YPG’ye 100 TIR silah ve barışa tam destek!..
Gazetelerde aynı gün iki haber yer aldı. İlki genellikle gazetelere, “ABD’den YPG’ye 100 TIR silah” başlığı altında yer alırken ikinci haberde Suudi Arabistan’ın ardından İsrail ve Filistin’i ziyaret eden Trump’ın görüştüğü Filistin lideri Abbas’a İsrail ile barış için elinden geleni yapma sözü vermesi, “Trump’tan barışa tam destek” başlığı altında yer aldı. Söz konusu haberleri sayfalarına aktaran gazetelerin yöneticileri ortada ciddi bir çelişki olduğunu görmemiş olamazlar. Bir yanda ABD’nin YPG’ye 100 TIR silah verdiği duyurulurken, öbür yanda bu silahları terör örgütüne veren ülkenin Başkan’ının hangi barışa ve nasıl destek vereceğinin sorgulanması gerekmez mi? Bir başka ifade ile bir yanda Suudi Arabistan’a 110 milyar dolarlık silah satış anlaşması imzalanacak öbür yanda Irak ve Suriye’de yaşanan çatışmalarda hayatını kaybeden milyonlarca insanın sorumlusu olan terör örgütleri silahlandırılacak ve ondan sonra da aynı ülkenin başkanı çeşitli kereler İsrail’den yana taraf olduklarını ilan edecek ve arkasından da İsrail-Filistin barışına katkı verecek, bunun mantığı var mı?
Aslında Trump’ın İsrail ile barışın sağlanması hususunda elinden geleni yapacağı sözünün ardından Abbas’ın ‘Senden destek değil, gölge etme başka bir şey istemeyiz’ demesi beklenirdi ama siyaset gereği sessiz kalmış olsa gerek. Eğer özellikle Müslüman ülkelerin liderleri bir akıl tutulması yaşamıyorlarsa ABD’den hiçbir konuda destek beklememeleri gerekir. Çünkü artık İslam dünyasında yaşanan tüm çatışmaların içinde ve arkasında başta ABD olmak üzere koalisyon ortaklarını oluşturan AB ülkeleri olduğunun bilinmeyen yanı kalmadı. Buna rağmen bölgemizde yaşanan terörün ana sorumlusu ABD’nin yardımını istemek, himmetine muhtaç bir tavır sergilemek devam ettiği sürece İslam dünyasının huzura kavuşması mümkün değil. Olaya sadece Filistin-İsrail barışı açısından baktığımızda bile, “İsrail’in güvenliği için her türlü desteği vereceğiz” açıklamasını sıkça yapanların ilk yurt dışı gezisini Suudi Arabistan ve İsrail’e yapan Trump’ın barış havariliğine soyunmasını ciddiye almak, böyle bir barışın Filistin’in mi yoksa İsrail’in mi işine yarayacağını görmek zor olmaz.
Bu noktada bir başka hususa daha dikkat çekmek istiyorum. ABD’nin YPG’ye gönderdiği 100 TIR silahın haberde 15 ve 20 Mayıs tarihlerinde Nusaybin’in hemen karşısındaki Kamışlı’dan yüklenerek Rakka’ya sevk edildiği belirtiliyor. Kamışlı, Nusaybin’den rahatlıkla görülebilen bir Suriye yerleşim merkezi. Bu silahların Kamışlı’ya nereden geldiği haberlerde yer almıyor. Bunda iki ihtimal var. Ya Irak ya da Akdeniz üzerinden Suriye’ye gelen silahlar buradan yine TIR’larla Kamışlı’ya taşınmış, oradan da Rakka’ya sevk edilirken görüntülenmiş olabilir. Bunun dışında bir diğer ihtimal ise İncirlik Üssü’nden Kamışlı’ya gönderilmiş olabilir. Ancak böyle olsaydı mutlaka bu durum dikkat çekerdi ve görüntülenirdi. Bu bakımdan Irak ya da Akdeniz üzerinden gelmiş olması gerekiyor. Irak üzerinden gelmiş ise Irak Merkezi Yönetimi, Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi ve Irak’ta faaliyet gösteren diğer terör örgütleri ile işbirliği söz konusudur. Akdeniz üzerinden gelmiş ise bu defa da Suriye yönetimi ve Rusya’nın bu sevkiyata göz yummuş olması akla gelir.
Kısacası, bölgemizi ateş topuna çeviren ABD ve koalisyon ortaklarından çatışmaların durdurulmasını beklemek akla uygun bir beklenti olamaz. Çünkü sürekli olarak bölgeye silah sevk eden ve PKK/YPG terör örgütlerini silahlandıran, bir bakıma söz konusu terör örgütlerini kendi kara kuvvetlerine çeviren ABD ile ne kadar iyi anlaşılırsa anlaşılsın bölge ülkeleri lehine bir gelişme beklemek mümkün değil. Çünkü sömürgeci güçler sürekli olarak çatışma ve karmaşadan yararlanmışlardır. Bunun için birtakım örgütleri organize etmişler, ardından çatışmaları tetiklemişlerdir. Bunun için artık İslam ülkelerinin yöneticileri ABD’nin arsız âşıkları değillerse ilişkilerini kesmek durumundadırlar. Bu yapılmadığı sürece ülkelerinin zenginliklerini ABD ve diğer sömürgeci ülkelere aktarmaya devam edeceklerdir. Hem de kan ve gözyaşı akmaya devam edecektir. Olayın tek çözümü İslam Birliği’nin bir an evvel sağlanmasıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.