Günümüz dünyasında ülkelerin dış dünyadan soyutlanmaları mümkün değil ama, küreselleşme ve globalleşme adına küresel güçlerin kuyruğu haline gelmenin de anlamı yok elbette. Ancak şartlar küresel güçler derken bir yandan dünya jandarmalığına soyunmuş sömürgeci güçleri öbür yandan da sömürü aracı haline gelmiş küresel sermayeden söz ediyordum. Bu küresel güçleri yok saymak mümkün olmamakla birlikte, bunların farkında olarak ilişkilerin sadece sömürgecilerin işine yarayacak şekilde sürdürülmesi, en hafif ifadesiyle gaflet değilse ahmaklık anlamına gelir. Unutmamak gerekir ki, küresel güçlerin kanatları altına girmek, onların sömürüsünü kolaylaştırmanın ötesinde bir sonuç vermiyor. Bu bakımdan ilişkilerin dengeli sürdürülmesi gerekiyor. Bu arada ülkelerin iç ve uluslararası ilişkilerde ortaya çıkan sorunlarının çözümünü bu küresel güçlerden beklemeleri ise ayrı bir felaket sebebi oluyor. Bunun için iç sorunlarımızın çözümünde dış destek aramak yanlışından kurtulmak gerekiyor. Sözü uzatmadan olaya kendi ülkemiz açısından bakmakta yarar var.

 

Ülkemizde ekonomik, sosyal alanlarda ve dış politikada ortaya çıkan sorunların çözümünde hemen dış destek aramak gibi bir alışkanlık oluşmuş durumda. Halbuki sözünü ettiğimiz alanlarda ortaya çıkan sorunların temelinde küresel güçlerin oyunları yatıyor. Böyle olunca sorunun sahiplerinden kendi meselemizin çözümünü beklemek gibi bir çelişki hayatımızın parçası haline geldi. Bu alışkanlığın geçmişi çok uzaklara gitmiyor. Özellikle Osmanlı’nın Haçlılar tarafından parçalanmasının ardından toplumda oluşturulan güvensizlik duygusunun bir sonucu olarak ortaya çıktı.

 

Yaklaşık 100-150 yıllık bir geçmişe sahip olan sorunlarımızın çözümünü düşmanlarımızdan bekleme alışkanlığı giderek tabii bir tavır gibi algılanmaya başlandı. Böyle olmasaydı her darbe öncesi darbecilerin birtakım ülkelere gidip gelmeleri, ülkemizde yapacakları ‘darbe için onay almaya gittiler’ şeklinde değerlendirilir miydi? Yine birtakım siyasiler olağanüstü dönemlerde yeni bir oluşumu gerçekleştirmeden önce Okyanus ötesine uzun süreli geziler düzenler, oralarda birtakım çevrelerle görüşmeler yaparak yapacakları işi onaylatma ihtiyacı duyarlar mıydı? Hemen belirteyim ki, ülkemizde önemli meseleler öncesi ve sonrası dış destek arayışı maalesef sadece olağanüstü dönemlerle sınırlı değil. Söz gelimi, ülkemizde bazı hareketlerinden dolayı takibata uğrayan çeşitli kesimlerden insanlar soluğu yurt dışında alarak çeşitli ülkelerin desteğini almaya, kendileri lehine ülkemiz yönetimine karşı destek ararlar mıydı?

 

Ülkemizde pek çok ülkede olduğu gibi yıllardan beri çeşitli sorunları, hatta rejim ile ilgili aksaklıklar, hatta oturmamışlıkları vardır. Bu durum özellikle temel insan hak ve özgürlükleri alanında sürüp gitmektedir. Ancak bunların çözüm yeri ülkemiz, kendi insanlarımız olmalıdır. Eğer sorunlarımıza bir araya gelip konuşarak çözüm bulamıyorsak dışarıdan çözüm bulmak mümkün değildir. Çünkü çözüme destek olması istenen ülkeler ülkemizdeki sorunların temelini oluşturuyor. Onlar için ülkemizin sorunlarla boğuşması, başının dertten kurtulmaması gerekiyor. Bu alışkanlık öylesine bir noktaya ulaşmıştır ki, yaşadığımız sorunların ya kaynağı yabancılardır ya da bu sorunların kangren haline gelmesi için bir çabanın içindedirler. Böyle olunca bu ülkenin insanları sorunlarına dışarıdan yardım beklemek alışkanlığından vazgeçmelidir. Özellikle de mücadelelerini verirken yabancıların kanatları altına sığınma alışkanlığını terk etmelidirler. Söz gelimi birtakım sorunların çözümü için düzenlenen toplantı ve gösteriler, yapılan yürüyüşler tamamen iç kamuoyuna dönük olmalı, sorunlara çözümü kendi içimizde aramalıyız. Bunun aksi, yani sorunlarımıza çözüm bulmak bahanesiyle dış destek aramak, sorunlarımızı daha da artıracaktır. Başka bir ifade ile ülkemizdeki mücadelemizi sürdürürken yabancıların birtakım açıklamalarına güvenmek kendi insanına güvenmemek anlamına gelir ki, böyle bir yaklaşım milli olamaz. Meselelerimizi kendi aramızda konuşup tartışarak çözüm bulamıyorsak, dış desteklere bel bağlayarak ülke ve millet olarak geleceğimizi daha da sıkıntıya sokarız/sokuyoruz. Kısacası, birtakım bahanelerle ülkeden kaçıp yabancılara sığınarak, onları ülkemiz aleyhine kışkırtmak için yola çıkanların bu ülkeye kötülükten başka verecekleri bir şey yoktur.