Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

AK Parti Kongresi ve sistem değişimi

AK Parti Kongresi ve sistem değişimi

Pazar günü yapılan AK Parti Olağanüstü Kongresi’ni gazeteler genellikle başkanlık sistemine geçişin adımı olarak değerlendirdiler. Bazıları da kongreyi “başkanlık kongresi” başlığı ile verdi. Parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçişin yeri ise parlamento ve halkoyudur. Bu bakımdan bir parti kongresini hiç olmazsa “başkanlık yürüyüşü” olarak nitelendirmek dururken “başkanlık kongresi” olarak nitelendirmek en hafif ifadesiyle ölçüyü kaçırmak anlamına gelmez mi?

Bu hatırlatmanın ardından insanın aklına gelen ilk soru ise, ‘Davutoğlu başkanlık sistemine geçilmesini istemiyor, bunun önünü kesecek bir takım tavırlar mı sergiliyordu?’ Bu yönde şimdiye kadar AK Parti kanadından net bir açıklama yapılmadı. Hâlbuki Davutoğlu her açıklamasında Cumhurbaşkanı ile başkanlık sistemine geçiş konusunda farklı düşünmediklerini belirtiyor, bu yönde anayasa değişikliği çalışmalarını sürdürdüklerini söylüyordu. Buna rağmen birdenbire parti yönetiminde Davutoğlu’nun yetkisini kısıtlayıcı bir hamle yapıldı, o da bunu onur meselesi yaprak genel başkanlıktan çekilmek için olağanüstü kongre kararı alınmasının önünü açtı. Tüm bunlar elbette iktidar partisinin iç meselesi olmakla birlikte bir iktidar partisi içinde olup bitenler toplumu yakından ilgilendirir. Çünkü ülke yönetimi o kadroların elindedir. Yapılacak yanlışlar sadece partilerine zarar vermez, ülkeye ve insanımıza da zarar verir.

Akla gelen bir başka husus ise; Davutoğlu’nun başkanlık sistemi ile ilgili açıklamaları yeterli mi bulunmamış acaba? Yani Davutoğlu kamuoyu önünde başkanlık sistemine geçilmesini istediğini söylerken kapalı kapılar ardından bu hususta ağırdan alıyordu da bu durum Saray’ı rahatsız mı etti? Bu tür soruların cevabı resmi açıklamalarla olmasa bile yakında ortaya çıkacaktır.

Gelelim AK Parti Kongresi’ni “başkanlık kongresi” haline getirecek olan gelişmelerin neler olabileceğine. Öncelikli olarak başkanlık ya da yarı başkanlık olarak nitelendirilen sisteme geçebilmek için en azında partili cumhurbaşkanlığının önünün hukuken açılmasını sağlayacak anayasa değişikliği gündeme gelecektir. Böylece en azından fiili durum hukukilik kazanmış olacaktır. Çünkü gelişmelere bakıldığında insanlar kuşdili konuşarak da olsa Cumhurbaşkanı’nı partili olarak gördüklerini ifade ediyorlar. Böyle olunca işin hukuki olarak da düzeltilmesi gerekiyor. Ancak, dokunulmazlıkların kaldırılmasını öngören anayasa oylamasında ortaya çıkan sayı meselesi bu defa daha şiddetli bir şekilde yaşanacaktır. Partili cumhurbaşkanlığını öngören anayasa değişikliği Meclis’e geldiğinde, CHP ve HDP kesinlikle karşı tavır koyacaklardır. Belki de bu iki parti dokunulmazlıkların kaldırılmasını öngören anayasa değişikliği ile uğradıkları yenilgiyi bu defa telafi etmeye çalışacaklardır. Aslında HDP’den bundan sonra olumlu bir adım beklenemez. Onlar için artık şimdiye kadar sürdürdükleri kavgayı daha da ileri boyutlara ulaştırmak öncelikli hedef olabilir. Ayrıca dokunulmazlıkları kaldırılan milletvekillerinin yargılanmaya başlanması ile siyasi ortam daha gerginleşecek, bunun sonucu olarak yeni bir seçim söz konusu olmadan mevcut parlamentodan sistem değişikliğini öngören bir anayasa değişikliğini geçirmek zorlaşacaktır. Bunun tek istisnası MHP’nin tavrı olacaktır. MHP ise uzun zamandan beri parlamenter sistemden yana olduğunu, bu hususta CHP ile aynı noktada bulunduğu açıklamaları ile ortaya koydu. O zaman tekrar vurgulamak gerekirse parlamentodan başkanlık sistemine giden yolu açacak bir anayasa değişikliğini geçirmek zor görünüyor. Belki, referanduma götürecek çoğunluk MHP’nin bir kısım milletvekilinin desteği ile sağlanabilir. Bunun için ya MHP yönetiminin ya da kurulacak temaslar sonucu bazı MHP milletvekillerinin ikna edilmesi gerekiyor.

Böyle olunca kitlelerin gönlünü alacak bir takım adımların atılmasının ardından önümüzdeki ilkbaharda bir erken seçim gündeme gelebilir. Böyle bir kararın de Meclis’ten geçirilmesi imkânsız değil ama zordur. Çünkü milletvekillerinin büyük bir bölümü 2015’te iki seçim geçirdi. Aradan 1,5 yıl geçmeden yeni bir seçime milletvekilleri gönüllü ‘evet’ demeyeceklerdir. Kısacası, iktidar partisi önümüzdeki dönemde başkanlık sistemini birinci mesele haline getirecek olursa başta terör olmak üzere ülke meselelerine çözüm bulmak zorlaşacaktır. Dileriz böyle olmaz. Başkanlık sistemine geçilecekse de mesele kavgasız dövüşsüz halledilir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi