HDP Bölünme İstiyor
Bazılarının allayıp pullayıp Türkiye partisi yapmaya çalıştığı HDP bir defa daha gerçek kimliğini ortaya koydu. Seçim beyannamesinde öz yönetim(federalizm) çift resmi dil öneren HDP hiç bir zaman Türkiye partisi olmayı düşünmediğini böylece göstermiş oldu.
7 Haziran’da HDP’ye oy verenlerin şimdi ne düşündüklerini merak etmiyorum. Çünkü oy verirlerken bu gerçeği bilerek, tamamen kin ve nefretlerinin kurbanı olarak oy verdiklerini düşünüyorum.
Türkiye üniter bir devlet, federalizm, federe devletlerden oluşan devletin tekliğini ortadan kaldıran bir devlet yapılanmasıdır. HDP seçim beyannamesinde açık açık Güneydoğu’yu biz yönetelim buradan devlet elini, bayrağını, kurumlarını çeksin, keyfimiz isterse sizinle oluruz, olmazsa alır başımızı gideriz, diyor.
İki resmi dil de aynı yola çıkar. Bir ülkede iki resmi dilin olması o ülkenin fiilen parçalanması, zaman içinde ortak iletişim dilinin yok olmasıdır. Kürtçe’nin resmi dil olması demek, ana okulundan üniversite bitinceye kadar eğitimin Kürtçe yapılması demektir. Kürtçe eğitim alan biri Türk kurumlarında verimli olamayacağına göre Kürtçe hizmet veren bir ayrı hariciyenin, Milli Eğitimin, yerel yönetimlerin kısacası buna göre bölgesel bir devlet yapılanmasının da olması gerekir. Yani devletin bir bölgesi başka bir dille bir bölgesi başka bir dille yönetilecek. Bunun adı üniter devletten vazgeçilerek devletin dil temelinde parçalanması her bölgenin yaygın diline göre yeniden yapılanması demektir.
HDP bütün bu taleplerini demokrasi ve insan hakları diyerek yapıyor. Oysa ana dili öğrenme talebi bir insan hakkı ama ana dille eğitim bir insan hakkı değil, siyasi bir taleptir. Demokrasilerde de ayrılma ülkeyi bölme gibi bir hak yoktur. Yazık ki bu ülkede PKK/HDP ikilisinin her talebi insani bir hak gibi telakki edilerek medya tarafından geniş kitlelere yansıtılıyor.
Özerkliğin, eyaletleşmenin ayrılık taleplerini bastırmadığı, ana dil taleplerini karşılamanın sadece bölünmeyi hızlandırdığı dünyadaki örneklerle sabittir. Katalonya İspanya’nın 17 Özerk bölgesinden biri. 1978 Anayasası’ndan sonra Özerklik kazandı.40 senede Katalonya, İspanyolca’yı dışlayarak bölgede Katalancayı hakim dil haline getirdi. Ortak iletişim dilini yok etti. İç işlerinde tamamen hür olmasına rağmen asla bununla yetinmedi. En son geçen hafta yapılan seçimleri ayrılıkçı partilerin oluşturduğu platform kazandı.
İspanya, Katalonya ve Bask gibi bölgeleri İspanya ile bütünleştirir düşüncesiyle Özerklik sistemine geçti. Ancak verilen tavizler bütünleşmeye değil ayrışmaya hizmet etti. Geçen yıl da Katalonya gayri resmi referandum yaparak ayrılık taleplerini yineledi. Aynı süreç Kanada’nın Quebec bölgesinde de yaşanmıştı, bunu bir başka yazımda dile getireceğim.
Türkiye üniter bir devlettir ve kıyamete kadar öyle kalacaktır. Ülkeyi bölme gayretlerini insan hakları ve demokrasi şapkasının arkasına saklayanlara bu millet asla taviz vermeyecektir. Siyasette bir partiye muhalefet olabilir, siyasi bir kadroyu beğenmeyebilirsiniz. Ancak ülke ve milletin felaketine neden olacak bir muhalefet tavrı olamaz. HDP bu ülkenin dibini oyuyor, kardeşi kardeşle karşı karşıya getiriyor. Siyaseti ülkeyi bölmek için bir araç olarak kullanıyor. Demokrasinin imkanlarını kendi menfur amaçları için kullanıyor, doğruyu yanlışa, hakkı batıla vasıta ediyor. İçimizde Rus gibi Yunan gibi davranıyor. Bütün bunları gördükten sonra daha hala HDP diyenlerin iyi niyetinden de vatan sevgisinden de şüphe edilir. HDP’ye atılan her oy askere polise sıkılmış bir kurşundur. Dökülen şehit kanlarının vebaline ortak olmaktır. Bu vebalden korkmayanlara elbette bu milletin de zamanı gelince söyleyecek bir sözü olacaktır...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.