Trump başkanlık koltuğuna oturmadı ama öylesine sert ve sivri açıklamalar yapıyor ki, ABD derin devletinden bile tepki alıyor. Bunun sebebi sanıyorum ABD’nin tüm uluslararası ilişkilerini sadece maddi çıkar açısından ele alması, dış politikayı bir tüccar olarak değerlendiriyor olması rol oynuyor olsa gerek. Aslında Obama ve daha önceki başkanlar döneminde de yapılan iş ABD’nin çıkarlarının korunması, bunun için özellikle NATO’nun kullanılıyor olmasıydı. Yani, ABD, NATO’nun maddi yükünü büyük oranda üstlenmiş olmakla birlikte, bu işten zararlı çıkıyor değildi. Çünkü NATO’yu sadece ABD çıkarlarına hizmette kullanıyordu. Böyle olmasıydı NATO dünyanın başına, özellikle de bölgemize musallat olan terör örgütlerinin kökünü kazıyamaz mıydı? Kazırdı ama ABD dünya üzerindeki çıkarlarını ve hâkimiyetini giderek söz konusu terör örgütlerine ihale ettiği için NATO’yu bu örgütlerle mücadeleden uzak tuttu. Hatta NATO eliyle terör örgütlerine bir takım silah desteği verildiği de kimsenin meçhulü değil. Bu bakımdan Trump’ın, “NATO köhnedi, terörle mücadele etmiyor” şikâyetleri gerçeğin bu yüzünü gizlemeye yönelik olabilir. Çünkü NATO’nun terörle mücadele etmediğini söyleyebilmek için ABD başkanlığına seçilmiş olmak gerekmiyor. Hatta bırakın NATO’nun terörle mücadele etmesini beklemeyi, yukarıda da belirttiğim gibi NATO Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından bu örgüt için yeni düşman İslam ve İslam dünyası olarak belirlendiği hatırlanacak olursa NATO’dan terörle mücadelesini beklemek doğru olmaz.
 
Bu noktada Trump’ın NATO’ya yönelik bu tür değerlendirmelerinin ardından görevi devralmasının ardından ABD’nin NATO’dan çıkmasının gündeme gelmesi gerekir. ABD’nin NATO’dan çekilmesi ise NATO’nun feshi ile sonuçlanabilir. Bu bakımdan Trump’ın NATO aleyhine bir kampanya başlatmasına gerek yok. Eğer Trump’ın ABD derin devletinden bağımsız yeni başkan olarak NATO’yu feshetme yetkisi olacaksa gelir gelmez söyledikleri doğrultusunda harekete geçmesi gerek. Ancak, ABD başkanlarının da ülkeyi istedikleri ve akıllarına estiği gibi yönetme yetkilerinin olmadığı CIA Başkanı’nın açıklamasından anlaşılıyor. Çünkü CİA Başkanı John Brennan Trump’ın Rusya’ya yönelik açıklamalarının ardından yeni başkana, “Lafına dikkat et!” uyarısında bulunuyor. Derdim Trump’ı yargılamak değil. Ancak, uzun yıllardan beri uygulanan ABD politikalarını ters çevirecek bir yaklaşım sergilemesine dikkat ç ekmeye çalışıyorum. Söylediklerinin doğru ya da yanlış oluşunu değerlendirmek ayrı bir konu. Hatta, diyebiliriz ki, Trump’ın NATO ile ilgili, “NATO terörle mücadele etmiyor. NATO köhnedi!” değerlendirmesine katılmamak mümkün değil. Çünkü, bir gerçeğin ifadesi. Bu arada AB’ne yönelik eleştirileri de bir gerçeğin ifadesi. Özellikle AB’ni Almanya’nın aparatı olarak suçlaması, İngiltere’nin birlikten ayrılmaya hazırlanmasına değinerek bu birliğin dağılacağını söylemesi de çok yanlış sayılmaz. Bu noktada Irak’ın işgalini çok büyük bir yanlış olarak nitelendiren Trump bu değerlendirmesinde samimi ise göreve başlar başlamaz ilk yapması gereken Irak ve Kuveyt’teki ABD askerlerini geri çekmesi gerekir. Çünkü işgal ile başlayan Irak’daki istikrarsızlığı kalıcı hale getiren bu ülkedeki ABD askeri varlığıdır. Kaldı ki, ABD sadece Irak ve Kuveyt’teki askeri varlığı ile de yetinmeyerek Irak ve Suriye’de yeni askeri üsler kurmanın hazırlığı içindedir. Hemen belirtelim ki, NATO’nun dağılması ya da yeni bir konuma kavuşturulmasına ihtiyaç vardır. Ancak, ABD böyle bir ihtimale karşı bölgemizde terör örgütlerini devreye sokmuş, yani ABD çıkarlarını koruma işini terör örgütlerine ihale etmiş ise -ki öyle görünüyor- o zaman NATO feshinin bölgeye, özelliklede İslam ülkelerine bir faydası olmayacaktır. Çünkü terörle mücadelenin yolu öncelikli olarak ABD’nin terör örgütlerine desteğini kesmesine bağlıdır. Bu yapılmadığı takdirde ABD çıkarlarını korumak için terör örgütlerine yapılan yardımlar NATO’ya ödenenden çok düşük kalıyorsa NATO’nun dağılmasının ya da varlığını korumasının terörle mücadele bir katkısı olmayacaktır.