Bedel Ödemeden Olmaz!
Bayram tatili sona erdi. Bu sene tatilin 9 gün olacağını ilk kez Vahdet 2 hafta önce Kültür ve Turizm Bakanı Yalçın Topçu’nun ağzından okuyucularına duyurdu. Bu haberimiz onlarca ulusal, yüzlerce yerel medya organına kaynak teşkil etti.
Çok zor bir dönemden, çetin bir sınavdan geçtiğimiz şu sıralar bayramın ilaç gibi geleceğini ümit ediyorduk.
Maalesef umudumuz
gerçekleşmedi.
Önce yüzün üzerinde Hacı adayının hayatına mal olan Kabe’deki vinç kazasıyla sarsıldık. Ardından ilk kıblemiz Mescid-i Aksa’ya yapılan Siyonist saldırıyla kahrolduk. Tam da bayram günü “İki milyarlık İslam Dünyası bugün Kurban Bayramı’nı idrak ediyor. Ümmeti parçalamak isteyen odaklarla mücadele edecek bir direniş ve diriliş azmi yakalamak için kurbanlar kesiliyor, dualar ediliyor. Mescid-i Aksa esir, Ayasofya mahzun bu bayramda da… Bayramlar ver yâ Rab! Kurban Bayramı’na buruk giren ümmet ‘vahdet’e muhtaç. Irak, Afganistan, Suriye, Yemen, Libya, Mısır işgal, zulüm, iç çatışma, darbe terörü ile karşı karşıya. İlk kıblemiz Mescid-i Aksa Siyonist postallarıyla kirletiliyor. Arakan, Patani, Doğu Türkistan, Keşmir’de Müslümanlar hâlâ zulüm görüyor. Bayramlar ver yâ Rab!” diye yakardığımız gün Mekke’den gelen son 40 yılın en acı haberiyle üzüntüye boğulduk.
Yüzlerce Müslüman Mina’da feci bir şekilde can verdi. Dün yine Mescid-i Aksa Yahudi kuşatması altındaydı.
Suriye’de, Irak’ta aralıksız masum insanlar öldürüldü. Mültecilerin durumu yürekleri dağladı.
Ülkemizde ise şehit haberleri gelmeye devam ediyor. Hain örgüt bayramda da kan akıttı. Tunceli’de bayram günü şehit edilen tabur komutanını, bir “Güzel” insanı dün Ankara’da son yolculuğuna uğurladık.
Acılar dinmek bilmiyor.
Ciddi bir muhasebe yapamıyoruz maalesef…
Tüm bu olup biten dertleri, sorunları başkalarına yüklemek gelenek haline dönüştü.
Suçu başkalarına atıp rahatlıyoruz.
Şuurdan, basiretten, samimiyetten uzaklaştık.
Bayramda kayda değer biçimde kılını kıpırdatan bir lider gördünüz mü İslam Alemi’nde?
Her biri kendi gündelik basit çıkarlarının peşine düşmüş, gaflet deryasında yüzüyor…
Hatta Suud prensiyle ilgili ABD’de pespaye haberlerle karşılaştık bayram günü...
Ne hazin!
Orada Müslümanlar can derdinde, bizim prens ise uçkurunun peşinde alçaldıkça alçalıyor...
Demek ki insanın ar damarı çatlayınca böyle oluyor…
Her şeyin bir bedeli var. İslam’ın bedeli ise her şeyden daha ağır…
Belaların biri bitmeden diğeri başlıyorsa, üç beş çapulcu dediğimiz PKK’ya diz çöktüremiyorsak dönüp bir kendimize bakmamız gerekiyor.
Kınayarak, slogan atarak savaş kazanılmaz. Savaş sabır ister, savaş samimiyet ister, savaş basiret ister, savaş ciddiyet ister. Her şeyden öte savaş cesaret ister.
Gücün esiri olanlar, nefsinin esiri olanlar ve korkaklar savaş kazanamazlar.
Ne ekersek onu biçiyoruz.
Derin uykudan uyanmadan, aramızdaki riyakarlarla hesaplaşmadan, bedel ödetmeden düzlüğe çıkmamız imkansız.
Müslümanlar için acil eylem planı bugün değilse ne zaman?
Her yanımızdan alarm zilleri çalıyor.
Kaybedecek bir dakika dahi vaktimiz yok.
Öze dönüş için gün bugündür ve Allah doğrularla beraberdir vesselam…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.