Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Müslümanlar ne zaman tek yumruk olacak?

Müslümanlar ne zaman tek yumruk olacak?

Müslümanların dünyanın her köşesinde saldırıya uğradığını yazmak insana üzüntü ve acı veriyor. Özellikle de küfür cephesinin İslam ve Müslümanlar söz konusu olduğunda her zaman ve her şartta birlikte hareket ediyor olmaları ister istemez, insanın aklına, “Küfür cephesine karşı Müslümanlar ne zaman tek yumruk olacak?” sorusunu getiriyor. Sorunun akla gelmesi önemli olmakla birlikte birlik oluşturulamadığı sürece fazla bir anlam ifade etmiyor. Müslümanların tek yumruk oluşturamamaları önemli bir sorun olmakla birlikte bir de Müslümanların küfür cephesinin telkin ve yönlendirmeleri ile birbirlerini kırmaları, güçlerini birbirlerine karşı kullanmaları çok daha acı veriyor. Kendilerini radikal olarak nitelendiren bölgemizdeki bir takım örgütlerin saldırılarını sadece Müslümanlara karşı sürdürmeleri, hiç birinin İsrail’e karşı bugüne kadar bir hamle yapmamış olmaları düşündürücüdür. Bu bakımdan öncelikli olarak Müslümanlar birbirlerine karşı çatışmalarına son vermek durumundadırlar. Bu saldırılar ve bir takım uydurma ihtilaflar son bulmadan İslam dünyasının tek yumruk olması elbette mümkün olmaz.

Yemen’de yaşanan kolera salgınında hayatını kaybeden on binlerce insanın sorumluluğunu kime atacağız, hesabını kimden soracağız. Irak’ta yaşanan bölünmenin tarafları Müslüman değil mi? Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi’ni bağısızlık ilanı için harekete geçirenler Haçlı-Siyonist ittifakı olduğu bilindiğine göre öncelikli olarak kendi aramızda birlik sağlamamız gerekmiyor mu? Suriye’de ABD ile Rusya aralarında sağladıkları bir mutabakat çerçevesinde Müslümanları katletmiyor, yerlerinden göçe zorlamıyorlar mı? Yurtlarını terk eden Müslümanların yerinde Irak benzeri bir devlet kurma planının uygulanmakta olduğunu bilmeyen kaldı mı? Irak’ta olduğu gibi Suriye’de de benzer bir yapının oluşmasının İsrail’in desteğini aldığı düşünülürse, hedefte Müslümanlar olduğu sürece Haçlı-Siyonist ittifakının birlikte hareket ettiğini sanıyorum söylemeye bile gerek yok. Bir de Myanmar ordusunun eğitimi ve silahlandırılmasında İsrail’in aktif rol üstlendiği düşünülerse sanıyorum mesele bütün açıklığı ile ortaya çıkmış olacaktır. Bu noktada geçtiğimiz günlerde medyada yer alan iki haberin başlıklarını aktarmak istiyorum. İlk haber Suriye’de Deyrizor kentindeki terör örgütü DEAŞ militanlarının ABD askeri helikopterleri tarafından tahliye edildiği şeklindeydi. Haberin kaynağı ise ABD’nin Suriye’deki müttefiki Rusya. Aktaracağım ikinci haber ise medyada, “İsrail, Suriye’de kimyasal silah tesisini vurdu” başlığı altında yer aldı. İsrail’in Suriye’ye yönelik bu saldırısının ABD ve Rusya’dan habersiz gerçekleştiğini düşünmek mümkün olabilir mi?

Myanmar’da yaşanan katliamlar karşısında dünyanın tam bir sessizliğe bürünmüş olması bile İslam dünyasının birlik oluşturmak zorunda olduğunu göstermeye yeter. Denize dökülen petrole bulanmış bir karabatak kuşunun haberi günlerce dünya medyasını işgal ederken, tüm dünyanın dikkatini o noktaya çekerken yüz binlerce Müslüman’ın katledilmesi karşısında sessiz kalanların insanlık anlayışını izaha gerek var mı? Hemen belirteyim ki, petrole bulanan o kuşun çaresizliğine en çok üzülenlerden biriyim. Ancak, Müslümanların katledilmesi ve soykırıma uğratılması karşısında seslerini çıkarmayanları samimi bulmadığım için konuya dikkat çekiyorum.

Sözün özü; küfür tek millettir gerçeği karşısında İslam dünyasının tek yumruk olma mecburiyeti vardır. Aksi halde yaşanan katliamlar karşısında duyduğumuz üzüntü ve çektiğimiz acı sürüp gidecek demektir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi