ABD ajanına sınır ötesi destek!..
Darbe girişiminin arkasında ABD’nin olduğu her kesim tarafından artık yüksek sesle dile getirilir oldu. Devlette resmi görevi olanlar bu düşüncelerini biraz daha dolambaçlı bir şekilde dile getiriyor olsalar da, geçmişte devletin üst kademelerinde görev yapmış bugün emekliye ayrılmış asker-sivil bürokratlar hiçbir tereddüt göstermeden, “15 Temmuz’un arkasında ABD var” diyorlar. Herhalde bu değerlendirmelerin temelini sadece bir ABD düşmanlığı oluşturmuyor. Sadece, uzun yıllardan beri Gülen’in ABD’nin koruma ve kollaması altında olması, darbe girişiminin ardından Türkiye ısrarlı bir şekilde iade edilmesini istediği halde, “Darbenin arkasında Gülen’in olduğunu ispatlayın, teslim edelim” anlamına gelen açıklamalar yapılıyor olması bile söylenenlerin doğruluğunu göstermeye yetiyor.
Söz gelimi bir gazeteci kendisine yöneltilen soruya net bir şekilde, “15 Temmuz’un arkasında Amerika var” karşılığını veriyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan Al Jazeera televizyonuna verdiği demeçte, “ABD Genelkurmay Başkanı bize gelince sordu, ‘Elinizde bu adamın parlamento bombalatan kişi olduğunu kanıtlayan bir belge var mı’ Bizim Genelkurmay Başkanımız da, ‘Kanıt benim’ dedi” diyor. Bir başka açıklamada Adalet Bakanı Bozdağ’dan. Bozdağ, “ABD’nin de bu darbeyi Fethullah Gülen’in yaptığını, Sayın Obama kendi adını nasıl biliyorsa o kadar bildiğinden eminim. Amerika istihbaratının bildiğinden eminim” diyerek kesin bir dille ABD’ni suçluyor. Medyada yer alan bir başka röportajda ise emekli Tümeneral Ahmet Yavuz 15 Temmuz darbe girişimi konusunda görüşlerini şöyle dile getiriyor: 15 Temmuz darbe girişimini planlayan ABD’nin içindeki bir odak. Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) diye bir şey ortaya attılar ve adım adım ilerliyorlar.” Sanıyorum bu projeye Türkiye’yi yönetenlerin destek verdiğini hatırlatmakta yarar var.
Bu konuda son bir haber başlığı daha aktarmak istiyorum. Haberde aynen şöyle deniyor: “Başbakan Binali Yıldırım ile ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’ınFethullah Gülen’in iadesine ilişkin yaptığı telefon görüşmesinde şöyle bir diyalog geçtiği öğrenildi: Biden: Arkadaşlarınız bize darbeci diyor.
Yıldırım: Darbenin başmimarı sizde ikamet ediyor.”
Tüm bu açıklamalardan anlıyoruz ki doğrudan olmasa bile dolayla olarak darbe girişiminin arkasında ABD’nin olduğu konusunda ülkemizde görüş birliği oluşmuş durumda.
Şimdi de önceki gün Hürriyet gazetesinde yer alan dün de bazı gazetelere yansıyan Suriye’deki ABD ajanına Türkiye’den destek verildiği haberine geçmek istiyorum. Haberin özeti şöyle: Hatay Yayladağı’nın Suriye tarafında filmleri aratmayacak bir yaralı kadın ajan operasyonu yapıldı. Yaralanan kadın ajan için kurtarma operasyonu başlatan ABD, Türk Genelkurmay’ından destek istedi. ABD helikopteriyle buluşamayan ajanı, sınırdaki Türk birliği buldu. Kadın ajan İncirlik’e götürüldü.”
ABD’nin Suriye’ye yönelik plan ve hedefinin Türkiye’nin çıkarlarına ters olduğunu, hatta Suriye’de çatışmalar durduğunda Türkiye’nin masada yer almamasını istediğini hatırlatmakta yarar var. Bununda ötesinde ABD’nin Türkiye’nin tüm açıklamalarına, koyduğu tepkiye rağmen PKK’nın Suriye kolu PYD’ye destek verdiğini düşündüğümüzde ABD’li kadın ajanın Suriye’deki faaliyetlerinin ülkemiz aleyhine olacağını söylemek yanlış olmaz. Buna bir de günlerden beri Türkiye Gülen’in iadesini ABD’den istemesine rağmen ayak sürüdükleri de eklenince düşmana dostluk eli uzatmak gibi bir sonuç ortaya çıkıyor. Hayat söz konusu olduğunda elbette yardıma koşmak inancımız gereği ama 15 Temmuz günü 250 şehit verdiğimiz, yani 250 canımızı ABD’nin desteklediği darbecilerin şehit ettiği düşünülürse bizim duyduğumuz insani endişeyi ve hassasiyeti ABD’nin duymadığını görmek ve buna göre hareket etmemiz gerektiğini hatırlatmak yanlış olmaz sanıyorum. Yani düşman düşmanlıktan vazgeçmediği sürece bizim ısrarlı bir şekilde dostluk eli uzatmamız yanlış anlaşılmaya sebep olabilir. Derdimi anlatabildim sanıyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.