Kılıçdaroğlu: Terör örgütleri birbirine destek verirler
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu gazetelerin Ankara Temsilcileri ile sabah kahvaltısında bir araya geldi. Biz de Temsilcimiz Mustafa Yılmaz’a vekâleten bu toplantıya katıldık. Kılıçdaroğlu, önceden hazırlanmış bir metin olmaksızın doğrudan gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Böylece hazır bir metni okuyarak davetli gazetecileri yönlendirmek yerine gelecek soruları cevaplandırmayı tercih etti.
Gündeme ilişkin soruların başında FETÖ ve 15 Temmuz darbe girişimi ile PKK terörü, OHAL gereği çıkartılan Kanun Hükmünde Kararnameler ile devletin yeniden yapılandırılması geliyordu. Ana muhalefet olarak elbette iktidara yönelik eleştirileri vardı. Ancak, son darbe girişiminin oluşturduğu birlik ruhunun devam ettiği görülüyordu.
Söz gelimi OHAL yasasına destek vermediklerini belirtirken, OHAL çerçevesinde çıkartılan Kanunun Hükmünde Kararnamelerin iptali için OHAL süresince Anayasa Mahkemesi’ne iptal için gitmeyeceklerini, hükümetin kendilerine düzenlemelerin OHAL süresi ile sınırlı olacağına dair söz verdiğini belirterek, bu söze uyulmadığı takdirde gereğini yapacaklarını belirtiyordu. Kısacası, CHP içine sindiremese de darbe girişiminin ardından ortaya çıkan durum ve oluşan birlik görüntüsünü sürdürecekleri anlaşılıyordu.
Anayasa konusunda özellikle yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığını esas alan yeni düzenleme konusunda önemli bir mesafe alındığını, anlaşma olduğu takdirde gelen değişikliğin oy birliği ile çıkabileceğini söyledi.
Kılıçdaroğlu’nun ısrarlı bir şekilde üzerinde durduğu ve dikkat çektiği bir başka husus ise devletin yeniden yapılandırılmasının yürütmenin değil yasama organının işi olduğuydu. “Ortak akıl dediğimiz alan parlamentodur. Diğer partilerin devre dışı bırakılması doğru değil. Partiler kendilerini kolaycılığa teslim etmemeli” diyerek devletin Kanun Hükmünde Kararnameler ile yeniden yapılandırılmasının sakıncalarına dikkat çekiyordu.
FETÖ ile PKK terör örgütlerinin ortak hareket sergileyip sergilemediklerine yönelik bir soruya, “Terör örgütlerinin birbirlerine destek vermeleri, ortak hareket etmeleri doğaları gereğidir. Terörle mücadelede bataklığı kurutmak yerine yıllardan beri sivrisineklerle uğraşmayı tercih ettik. Terör olayı çok yönlü bir hadisedir. Ekonomik, sosyal boyutları vardır. Tüm bunların araştırılıp ortaya konulması ve mücadelenin bu yönde yürütülmesi gerektiği” şeklindeki tespiti Erbakan Hocanın yıllar boyu parlamentoda ve Anadolu’da yaptığı konuşmalarda vurguladığı hususların tekrarı niteliğindeydi. Özellikle, “Bataklığı kurutmak yerine sivrisineklerle uğraşmak” tespitini yüzlerce kez Erbakan Hocamdan dinlemiştim. Aslında doğruyu görmek zor değil de parti mensubiyeti refleksi belli konularda siyasileri farklı söylemlere itebiliyor. Sayın Kılıçdaroğlu’nun gerek 15 Temmuz darbesi, gerek ülkemizi uzun yıllardan beri meşgul eden terörün arkasındaki güçler konusundaki tespitini merak ediyordum. Terörün uluslararası boyutunu ele almaz bu dış destekleri kesmez isek sonuç alınamayacağını vurgularken o da bu dış desteğin adını koymaktan kaçınıyordu. Bu noktada Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın dış desteği “Üst Akıl” olarak nitelendirip adını koymaması aynı noktada buluşmuş oluyordu. Hatta Türkiye’nin Rusya ve İran ile yakınlaşmasına, İsrail ile ilişkilerin düzeltilmesine destek verdiklerini ifade ederken İsrail ile imzalanan ve Meclis Dışişleri Komisyonu’nda kabul edilen anlaşmayı eleştiriyor, “Türkiye her gelenin tokat attığı bir ülke olamaz. Yanlışın tekrarı siyasetin iflasıdır” diyerek, “Dış politikada belli bir eksen kalmadığını, bu sebeple de son gelişmeleri eksen kayması olarak nitelendirmenin doğru olmayacağını” belirtirken İsrail ile son anlaşmanın iki ülkenin yakınlaşmasını sağlamak için imzalandığını göz ardı ediyordu.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından son bir noktaya daha dikkat çekmek istiyorum.
Dış politikanın milli olması gerektiğine, alınan kararların tüm partiler tarafından desteklenmesinden yana olduklarını belirtirken, Kılıçdaroğlu milli dış politikanın ne anlama geldiği hususunda net bir ifade kullanmıyordu. Kılıçdaroğlu Yenikapı’da ortaya çıkan görüntüyü sürdürmekten yana olduklarını söylerken, alınan kararların ve yeni düzenlemelerin mutlaka Meclis’e getirilmesi gerektiğini hatırlatıyordu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.