Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

ABD ve Rusya Ortak Hareket Etmiyor mu?

ABD ve Rusya Ortak Hareket Etmiyor mu?

Telefon görüşmesinde Obama’nın Putin’e, “Suriye’de ortak hareket edelim” çağrısında bulunduğu ileri sürülüyor. İki liderin görüşmesinin içeriği gerçekten böyle midir yoksa dünyayı ayakta uyutmaya yönelik yeni bir tiyatro mudur bilinmez ama yıllardan beri Suriye’de Rusya ile ABD’nin ortak hareket ettiğini bilmeyen kaldı mı? Ayrıca AB ülkelerinin de Afganistan ve Irak’tan sonra Suriye’de de bir koalisyon oluşturdukları, özellikle hava harekâtlarında birlikte hareket ettikleri düşünüldüğünde tam bir Haçlı ittifakı sergilendiği açıkça ortadadır. Kaldı ki, Suriye’de önce ABD ve koalisyon ortakları harekete geçerken, bir süre sonra Rusya’nın devreye girmesi birbirinden habersiz ve Rusya’nın ABD ve koalisyon ortaklarına tek yanlı meydan okuması gibi değerlendirmek doğru bir yaklaşım olabilir mi?

Mesele sadece ABD ile Rusya’nın Suriye’de uyguladığı strateji açısından bile değerlendirildiğinde iki ülkenin de aynı gruplarla birlikte hareket ettikleri, aynı hedefe yöneldikleri görülür. Söz gelimi başından beri ABD ve müttefiklerinin Esad’ın Suriye’nin başından uzaklaştırılması gibi bir hedeflerinin olmadığı, özellikle de Rusya’nın devreye girdiği andan itibaren aynı hedefe yönelik hareket ettiği görülür. Mesela, PYD başından beri ABD tarafından müttefik olarak görülmüş ve öyle hareket edilmişken, Rusya’nın devreye girmesi ile Rusya da PYD ile birlikte hareket etmiştir/etmektedir. Rusya’nın da hedefinde Esad’ın iş başından uzaklaştırılması yoktur. Bu bakımdan Obama-Putin görüşmesini bundan böyle birlikte hareket etme niyetinin dile getirilmesi şeklinde sunmak geçmişi silmek, dünyanın gözünden kaçırmak anlamına gelir. Görüşmede dile getirilen bir başka husus ise Obama’nın Putin’den ılımlı muhaliflere bombardımanı durdurmasını istediğidir. Bu güne kadar Obama neden Rusya’nın ılımlı muhalifleri vurmasına karşı sessiz kalarak destek verdi de şimdi böyle bir çağrıda bulunuyor? Olaya sahnelenen tiyatronun ikinci perdesi olarak bakmak yanlış olmaz. Çünkü Rusya’nın ılımlı muhalifler ve Türkmenlere bundan sonra vurmamasını beklemek en hafif ifadesiyle saflık olmaz mı?

Tüm Müslümanların artık Haçlı Seferleri’nin hâlâ devam ettiğini, Haçlıların Müslümanlar söz konusu olduğunda rahatlıkla kol kola girebildiklerini görmesi gerekiyor. Bir bakıma Üçüncü Dünya Savaşı’nın yıllar önce başlayıp devam ettiğini, bu defa diğer iki dünya savaşından farklı olarak hedefte sadece Müslümanların olduğu, Haçlıların ise Siyonistlerle birlik halinde saldırdıklarıdır.

Yaşanan savaşı bazı medya organlarının yaptığı gibi Mini Dünya Savaşı şeklinde nitelendirmek de yanlıştır. Dünyanın neresinde bir çatışma ve savaş varsa, saldırıya uğrayanlar Müslümanlar saldıranlar ise hangi din ve mezhebe mensup olurlarsa olsun Haçlı-Siyonist ittifakıdır. Dünya haritasına bakıldığında İslam dünyasının hemen tamamının savaş alanı olduğu da görülür. Bir bakıma Üçüncü Dünya Savaşı’nda Haçlılar Müslümanlara karşı bir takım grupları maşa olarak kullanmakta, kendilerine gelecek zararı en aza indirirlerken Müslümanlara verdikleri zararı artırmanın peşindedirler.

Bu saldırılardan kurtulmanın yolu ise öncelikli olarak düşmanları dost bellemekten kurtulmaktan geçiyor. Sadece dost ve düşmanı doğru tespit etmek de yeterli değildir. Haçlılar nasıl dünyanın her köşesinde Müslümanlara karşı ortak bir cephe oluşturabiliyorsa Müslümanların da buna karşı ortak bir cephe oluşturmaları gerekiyor. Hemen belirteyim ki cephe oluşturmak ille de savaşmak için değildir. En azından düşmanlara karşı caydırıcı bir cephe oluşturmaktır. Bu yapılamadığı sürece Filistinliler açık hava cezaevinde yaşamaya mahkûm olmaya devam edecekleri gibi korkarım Müslümanlar bir süre sonra kendi aralarında Üçüncü Dünya Savaşı’nı yayacaklardır. Çözümün tek yolu var, küfür cephesine karşı hakkı savunan cephenin oluşturulmasıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Abdulkadir Özkan Arşivi