Sahile vuran cesetlerden rahatsız olmayan çağdaşlar!..
EĞER medeniyetin ölçüsü Batı değerleri ise ben böyle bir medeniyet batsın diyorum. Çağdaşlık ve ileriliğin ölçüsü Batı değerleri ise ben böyle değerleri de reddediyorum. Çünkü her gün işlenen cinayetlerin sorumlularının medeniyetten bahsetmesi artık iğrendiriyor. Kıyıya vuran cesetler karşısında yürekleri bir nebze olsun titremeyen, aç insanlarla sahip olduklarının çok az bir bölümünü bile paylaşamayan insanların dünyaya nizamat vermesi, bunun da ötesinde insan hakları ve özgürlük şarkıları söylemesinin ardındaki samimiyetsizlik ve iki yüzlülükten tiksiniyorum. Çünkü insanların yaşama haklarına saygı duymayanların insan hakkından bahsetmeleri samimiyetsizliğin ötesinde bir anlam taşır. İnsanlık deyince sadece kendileri ve çıkarları akıllarına gelen toplumlarla bu dünyada birlikte yaşıyor olmaktan gerçekten üzgünüm.
Netice itibariyle yüreğinde sevginin zerresi bulunmayan toplumların bir takım değerleri dünyaya dayatmalarının insanlığının acı ve üzüntüsünü azaltmadığı gibi daha da artırmanın ötesinde bir işe yaramadığını görmek yetmiyor. İnsanı sadece et ve kemikten ibaret bir madde olarak algılayan, insan mutluluğunu sadece midesine girenler ve sahip olduğu maddi değerlerle sınırlı olacağını varsayan bir anlayışın yerine özellikle insanın manevi dünyasını kucaklayan, insanı insan yapan değerlerin bu manevi unsurlar olduğunu bilen bir medeniyet anlayışına ihtiyaç var. Bunun da ötesinde dünyayı sadece bu geçici mekândan ibaret sayan anlayışın insanları sevgi ve merhamete, diğer insanlara karşı sorumlu olduğu gibi manevi değerlerden soyutladığınız zaman Akdeniz sahillerine vuran insan cesetleri ve soğuk kış günlerini çadırlarda geçirmek zorunda kalan insanlara sınırlarını kapamanın ötesinde bir düşünce ve tepkiye sahip olmayan Batı eğer medeni ise böyle medeniyeti reddediyorum. Medeniyetin ölçüsünü sadece teknolojik gelişmeler, silah üstünlüğü ile tarif etmenin yanlış olduğunu artık dünyanın görmesi gerekiyor. Bunun da ötesinde bu dünyanın geçici bir misafirhane, ebedi hayata bir hazırlık mekânı olduğunu, insanı insan yapan değerlerin manevi değerler olduğunu bilen ve hayatın her safhasında önde tutan İslam medeniyetinin yeryüzünde belirleyici olmasının sağlanması gerekiyor. Eğer bu sağlanamazsa insanı manevi değerlerinden soyutlamış, ruhsuz sadece maddi bir varlık olarak kabul etmiş olunur ki bu kabul insanlığı mutlu etmeye yetmeyecektir. Teknolojinin ilerlemesi, hayatın nispeten kolaylaşmasına karşılık milyonlar içinde tek başlarına yaşamaya mahkûm insanlardan oluşan bir dünya ortaya çıkar ki, böyle bir dünya sosyal bir varlık olan insanları mutsuzluğa mahkûm etmiş olacaktır.
Batılı ülkeler mültecileri ülkelerine sokmamak için sınırlarına duvar örerken Türkiye’nin vatanlarını terk etmek zorunda kalan insanların her dönemde sığınağı haline gelmiş olması, her şeye rağmen insanımızın inancını ve manevi değerlerine bağlılığını koruyor olmasının dışında izahı yoktur. Bu bakımdan artık İslam dünyasının Batı’yı ve değer yargılarını örnek alma yanlışından bir an evvel kurtulmak durumundadır. Bunun da ötesinde İslam ülkelerinin dünyanın ve kendilerinin korunmasını bu maddeci zalimlere terk etmeleri sürdüğü müddetçe İslam dünyasından kendilerini Batı’nın sahte cazibesine kaptırarak denizlere açılan insanların cesetleri kıyılara vurmaya devam edecek demektir. Bir takım yorumlarla Batı’yı İslam dünyasına şirin göstermek çabalarının yanlışlığını görmek durumundayız. Çünkü Müslümanların ülkelerini yaşanmaz hale getirenler bu medeni denenler olduğu gibi, ülkelerinde yaşayamaz hale gelen insanların kurtuluş olarak gördükleri Avrupa kapılarını suratlarına kapatanlar da aynı medeni vahşiler. Bir yandan İslam ülkelerini yaşanmaz hale getiriyor, diğer yandan ülkelerini terk etmek zorunda kalan insanları ya ülkelerinde ya da Akdeniz sahillerinde ölüme terk ediyorlar.
Kendimize döndüğümüz takdirde en kısa zamanda sadece teknolojik değil manevi alanda da İslam dünyasının önemli hamle gerçekleştirmesi mümkün. Yeter ki maddeci medeniyetin temsilcilerini örnek almaktan kurtularak kendimize, kendi değer yargılarımıza dönebilelim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.