Devlet, millet, cumhuriyet ve Türklüğün bekası için!..
Mevcut fiili durumu hukuki bir zemine oturtmak için anayasa değişikliğine ihtiyaç olduğu, bunun için yola çıkıldığı, yapılan değişikliğin rejim değil hükumet etme şeklinde de değişiklik olduğu söylendi iktidar tarafından, hâlâ da aynı şeyler söyleniyor. Ne var ki, daha referandum kampanyası resmen başlamadığı halde olay devlet, millet ve cumhuriyet hatta Türklüğün bekası ile ilişkilendirilmeye başlandı. Sanırsınız ki, anayasa değişikliği yapılmamış olsaydı ya da halka sunulacak değişiklik kabul görmezse devlet, millet; cumhuriyet ve hatta Türklüğün bekası tehlikeye düşecektir. Eğer, bu iddialar heyecana kapılıp söylenmiş sözler değilse yapılacak referandumda anayasa değişikliğini değil de Sayın Bahçeli’nin ifadesiyle, milletin, devletin, cumhuriyetin ve hatta Türklüğün geleceği oylanacak. Peki durum gerçekten böyle mi? Hükumet şeklinde yapılacağı ileri sürülen değişikliğin boyutları söylenen ve gösterilenden çok farklı mı?
Şimdiden tansiyonun yükseldiği görülüyor. Günler ilerledikçe, özellikle Cumhurbaşkanı anayasa değişikliğini imzalayıp kampanya resmen başlayınca sinirler daha da gerilecek, siyasiler öfke patlaması yaşayacak, akl–ı selim yok olacak, herkes sadece kendi söylediğinin toplum tarafından duyulmasını sağlamak için her gün biraz daha sesini yükseltecektir. Netice itibariyle ortalık gürültüye boğulacaktır. Kaldı ki, bir anayasa değişikliği toplumun önüne çıkartılıyor, yapılan değişiklik konusunda toplumun fikri alınmak isteniyorsa tüm siyasi partilerin meselenin özünü topluma anlatma yarışı içinde olmaları gerekir. Olayı vatanseverlik, Türklüğün, milletin ve cumhuriyetin geleceğine getirip bağlamak ya yapılmak istenenin ne olduğunu toplumdan gizlemek ya da topluma fazlaca söyleyecek sözü olmamak anlamına gelir. Söyleyecek sözü olanlar bunu toplum ile paylaşarak toplumu bilgilendirmenin gayretine düşerler. Sayın Bahçeli’nin TBMM’de grup toplantısında söylediği sözleri ilk kez bir arkadaşım internetten dinletti. Daha sonra haberlerde çeşitli kereler tekrarlandı. İlk duyduğumda sanal âlemde sergilenen bir şaka olarak düşündüm. Çünkü sanal âlemde çoğu zaman doğrular ile yanlışlar karıştırılarak servis ediliyor. Bu noktada Sayın Bahçeli’nin şaşkınlık ve hayretle dinlediğim sözlerini aktarmak istiyorum:
“Bunlar çılgına dönüp kudursalar da; millet için, devlet için, cumhuriyet için, Türklüğün bekası için evet diyeceğiz.”
Bir konuda milletin oyuna ihtiyaç varsa, herkes kendi düşüncesi ve inancı doğrultusunda oyunu kullanacaktır. Ama kendisi gibi düşünmeyenler birileri tarafından vatan haini, devlet ve millet düşmanı hatta Türklüğün geleceğini tehlikeye atmakla itham edilirse ipin ucu çoktan kaçmış demektir. Yapılan iş ise mevcut fiili durumu hukuki bir zemine oturtmanın ötesine geçer. Bu ülkede birtakım hevesler peşinde koşan, dış destek alan hatta, sömürgeci güçlere hizmet eden birtakım maşalar vardır. Bu maşalara sıklıkla ve bunlarla mevcut iktidarın uzun süre yeterince mücadele etmediğine dikkat çekiyoruz. Kaldı ki, ülkemiz sadece bu iktidar döneminde değil, geçmişten bugüne bu dış tehditlere muhatap olmuştur. Bu güçler Osmanlı İmparatorluğu’nun parçalanması ile yetinmeyip ortaya çıkan devletçikleri daha da ufalayarak kolay yutulur parçalar haline getirmek için çabalarını sürdürmektedirler. Hatta, bu maşaları kullananlar AK Parti iktidarı tarafından dost ve müttefik olarak tarif ediliyorlar. Böyle olunca millet olarak bu düşmanlara karşı birlikte hareket edilecektir. Bundan kimsenin şüphesi yoktur. Ancak gündemde bir anayasa değişikliği vardır. Yani, bu düşmanlara karşı mücadele verilsin mi, verilmesin mi gibi bir oylama söz konusu değildir. Söz konusu maşalara karşı yürütülen mücadelede iktidarın atmak isteyip atamadığı adım, çıkarmak isteyip çıkaramadığı bir yasa da söz konusu değildir. Yani, anayasa değişikliğini devlet, millet, cumhuriyet ve Türklüğün bekası ile izah etmek ve bunun için oy istemek, bu düşmanlara karşı neden şimdiye kadar yapılması gerekenler yeterince yapılmadı da bugün millet korkutularak oy istendiğini akla getiriyor. Kaldı ki, toplumun bir kesimini vatansever, diğer bölümünü de vatan haini gibi takdim etmek farklı düşünceye tahammül edememek anlamına gelir ki, ülkenin geleceği bakımından tehlikeli olan bu yaklaşımdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.