Türkiye AB üyeliğinden hep uzak tutuldu
Referandum kampanyası bahane edilerek başta Almanya olmak üzere bazı AB ülkelerinde Türkiye aleyhine bir kampanya başlatıldı. Daha doğrusu yıllardan beri sürüp gelen aleyhte hava bu defa açıktan estirilmeye başlandı. Buna karşılık bu aleyhte havayı dikkate almayan, daha doğrusu kapıdan içeri sokulmadığımız halde kapıda beklemeyi içimize sindiren taraf olduk. Bundan da bir sıkıntı duymadık.
Almanya Dışişleri Bakanı Gabriel, “Türkiye bugün AB üyeliğine hiç olmadığı kadar uzak” derken aslında 50 yıldır AB’nin Türkiye’ye karşı tavrını seslendiriyordu. Yine, Almanya Gizli Servisi Şefi Kahl, “15 Temmuz darbesinin ardında Gülen’in olduğuna dair kanıt yok” derken de Türkiye’ye karşı terör örgütlerinin yanında yer alışlarına kendince bir kılıf uydurmuş oluyordu. Türkiye-Almanya arasındaki gerginlik sürerken Almanya Federal Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Rönttgen, “Başkanlık gelirse AB ile müzakereler durur” diyerek aslında Türkiye’yi aralarına almamak için yeni bir bahane bulmuşçasına tavır sergiliyordu. Bu noktada Röttgen’e, “Şimdiye kadar başkanlık sistemi geldiği için mi müzakereler Türkiye’nin kabulünü öngörecek noktaya gelmedi/getirilmedi?” diye insan sormadan edemiyor. Bu tür tutarsızlıklara, sadece bir takım bahaneler üretme çabalarına halkımız arasında, “Kıvırıp durmayın” denilir. Kaldı ki bırakın Türkiye’nin AB üyeliğine kabulünü, adamlar bakanlarımızın AB ülkelerinde Türklerle konuşmalarına tahammül edemiyorlar. Önceden tutulmuş salonlar, ilan edilmiş toplantılar baskı ile iptal ediliyor. Uzun lafın kısası aslında AB ülkelerinin Türkiye’ye karşı niyet ve tavırları net bir şekilde ortada. Bu gerçeği görmek isteyenler için fazla bir çabaya da gerek yok. Ne var ki, uzun yıllardan beri bu ülkeyi yönetenler bu dışlayıcı ve çirkin tavır karşısında sert açıklar yaparak tepki gösterirken öbür yandan gönül almaya çalışarak AB kapısından ayrılmaya niyetimiz olmadığını ifade ediyorlar.
Bu noktada Ekonomi Bakanı Zeybekçi’nin son günlerde tüm yaşananların ardından yaptığı değerlendirmeyi kısaca aktarmak istiyorum:
“AB ve Avrupalı ülkelerle olan ilişkilerimizde terör örgütlerini sevindirici hiçbir hareket içinde olmayacağız. Türkiye, Avrupalı dostları ile birlikte medeniyet yolculuğundadır.”
Bunca yaşananın ardından, hatta bir adım daha atılarak Türkiye’nin Müslüman bir ülke olması hasebiyle AB içinde yerinin olmadığı açıklamaları ısrarlı bir şekilde sürdürülürken Ekonomi Bakana Zeybekçi’nin Türkiye’nin Avrupalı dostları(!) ile birlikte medeniyet yolculuğunda olduğunu söylemesini birilerinin izah etmesi gerekir. Bir defa Avrupalılar, Türkiye’yi Müslüman kimliğinden dolayı kendi medeniyetleri içinde görmüyorlar. Ama buna karşılık Sayın Zeybekçi Avrupalı dostları ile birlikte medeniyet yolcuğundan söz ediyor. Hâlbuki en azında son zamanlarda bırakın dostluğu düşmanlığın da ötesinde bir tavır sergileyen AB ülkeleri ile dostluktan söz etmenin doğru olmadığını, daha doğrusu kendimizi kandırmak için bile olsa böyle bir dostluktan söz etmenin mümkün olmadığını görmemek mümkün değil. Kaldı ki, 16 Nisan’da gerçekleştirilecek olan anayasa değişikliği ile ilgili halk oylamasının sonucuna atıfta bulunarak AB ile müzakerelerin duracağından bahsedilirken bizim hâlâ, bu açıklamaların sahiplerine, “Siz ne derseniz deyin biz sizinle birlikte yürüyeceğiz” anlamına gelen açıklamalar sadece konumumuzu zayıflatmakla kalmıyor, Türkiye aleyhtarlığını cesaretlendirmiş olmuyor muyuz? Halkoylaması bizim iç meselemizdir ‘evet’ ya da ‘hayır’ çıkması AB ülkelerini değil sadece bizi ilgilendirir. Böyle olunca, “Evet çıkarsa AB’yi unutun” şeklindeki yaklaşım Türkiye’nin iç işlerine müdahale değilse nedir.
Bu bakımdan artık halkoylamasının sonucu beklenmeden, Türkiye olarak bunca densizlik karşısında tavrımızı net olarak belirlememiz gerekiyor. Bir yandan bu tür densizliklere karşı sert açıklamalar yaparken öbür yandan da, “Avrupalı dostlarla(!) medeniyet yolculuğuna devam etmekten” söz etmek düşmanları dost olarak ilan etmekten öte gitmiyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.