NATO mültecilerin Avrupa’ya göçünü mü durduracak?
Almanya Başbakanı Merkel ile görüşmelerde pek çok konu ele alınmış, bu arada en önemlisi de mülteci göçünün durdurulması için NATO’nun devreye girmesi kararlaştırılmış. Bu iş nasıl olacak diye hiç sormayın. Olacak bir şey yok. Olsa olsa Akdeniz ve Ege’de NATO’ya ait birkaç gemi devreye girecek ve deniz yolu ile Avrupa’ya gitmeye çalışan mültecilerin önü kesilecek. Denebilir ki eğer NATO gerçekten devreye girecek olursa Suriye’den Türkiye’ye değil Avrupa’ya yönelen mülteci göçü durdurulacak. Kaldı ki, Merkel ile yapılan görüşmelerde mülteci göçünün NATO mekanizmaları ile denizlerden izlenmesi kararlaştırılmış. Bu arada Merkel’in, “Suriyeliler için vatanlarına yakın yerde olmak çok daha önemli” değerlendirmesi de tüm söylenenlerin Avrupa’ya mülteci akınının önlenmesine yönelik. Hâlbuki sorunun kökten çözümü, yani milyonlarca insanın ülkelerini terk etmek zorunda kalmamaları. Suriye’de bu ortamın sağlanması. Bunun yolu da bir an evvel Suriye’de çatışmaların sona ermesi bu yönde özellikle ABD’nin harekete geçmesi. Ama bugüne kadar ABD bölgemizde hangi eylemin içinde yer almışsa gelişmelerin bölgemiz ülkelerinin aleyhine sonuçlanmış durumda. Kaldı ki, ABD’nin PYD’yi terör örgütü saymasına yönelik Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Siz bizim mi, PYD terör örgütünün mü müttefikisiniz?” sorusuna anında ardı ardına ABD’den gelen açıklamalarda, “Biz YPG’yi terörist örgüt görmüyoruz ve desteğimiz sürecek” açıklamalarının yapıldığını unutmamak gerekiyor.
Peki, Almanya ile Türkiye’nin Suriye’de savaşı sona erdirmek üzere NATO’yu harekete geçirmeleri mümkün mü? Aslında görüşmelerde böyle bir husus ele alınmamış ama mülteci sorununun kökten çözümü meselenin Suriye’de halline bağlı olduğuna göre NATO’nun sürükleyici konumunda olan, ABD’nin evet demediği hiçbir konuda NATO’nun harekete geçmesi mümkün olmayacaktır. ABD’nin Suriye’de Esad yönetimi, Rusya ve YPG ile aynı safta olduğu da bilindiğine göre Merkel ile yapılan görüşme ve varılan sonuçların ciddi olarak kabul edilebilecek bir tek yanı var. O da, AB’nin Türkiye’ye yapacağı maddi destektir. Buna karşılık istenen ise Suriyeli mültecileri Türkiye’de tutmaktır. Bunun ötesinde söylenenler ve yapılan açıklamalar kamuoyunu oyalamaya yöneliktir.
Yoksa “Mülteci göçünü NATO durduracak” gibi açıklamaların Türkiye’ye yönelik göçün durdurulması ile bir alakası yok. Çünkü Suriye’de son zamanlarda Rusya’nın Esad güçleri ile birlikte hareket ederek sürdürdüğü bombardıman durmadan göçün durmasını beklemek doğru olmaz.
Bu noktada NATO göçü durdurmak için Rusya ile karşı karşıya gelir mi, sorusu akla geliyor. Bu köşede Suriye’de ABD ile Rusya’nın vardıkları anlaşma doğrultusunda birlikte hareket ettiklerine dikkat çekmiştim. Böyle olunca ABD ile Rusya arasında varılan mutabakata göre Suriye’de ABD güdümünde bir Kürt bölgesi oluşturulmakta, buna karşılık Rusya’nın payına düşen bölgede de bu ülke yerleşmektedir. Bu bakımdan ABD ve Rusya evet demeden Suriye’deki çatışmalar bitmeyecek, netice itibariyle bir yandan mülteci göçü devam ederken, gelmiş olanlar da barış sağlanmadığı sürece geri gitmeyeceklerdir. Buna karşılık AB ülkeleri de mültecileri kabul etmemekte kararlı olduklarını gösterdiler. Sonuç olarak Merkel ile varılan anlaşma yapılacak maddi destek karşılığı Suriyeli mültecilere ev sahipliği yapmaktır. Gerisi hikâyeden ibaret.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.