Dün Amerika’yı bugün dünyayı yağmalıyorlar
Bugünkü ABD’nin nasıl ortaya çıktığını hatırlamak için maceraperest Avrupalı beyaz adamın zengin olma hayallerinin peşine takılıp kendilerini Amerika kıtasına attıklarını bilmek yeterlidir. Öylesine hırsla Amerikan kıtasına ayak basmışlar ki, ilk andan itibaren kıtanın yerli halkını önce kıtanın içlerine sürmüşler, ardından da sürdükleri yerlerde de soykırım uygulamaya başlamışlardır. Ne var ki, daha sonraki yıllarda çevirdikleri filmler ve Tommiks, Teksas gibi çizgi romanlarla yurtlarını savunan yerli halkı vahşi, kendilerini ise bu vahşileri terbiye etmeye çalışan kahramanlar olarak takdim etmişlerdir. Bu kampanya uzun yıllar sürmüş, etkili de olmuştur. Kısacası, bugünkü Amerikalıların dedeleri Amerika’da kıtanın zenginliklerine sahip olmak adına soykırım yapmış ve yağmalamışlardır. Bu arada, el koydukları geniş tarım alanlarında çalıştırmak üzere Afrika’dan da milyonlarca insan gemilere doldurularak Amerika’ya getirilmiş, köle olarak çalıştırılmıştır. Bugün bile dünün köleleri hâlâ ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmekte, polisler için canlı hedef olarak kullanılmaktadır. Kısacası ABD’nin temeli soykırım ve yağma üzerine atılmıştır. Bu anlayış ABD yöneticileri için bugün de dünyanın sömürülmesinin gerekçesi haline getirilmiş durumda. Avrupalıların Amerika’ya gitmeyenleri de aynı soykırım ve sömürü çarkını Afrika ve Asya’da sürdürmüşlerdir. Bu sömürü çarkının bugün de devam ettiğini söylemek yanlış olmaz.
Avrupalı beyaz adam Amerika’da soykırım ve yağmasını sürdürürken zaman zaman kendisi de az da olsa bedel ödemeyi göze alıyordu. Ama şimdilerde ülkeleri işgal ediyor, zenginliklerini yağmalıyor, bu işgal ve yağmalamanın maddi karşılığını ya işgal ettikleri ülkeye ya da diğer Müslüman ülkelere ödetiyorlar. Bunun da ötesinde çeşitli ülkelerde yandaşlarını iktidara getirmek için darbeler yaptırıyor, buna karşılık o ülkeyi çeşitli yollardan sömürünün teminatını alıyorlar. Söz gelimi Saddam’ı önce, ‘Kuveyt aslında Irak’ın bir parçasıdır’ diyerek Kuveyt’i işgale teşvik ettiler, destek verdiler. İşgalin ardından Kuveyt ve Suudi Arabistan ABD’den yardım istediler. ABD askeri birlikleri Kuveyt’in Saddam’ın birliklerine işgale son verdirdiler. Ardından da bunun için üç kuruş harcadılar ise 100 kuruş tahsil ettiler, belki tahsilât bugün de sürüyor. Ardından da Irak’ı işgal ederek uzun yıllar birlikte çalıştıkları Saddam’ı devirdiler. Bununla da kalmayarak astılar. Saddam’ın ardından Irak’a 60 bin civarında asker yerleştirdiler, Irak’ın yeraltı zenginliklerine el koydular. Saddam’ın arkasından işbaşına getirilen kukla yönetimler de buna rıza gösterdiler.
Bölgemize yönelik planları son bulmuş değil. Irak’ın işgalinin ardından oluşan otorite boşluğunu terör örgütleri ile doldurma yoluna gittiler. Destekledikleri ve kontrolleri altındaki terör örgütleri eliyle bölge ülkelerini köşeye sıkıştırmaya, sömürü çarkını istedikleri gibi döndürmeyi sürdürüyorlar. Bununla da yetinmeyip Suriye’yi karıştırdılar ve orada da devreyle terör örgütlerini soktular. Böylece kendi askerlerini tehlikeye atmadan planlarını uyguluyorlar. Türkiye haklı olarak güney sınırlarının ötesinde güvenli bölge oluşturulması için sıkıştırmaya başlayınca ABD Başkanı Trump’ın şu yaklaşımının Amerika kıtasına ilk giden beyaz adam ile bugünkü ABD yönetiminin yaklaşımı arasında bir fark olmadığını ortaya koyuyor. Bakın Trump güvenli bölge konusunda ne diyor:
“İnsanlar oralarda kalabilsin diye Suriye ve diğer yerlerde güvenli bölgeler yapmak istiyorum. Parasını körfez ülkelerine ödeteceğiz, paradan başka bir şeyleri yok.”
Bu yaklaşım ile Amerika’ya göç eden Avrupalı maceraperest beyaz adamın soykırım uygulaması ve yağmacı anlayışı arasında bir fark var mı? Bölgeyi körfez ülkeleri kırıştırmadı ki, bedeli onlara ödetiyorlar. Bölgeyi gelip karıştırıyor, karıştırdıkları ülkelerin zenginliklerine el koyuyor, ondan sonra güvenli bölge oluşturmanın masrafını da körfez ülkeleri ödesin deniyor. Birde paradan başka da bir şeyleri yok denilerek aşağılanıyor.
Bu durum karşısında Müslüman ülkeler hâlâ sessizliklerini koruyacak, hallerine rıza göstererek birlik oluşturmaya yanaşmazlarsa soykırımcı ve yağmacılar kadar yaşananlardan sorumlu olurlar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.