Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

ABD ve AB, Suriye’de yeni oluşum peşinde

ABD ve AB, Suriye’de yeni oluşum peşinde

Başlık pek çoklarının bildiği bir gerçeğin ifadesidir. Bunu biliyor ve bilerek tekrarlıyorum. İstiyorum ki, Irak’tan sonra Suriye’de sahneye konulan oyunu görmeyenler de görsün, millet olarak bu ortak düşmana karşı birlik oluşturulsun/oluşturulabilsin. Bunun zor olmadığı son olarak İstanbul Yenikapı’da düzenlenen Kudüs Mitingi vesilesiyle bir kez daha dosta düşmana gösterildi. Kudüs konusunda sağlanan bu birlik ve kucaklaşmayı ülkemizin bütünlüğü söz konusu olduğunda çok daha güçlü ve kolay bir biçimde sağlayabiliriz. Yeter ki, bölgemize ve ülkemize yönelik sergilenen düşmanca tavır karşısında oluşan birliği birtakım çevreler ve siyasiler sadece kendilerine mal etme gayretine düşmesinler. Yeter ki herkes vatan söz konusu ise gerisi teferruat diyebilsin ve söylediği doğrultusunda hareket etsin/edebilsin. Bu gerçekleştirilebildiği takdirde yenilmez sanılanlar yenilebilir, aşılamaz sanılan engeller aşılabilir. Çünkü bizler birlik olursak Allah’ın yardımı da bizimle olacaktır.
 
Hemen belirtelim ki, ABD ve koalisyon ortaklarının hedefi Türkiye’yi terör örgütü PKK/YPG ile karşı karşıya getirmektir. Hemen belirteyim ki, söz konusu terör örgütlerinin kafasını ezmek Türkiye için problem olmaz. Ne var ki, ipleri ellerinde tutan kuklacılar kendilerini fazla göstermeseler de oyunda başrolde bulunuyorlar. Bunun, medyada birkaç gündür yer alan, “ABD, PYD’ye son iki ayda 909 TIR dolusu silah sevk etti” haberleri en açık ifadesidir. Bu arada Rakka operasyonu bahanesiyle PYD’ye adeta silah yağdıran ABD’nin Suriye’nin kuzeyinde kuracağı taşeron devlete engel olarak gördüğü Fırat Kalkanı Operasyonu ile temizlenen bölgeyi ortadan kaldırmak için harekete geçmiş olması da gösteriyor ki, artık niyetlerini gizlemeye bile gerek duymuyorlar.
Hemen belirteyim ki Haçlı-Siyonist ittifakının sahnelediği oyunların farkında olmamız, ona göre tedbir almamız şarttır. Ancak bunun yolunun içerideki birlik ve beraberlikten geçtiğini unutmamak gerekiyor. Irak’ın ardından Suriye’de de yeni bir oluşumun peşinde olanların bundan sonraki hedefinin Türkiye ve İran olduğunu bilerek hareket etmek durumundayız. Bu gerçeğe rağmen aramızdaki birtakım farklılıkları bahane ederek birbirimizle uğraşarak gücümüzü zayıflatacak olursak bilinmelidir ki, ileride bu yanlıştan dönülse bile düşmanlarımızın eli güçlendirilmiş, onların oyununa gelinmiş olunacaktır.
 
Ülkemiz üzerinde planları olan Haçlı-Siyonist ittifakının yaptığının birtakım terör örgütlerini meydana sürmekten ibaret olmadığını, içerideki birtakım farklılıklarımızı çatışma sebebi haline getirmek için çeşitli provokasyonlara başvurduğunu unutmamak gerekiyor. Özellikle 28 Şubat sürecinde birtakım kimseler ortaya sürülmüş ve bunlar üzerinden toplumun bir kesimine yönelik saldırılar düzenlenmişti. Bugün o zaman kullanılan Fadime Şahin, Müslüm Gündüz ve Ali Kalkancı’lar neredeler diye sormayın. Çünkü o gün kullandılar ve son kullanma tarihi geçince de unutulmaya terk edildiler. Bu günlerde heykele saldıranlar, kıyafetinden dolayı saldırıya uğrayanların birdenbire ortaya çıkmış olmaları sanıyorum tesadüf değildir. Kısacası, bir yandan terör örgütleri silahlandırılırken öbür yandan geçmişte yaşadığımız birtakım olayların benzerlerinin birdenbire ortaya çıkmaya başlamış olmasını içerideki birlik ve beraberliği yok etmeye yönelik operasyonlar olarak değerlendirmek yanlış olmaz sanıyorum. Bu arada nikâhın müftüler tarafından kıyılabileceğine yönelik düzenlemenin gündeme gelmesini de bazı kesimlerin yeni bir malzeme bulmuş gibi istismara kalkışmalarının da doğru okunması gerekiyor. Özellikle de birtakım kesimlerin istismarcılığına fırsat vermemek gerekiyor. Kastımın müftülerin nikâh kıymasına karşı çıkmak olmadığını hatırlatmak isterim. Pusuda yatan, sürekli olarak ülkemizi kendi arzuları istikametinde şekillendirmek isteyenlere karşı da uyanık olmak durumundayız.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi