Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Dünyayı sömürgecilerin elinden kurtarmak!..

Dünyayı sömürgecilerin elinden kurtarmak!..

Dünyanın sömürgeciler tarafından perişan hale getirildiğini görmek, onların elinden kurtarmak gerekir. Özellikle İslam dünyasının huzur ve refahının sömürgecilerin kontrolündeki bir dünyada sağlanmasının mümkün olmadığını görmek ve harekete geçmek mecburiyeti. Özellikle de dünya üzerinde barışın sağlanması iddiası ile kurulmuş, ama 5 devletin kontrolüne teslim edilmiş Birleşmiş Milletler ve bu teşkilata bağlı olarak oluşturulmuş çeşitli uluslararası örgütlerin dünya üzerinde barışın sağlanması, refahın yaygınlaştırılması gibi bir işlev yapmadığını bilerek harekete geçmek mecburiyeti var. Her ne kadar sık sık BM’nin kuruluş amacına hizmet etmediğini uygulamalara bakarak sıkça dile getiriyoruz ama bu dile getiriş BM’nin kuruluş gayesine dönmesini sağlamıyor. O zaman en azından İslam ülkelerinin bu bozuk yapıya daha yüksek sesle itiraz ve isyan etmesi gerekiyor.

Bunun iki yolu var. Bu iki yol ya birbirini tamamlamak üzere birlikte ya da ayrı ayrı uygulamaya konulmalı. En önemli olanı İslam Birliği’nin sağlanması. Yani, önce Müslüman ülkeler kendi aralarında bir birlik sağlayarak Birleşmiş Milletlerin karşısında yeni bir örgüt oluşturulması gerekiyor. Adının Müslüman Ülkeler Birleşmiş Milletleri olması çok önemli değil. Zaten İslam Birliği’nin kurulmuş olması Avrupa Birliği benzeri bir yapı ortaya çıkartacağı için bu örgütün ortak bir parlamentosu ya da Genel Kurulu olacak, burada tüm üyeler eşit şartlar içinde meselelerini gündeme getirecek, tartışılacaktır. Yeryüzünde huzurun, barışın sağlanması, refahın yaygınlaştırılması için Birleşmiş Milletler Teşkilatının 5 devletin kontrolünden çıkartılmasını sağlayacak zorlamaya ihtiyaç var. BM’yi sadece kendi çıkarlarını korumanın bir vasıtası olarak kullanan 5 ülkenin denetiminden çıkarmak gerekiyor. Bunun için ya özellikle İslam ülkeleri birlikte harekete geçerek Güvenlik Konseyi’nde daimi üyelerin sayısını artırmaya ve eşit oyla kararların alınmasını sağlamaya çalışmaları ya da İslam ülkeleri toplu olarak BM’yi protesto ederek üyelikten çekilmeleri, en azından bunun için harekete geçmeleri gerekiyor. Çünkü sömürgeciler laftan anlamaz, anlamıyorlar. Bir yandan dünyalı çıkarları uğruna kan gölüne çevirenlerin birde tüm dünyanın gözünün içine baka baka bu kan deryasını özgürlük, insan hakları ve demokrasi getirmekle izah etmeleri artık mazlumların kanına dokunmalı. Sadece sözlü tepki koymakla yetinmeyerek harekete geçmek gerekiyor. Belki ülke yöneticilerinin, “Biz artık BM üyesi olarak kalmak istemiyoruz” demeleri yeterli olmayabilir. Gerekirse bunun için üyeliğe girişte hangi mekanizmalar uygulanmış ise çıkışta da o mekanizmaları harekete geçirmek mümkündür. Sömürgeciler, ‘Bizim iznimizle girdiniz, çıkışta da bizim iznimiz gerekli diyorlar’ ve bu dayatma geçerli oluyorsa Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesi dışında kalan ülkelerin zincirli kölelikleri tescillenmiş olur ki, bunda rıza göstermemek gerekir.

Irak, Suriye ve Afganistan başta olmak üzere İslam dünyasının tam bir katliam ve soykırım ile karşı karşıya olduklarını, zenginliklerini kendi insanlarının refahı için değil sömürgecilerin refahının hizmetine sunduklarını görmek yeterlidir. Kimi yerde Müslümanların başına terör örgütlerini musallat ediyorlar, kimi yerde bir takım gönüllü taşeron yöneticileri kullanıyorlar. Kısacası özellikle Irak ve Suriye’de sürekli kan dökülüyor. İşin garip tarafı akan kanları BM denen barış ve özgürlüğü sağlamak adına kurulduğu ileri sürülen örgütün kılı kıpırdamıyor. Çünkü bu örgüt 5 üyenin inisiyatifine terk edilmiş durumda.

Özellikle Müslüman ülkeler, adına BM denen örgütün kölelik zincirlerinden kendilerini kurtarabildikleri takdirde yeryüzünde bugünkü kadar kan dökülmeyecek, yeryüzünde 3 milyar insan açlık sınırı altında yaşamayacaktır. Çünkü İslam zenginin malında fakirin hakkı olduğunu emrediyor. Kısacası, varlıklılara sorumluluk yüklüyor. Sonuç olarak, dünyanın beşten büyük olduğunu söyleyelim ama bunu gösterecek bir hareket sergileyelim. Bir yandan dünyanın beşten büyük olduğunu söyleyip, gelişmeleri izlemeyi sürdürdüğümüz sürece zalimler zalimliklerini, sömürülerini sürdürmeye devam edeceklerdir.

İslam dünyası kendi haline bırakılırsa yeryüzünde özellikle refahın, huzur ve barışın nasıl temin edilebileceğinin örneğinde yarın ki yazımda vermek istiyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi