Hayal tacirlerini kovmadan bölgemize huzur gelmez
ABDÜLKADİR ÖZKAN
TÜM YAZILARI
MESAJ AT
Başlığı, ‘ABD ve ortaklarını kovmadan bölgemize huzur gelmez’ şeklinde de belirlemek mümkündü. Bölgemizde bir takım hayallerin oluşmasının temelini yüz yıl önceden atanlar İngilizler ama daha sonraki yıllarda İngilizlerin sahneye koyduğu planı sürdürmek görevini ABD üstlendi. ABD üstlendi ama İngiltere piyasadan tamamen çekilmedi. Ortalıkta fazlaca görünmeden yönetmen koltuğunda oturmayı sürdürüyorlar. Bunun için bölgemizde ve İslam dünyasında huzur ve barışın gelmesi isteniyorsa öncelikli olarak ABD, İngiltere ve ortaklarının bölgemizden kovulması gerekiyor. Özellikle de bölgemizde barışın sağlanmasını ABD, kısaca Haçlı ittifakından beklemek ham hayal değilse bilinmelidir ki akıl tutulmasıdır. İsrail’den söz etmeyişimin bölgemizde yaşanan huzursuzluklarda onların rolünü bilmediğimden değil. Ancak, Haçlı ittifakı bölgemizden kovulduğu takdirde Siyonistler fazlaca hayal kuramazlar, kursalar da kursaklarında kalır. Kısacası, onların sesini yükseltmelerini sağlayan başta ABD olmak üzere Haçlı ittifakı.
Bugün Barzani, bağımsız devlet kurmak için referandumu gündeme getirmiş ve bunu çocukluk hayalinin hayata geçirilmesi olarak ilan etmiş ise bu hayalin tohumlarını atanların Osmanlı’yı parçalayanlar olduğunu bilmeyen kalmadı sanıyorum. Herkes biliyor ama ne yazık ki bu toplum çevremizdeki bir takım aşiret ağalarına hayal gördürenlere karşı ülkemizde bir barış sevdası estirildi. İlle de barış. Yurtta barış, dünyada barış. Huzur içinde yaşamak için elbette barış gerekli. Ama çevremizdeki bazı ülkelerde bir takım çocukluk hayali ile hareket edenler varsa ve bu hayallerini hayata geçirmek için Roma’yı ateşe vermeyi göze alanlar var ise buna karşı bizim de bir takım tedbirlerimizin olması gerekir. Söz gelimi, baba ve oğul Esad’ların hayali Türkiye’nin bazı bölgelerinin kendilerine ait olduğu şeklindeydi ve çizdirdikleri bir takım haritaları okullarda çocuklarına ezberleterek, çocuklarını bu hayali gerçekleştirmek için hazırlıyorlardı. Ne var ki bu hayalcilere Türkiye olarak el uzattık. Barzani gibi bir aşiret ağasına el uzattık, ona devlet başkanı muamelesi yaptık. Suriye’de Esad ile ortak bakanlar kurulu toplantısı yaptık. Ortak bakanlar kurulu toplantısı yaptığımız dönemde Suriye’yi yönetenlerin hayallerinde Türkiye’nin bazı yerlerinin kendilerine ait olduğu düşüncesi devam ediyor, çizdikleri haritalar ders kitaplarında varlığını koruyordu.
Cenap Şahabettin’in çok sevdiğim, “Hülyasız yürek petrolsüz lambaya benzer” şeklinde bir sözü vardır. Hayal olmadan gelişme olmaz. Ancak, dışarıdan pompalanan hayallerin bölgemizi sürekli savaş alanı haline getirdiğini, bu hayalin bölgemiz insanının zihinlerine emperyalist hayal tacirleri tarafından ekildiğini görmek ve bilmek durumundayız. Kısacası hayallerin bize ait olması, alt yapısını bizim değer ölçülerimizin oluşturması gerekiyor. Aksi halde üç buçuk İsrail yaklaşık iki milyarlık İslam âlemine kafa tutma cesaretini bulur. Ve yine Barzani çocukluk hayalini gerçekleştirme heyecanına kapılırken ABD bölgemizde büyük işgalin adımlarını atar, sürekli olarak Irak ve Suriye’ye asker yığar, yeni üsler oluşturur. Bu üsleri ABD’nin Barzani ya da bir başka İslam ülkesini korumak için kurmadığını anlamak çok mu zor? Yoksa bir takım hırslar sorumluluk mevkiinde bulunanları kör mü ediyor? Kuzey Irak referandumunu tek başına İsrail’in destekliyor oluşu Barzani’ye bir şey hatırlatmaz mı? Yoksa bir gazetemizin belirttiği gibi Barzani, “Kuzey Irak’ı İsrail’e sattı” da haberimiz mi yok?
Netice itibariyle Kuzey Irak bağımsızlık referandumu Barzani’nin çocukluk hayali olmaktan ibaret değildir. Haçlı ittifakının 100 yıllık oyununun bugüne yansıyan bölümünden ibarettir. Bu oyunu bozmadan, bölge ülkeleri kendi sorunlarına kendileri çözüm bulmanın yollarını göremeden bölgemize huzur gelmeyecektir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.