Geçtiğimiz hafta Manisa’da çirkin görüntülere tanık olduk. Gözaltına alınan bayanların kelepçeli görüntüleri büyük tepki çekti. Bu tepkiler haklıydı. Hukukun genel ilkelerinden biri masumiyet karinesidir. Kimseyi suçu kesinleşmemişken bu şekilde aşağılamak, adi bir mücrim gibi teşhir etmek doğru değil. Bu manzaraya neden olanların iyi niyetli olduklarını düşünmüyorum. Ergenekon, Balyoz davalarında en çok tutuklamaların alt kademelere sirayeti eleştirildi. Askerlik mesleğinde emir komuta gerçeğinin gözardı edildiği ifade edildi. Şimdi eleştiri konusu yapılanların aynısını burada yapmak hem ahlaka sığmaz hem de bu tip operasyonların inandırıcılığını ortadan kaldırır. Ayrıca tartışmaların başörtülü, baş açık ekseninde yapılması da yanlış. Bu ülkede her vatandaşımızın hayatı, kişilik hakları, onuru eşit derecede kutsaldır. Herkese aynı hassasiyet aynı saygı gösterilmelidir.

Ancak bunun da istismar edilmemesi gerekir. Manisa’daki talihsiz görüntüler hemen bazı çevreler tarafından istismar edildi. Silvan’da biber gazı yiyen Figen Yüksekdağ ile olay özdeşleştirildi. HDP eşbaşkanına yapılanlarla Manisa’da yapılanların eş değer olduğu vurgulandı. Bu aslında bir yanlışa tepkiden ziyade Yüksekdağ’ın kanuna, ahlaka, ülke menfaatlerine ve milletvekilliği görevine sığmayan yanlışlarını Manisa olayı ile örtme gayretiydi. Manisa’daki uygulama hükümetin olağan bir uygulaması değil, tamamen istisnai ve Emniyet Müdürü’nün şahsi durumundan kaynaklanan bir yanlıştır. Anında gereği de yapılmıştır. Figen Yüksekdağ’ınki ise bambaşka bir şeydir.

Bir defa Silvan’da haftalardır son derece ciddi ve önemli bir operasyon yürütülüyor. PKK unsurları tarafından ilçe uzun zamandır kurtarılmış bölge haline getirilmiş, halk canından bezdirilmişti. Mahalle girişlerine hendekler kazılmış, bazı devlet kurumları boşaltılarak silahlı unsurlarla doldurulmuş, PKK adeta bölgede bir Kanton yapılanması ilan etmişti. Hiç bir devlet sinesinde bu tip yapılanmalara müsaade etmez. Hükümetimizin olayı mülayemetle çözme projesi terör örgütü tarafından bir nevi bölgede kurumlaşma, devletleşme fırsatı olarak görülmüştür. Devlet bu ihanet unsurunu söküp atmak için operasyonlar başlatmış, sivil halk zarar görmesin diye de sokağa çıkma yasağı ilan etmiştir. İşte Figen Yüksekdağ’ın biber gazına muhatap olduğu yer burasıdır. HDP eşbaşkanı oraya niçin operasyon yapıyorsunuz diyerek gitmiş, uyarılara rağmen Silvan’a girmek istemiş, dolayısıyla biber gazına muhatap olmuştur. Yani bu hanımefendi, oradaki PKK yapılanmasına müdahale edilmesine karşı çıkmakta, bırakınız Silvan PKK’ya kalsın demektedir. Ne diyecek güvenlik güçleri, “buyrun sayın Yüksekdağ gidin Silvan’a terörist arkadaşlarınıza moral verin mi diyecek? “Şimdi bunu Manisa’da gözaltına alınan hanımlarla mukayese etmek mümkün müdür? Böyle bir şey sapla samanı karıştırmaktır. Bir milletvekilinin bir militandan farkı olmalı. PKK militanları bu tip olaylarda nasıl davranıyorsa, HDP milletvekilleri de öyle davranıyor. Sonra da bazı çevreler Türkiyelileşme türküleri söylüyorlar. Yüksekdağ’ın oraya gitmesinin sebebi, uluslararası toplumun dikkatini oraya çekerek hem Türk devletini zor durumda bırakmak, hem teröristlere moral vererek dirençlerini artırmak hem de meseleyi uluslararasılaştırmaktır. Bunlar hep hesaplı kitaplı iyi düşünülmüş ihanet projelerinin sahneye konulmasıdır. Bir tarafta polise direnen zorla Silvan’a girmek isteyen militan davranışlı, eylemin ortasında bir kadın, diğer tarafta gözaltına alınmış, artık canı, namusu devlete teslim edilmiş, hiç bir direnme, karşı koyma, kaçma belirtisi göstermeyen hanımlar var. Bunları aynı kefeye koymak hem ahlaksızlık hem de vicdansızlıktır.

Türkiye terörle mücadele edecektir. Bu ülkenin bir santim toprağı bile kimseye yar edilmeyecektir. Silvan’da yapılan doğrudur. Sokağa çıkma yasağını eleştirenler sivil vatandaşa zarar vermemenin varsa başka yolu bunu göstersinler. Güvenlik güçlerinin ikazına, devletin aldığı kararlara aldırmayan bir kişi Manisa’daki hanımlarla özdeşleştirilemez. Adalet herkese eşit davranmak değil, herkese layık olduğu şekilde davranmaktır.