net olarak görülecek ve sahabe hayatları gibi insanlık vicdanı için kurtarıcı bir ışık teşkil edecektir. Kur’an-ı Kerim, aynı Kur’an; İslâm, aynı İslâm’dır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.